Başkan Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı`nda konuştu. Başkan Erdoğan, `Güvenli bölge sınırları içinde hala teröristlerin bulunduğunu biliyoruz. Bizi teröristleri buradan çıkardık laflarıyla bizi aldatamazlar. Daha buralar teröristlerden arındırılmış değil` dedi. Üniversite öğrencilerine burs ve kredi müjdesi veren Başkan Erdoğan, `Ocak ayında lisans öğrencilerinin öğrenim kredisi 550 TL`ye çıkıyor. Yüksek lisansta 1100 TL, doktorada 1650 TL olarak uygulanacak.` ifadelerini kullandı.
Başkan Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı`nda önemli açıklamalarda bulunuyor. Başkan Erdoğan`ın açıklamasından satır başları:
Aziz Milletim, değerli milletvekili arkadaşlarım, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle, hürmetle selamlıyorum. Grup toplantımızın ülkemiz ve partimiz için hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum.
Geçtiğimiz Pazar günü, 3 Kasım 2002 milletvekili genel seçimlerinin 17’nci yıldönümüne ulaştık. Bu seçimlerde AK Parti, yüzde 34,3 oy oranı elde ederek, Meclis’te 3’te 2’ye yakın bir çoğunlukla, 363 milletvekiliyle tek başına iktidara geldi. Aradan geçen 17 yılda Türkiye’yi nereden nereye getirdiğimize baktığımızda, gerçekten göz kamaştırıcı bir tabloyla karşılaşıyoruz. Üstelik bu 17 yıllık dönemde Türkiye, vesayetle mücadeleden envai çeşit terör saldırısına ve ekonomik sabotajlara kadar pek çok sıkıntıyla da yüzleşmek zorunda kalmıştır.
"AK PARTİ`NİN İKTİDARINI UZUN SÜRE KABULLENEMEDİLER"
Vesayet odakları, AK Parti’nin hem bizatihi varlığını, hem de iktidarını uzun süre kabullenemediler. Hatta bugün dahi, ellerine imkan geçse, yine AK Parti’yi yerle yeksan etmek isteyeceklerinden hiç şüpheniz olmasın.
Nitekim, en küçük bir fırsatta bu tür heveslerin nasıl hortladığını, son mahalli seçimlerin ardından yaşanan kimi hadiselerde hep birlikte gördük. Vesayet güçleri, ülkeyi yönetmemizi engellemeye çalışmanın yanında, bir sembol olarak gördükleri Cumhurbaşkanını da bize seçtirmek istemedi. Bu engelleme çabasını, genel seçime gidip milletimizi hakem tutarak aştık. Sadece bununla kalmadık, önce Cumhurbaşkanının seçimini doğrudan milletimizin uhdesine bıraktık. Bunu da kabullenemediler.
Ardından da tarihimizin en büyük yönetim reformunu gerçekleştirerek Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçtik. Böylece, AK Parti’ye Cumhurbaşkanı seçtirilmek istenmeyen bir Türkiye’den, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçmeyi başaran bir Türkiye’ye gelmiş olmayı başaran bir Türkiye`ye geçmiş olduk.
"KESİNTİSİZ BİR SALDIRI SÜRECİNİ HEP BİRLİKTE YAŞADIK"
Bununla beraber, özellikle de Türkiye’nin başarılarının artık iyice belirginleştiği 2013’ten itibaren giderek tırmanan kesintisiz bir saldırı sürecini hep birlikte yaşadık. Gezi Olayları dönemini hatırlayın. Akılla, mantıkla izahı olmayan bir kampanya başlatıldı ve sokaklarda terör estirildi.
Vesayete nasıl teslim olmadıysak, bu vandallara da eyvallah etmedik ve sokakları onlardan temizledik.
Ardından FETÖ’nün, 17-25 Aralık emniyet-yargı darbe girişimiyle demokrasiye ve meşru hükümete ilk saldırısı geldi. Milletimizle birlikte bu oyunu da bozduk. Bu defa, bölücü terör örgütünü devreye alıp, çukur eylemleriyle vatanımızda delikler açmaya teşebbüs ettiler. Teröristleri açtıkları çukurlara gömerek, bu girişimi de boşa çıkardık.
Aynı dönemde her girdiğimiz seçimden birinci parti olarak çıkmaya da devam ettik. Baktılar ki, AK Parti’yi ne sahada, ne sandıkta yenemeyecekler, bu defa doğrudan silaha başvurdular.
"NEREDE ÜLKEMİZE DOĞRULTULMUŞ SİLAH VARSA İMHA ETTİK"
15 Temmuz darbe girişiminin milletimiz tarafından cesaretle durdurulması, sadece ülkemizin değil, dünya demokrasi tarihinin en şanlı direnişi ve başarısı olarak kayıtlara geçmiştir.
Türkiye’yi terör örgütleri vasıtasıyla kuşatmayı planlayanlara cevabımızı, teröristlerin doğrudan inlerine girip tepeleyerek verdik. Hem sınırlarımız içinde hem de sınırlarımız dışında, nerede ülkemize doğrultulmuş bir silah varsa, önünde-arkasında kim var diye bakmadan, üzerine gidip imha ettik, etmeye devam ediyoruz.
"HİZMETLERİMİZLE MİLLETİMİZİN GÖNLÜNÜ FETHETTİK"
Bugünden 3 Kasım 2002 tarihine kadar olan 17 yılın tamamında, demokrasinin ve milli iradenin güçlendirilmesi yanında, istiklal ve istikbal davamızın ayrılmaz bir parçası olan kalkınma, büyüme, yatırım, refah mücadelesini de asla ihmal etmedik. Türkiye’nin 81 vilayetinin her karışına, 82 milyon vatandaşının her birinin hayatına dokunan eserlerimizle, hizmetlerimizle milletimizin gönlünü fethettik.
"EĞİTİM, HÜKÜMETLERİMİZİN BÜTÇELERİNDE HEP İLK SIRADA YER ALDI"
Hükümete geldiğimizde ülkemizi eğitim, sağlık, adalet ve emniyet sütunları üzerinde yükselteceğimizin sözünü vermiştik. Bunun için de önceliği bu alanlara verdik. Eğitim, hükümetlerimizin bütçelerinde hep ilk sırada yer aldı. Eğitim harcamalarının milli gelire oranını yüzde yarım düzeyinin altından aldık, yüzde 2,5’in üzerine çıkardık.
Eski dönemin vesayet ürünü kesintisiz eğitim yöntemini bir kenara bıkarak 4+4+4 olarak ifade ettiğimiz, 12 yıllık ve kademeli zorunlu eğitime geçtik. Katsayı engeli başta olmak üzere, gençlerimizin eğitim yarışında haksızlığa uğramalarına yol açan anti-demokratik uygulamalara son verdik.
Meslek liselerini ve imam hatip okullarını yeniden cazip hale getirdik.
Derslik sayısını 309 bin ilaveyle 578 bine, öğretmen sayısını 652 bin ilaveyle 947 bine, üniversite sayısını 131 ilaveyle 207’ye, akademik personel sayısını 98 bin ilaveyle 168 bine yükselttik.
Üniversite öğrencisi sayısının 1,6 milyondan 7,8 milyona çıkması dahi, tek başına eğitimde geldiğimiz seviyenin en çarpıcı ifadesidir.
ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNE MÜJDE
"ÖĞRENİM KREDİSİ VE YA BURSU RAKAMLARI 550 LİRAYA ÇIKIYOR"
Bu vesileyle üniversite öğrencilerimize bir müjde vermek istiyorum. 2020 Ocak ayı itibariyle lisans öğrencilerimizin öğrenim kredisi veya bursu rakamları 500 liradan, yüzde 10 artışla, 550 liraya çıkıyor. Hatırlarsanız, bu rakam biz hükümete geldiğimizde 45 liraydı.
Öğrenim kredisi rakamları Ocak ayından itibaren yüksek lisansta bin 100 lira, doktorada bin 650 lira olarak uygulanacak. Yeni öğrenim kredisi ve bursu rakamlarının tüm öğrencilerimize hayırlı olmasını diliyorum.
"HER BİRİ EN İLERİ DONANIMA SAHİP 5 BİN 500 AMBULANSA SAHİP BİR TÜRKİYE VAR"
Sağlık, en büyük reformları gerçekleştirdiğimiz alanların başında geliyor. Adeta sağlam giren insanların hasta çıktığı sağlık tesislerimizi, sisteminden altyapısına kadar her şeyiyle yeni baştan düzenledik. Hastane ve diğer yataklı tedavi kuruluşlarımızın sayısını 2 bin 600 seviyesinden 5 bin 500 düzeyine çıkardık. Hastane yatak sayısını 240 bine, nitelikli yatak sayısını 145 bine yaklaştırdık.
Doktor sayımızı 92 binden 161 bine, toplam sağlık çalışanı sayımızı ise 378 binden 1 milyon 25 bine yükselttik. Çoğu kaporta-motordan ibaret 618 ambulansa sahip bir ülke devralmıştık. Bugün, helikopteriyle, uçağıyla, deniz motoruyla, paletlisiyle, tekerleklisiyle, her biri en ileri donanıma sahip 5 bin 500 ambulansa sahip bir Türkiye var.
Tabii bunlar, özellikle yaşı 35’in altında olanların anlamakta zorluk çekecekleri büyük bir değişimin ifadesidir.
"YARGIYA SIZAN FETÖ`CÜLERİ KUYUMCU TİTİZLİĞİYLE TEMİZLEDİK"
Adalette, hakim-savcı sayımızı 9 bin 349’dan 20 bin 742’ye, yardımcı personel sayısını 26 binden 70 bin 800’e çıkardık. Yargı sistemine sızan FETÖ’cüleri kuyumcu titizliğiyle tespit edip temizledik.
Mahkeme sayılarını iki kat artırarak, 256 yeni adalet sarayı inşa ederek, yargının işleyişini kolaylaştırdık. İstinaftan ihtisaslaşmaya, ombudsmanlıktan Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkına, HSK’nın yeniden yapılandırılmasından askeri mahkemelerin kaldırılışına, temel kanunların yenilenmesinden infaz sistemine kadar pek çok alanda reformlar yaptık.
Bugün de, milletimize ilan ettiğimiz Yargı Reformu Strateji Belgesinde yer alan düzenlemeleri paket paket Meclis’e getiriyoruz.
"BELEDİYELERİ, EN GÜZEL HİZMETLERİ VEREBİLECEKLERİ BİR SEVİYEYE ÇIKARDIK"
Emniyet hizmetlerini 306 bini bulan polis ve bekçi, 177 bini bulan jandarma ve 6 bin 500’e yakın sahil güvenlik personeli ile yürütüyoruz. Amacımız, 780 bin kilometrekare vatan toprağının her karışında insanlarımızın güvenli, huzurlu, geleceğinden emin bir şekilde yaşamasını sağlamaktır.
Kademeli olarak hayata geçirdiğimiz reformlarla tüm belediyeleri, kaynak ve yetki bakımından, sorumluluk alanlarında en güzel hizmetleri verebilecekleri bir seviyeye çıkardık.
"19 ENDÜSTRİ BÖLGESİNDE 86 BİN İSTİHDAM SAĞLADIK"
Sanayi üretimini hem artırdık, hem yaygınlaştırdık. Organize sanayi bölgelerinin sayısını 120 ilaveyle 313’e, buralardaki işletme sayısını 42 bin ilaveyle 53 bine, istihdamı da 1,5 milyona yakın ilaveyle 1,9 milyona yükselttik.
Hepsini de kendi dönemimizde kurduğumuz ve cari açığımızın azaltılmasında 18,5 milyar dolarlık katkısı olan 19 endüstri bölgesinde 86 bin istihdam sağladık. KOBİ’lere en büyük destekler, hükümetlerimiz döneminde verildi.
"SAVUNMA, GÖĞÜS KABARTICI BAŞARILARA İMZA ATTIĞIMIZ ALANDIR"
Savunma sanayi, şahsen ilgilendiğim ve gerçekten göğüs kabartıcı başarılara imza attığımız bir diğer alandır. Bugün Türkiye, milli güvenliği için kimin ne dediğine bakmadan istediği gibi operasyon yapabiliyorsa, bunu savunma sanayinde geldiğimiz yere borçluyuz.
İnşallah kendi savaş uçağımızdan her türden motorumuza kadar tüm savunma sanayi ihtiyaçlarımızı kendi imkanlarımızla üretebilir hale gelmemiz çok yakındır.
"REFAH SEVİYESİNİ FİİLEN YUKARIYA ÇIKARDIK"
Böylece, ülkemizde günlük harcama düzeyi 4,3 doların altındaki nüfus oranını yüzde 30 düzeyinden yüzde 1,5’e indirdik, burası çok önemli. Asgari ücretten, memur ve emekli maaşlarına kadar her alanda gelirleri, buna bağlı olarak da refah seviyesini fiilen yukarıya çıkardık. Bugün Türkiye, düşük ve orta gelir düzeyini geride bırakarak, yüksek-orta gelir grubuna mensup bir ülke haline gelmiştir.
"DÜNYANIN EN BÜYÜK 13`ÜNCÜ BÜYÜK EKONOMİSİ DURUMUNDAYIZ"
Ülkemizi diğer alanlarla birlikte ekonomide de fevkalade ileriye taşıdık. Ekonomimizi, 2003-2018 arasında yılda ortalama yüzde 5,6 oranında büyüttük. Milli gelirimizi, döviz kurunda geçen yıl yaşadığımız ağır saldırıya rağmen 790 milyar dolar seviyesinde tuttuk.
Satın alma paritesine göre dünyanın 13’üncü büyük ekonomisi durumundayız. Ve biliyorsunuz şu anda 20 tane dünya ülkesi arasında Türkiye, bu 20`nin içerisinde. Bu bir şey ifade ediyor. Durup dururken sizi oraya almıyorlar. Küçük bir hamleyle bu listede kısa sürede birkaç basamak birden yükselebilecek bir yerdeyiz.
"İHRACATIMIZI 180 MİLYAR DOLARA ÇIKARDIK"
Hükümetlerimiz döneminde 9 milyon yeni kişiye iş sağlayarak, istihdam rakamını 29 milyona yükselttik.
İhracatımızı 36 milyar dolardan 171 milyar dolara, genel ticaret sistemine göre de 180 milyar dolara çıkardık. Cari dengemiz tarihimizde ilk defa 5 milyar dolar civarında fazla verir hale geldi. Biz bu cari denge meselesini, en az terörle mücadele kadar kritik bir beka meselesi olarak görüyoruz. Onun için de bu konudaki kararlı duruşumuzu sonuna kadar sürdüreceğiz.
"GAZİ, PARLAMENTER DEMOKRASİYLE Mİ İDARE ETMİŞTİ ÜLKEYİ?"
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi`ne karşı çıkanlar var, biliyorum. `Geleneklerimize aykırı` diyorlar. Yeri geliyor, biz `Atatürk`ün partisiyiz` diyorlar. Acaba Gazi, parlamenter demokrasiyle mi idare etmişti ülkeyi? Dert başka. Kiminle geldi, AK Parti ve Cumhur İttifakı ile. Bu rahatsız ediyor. Sonunda millete gidildi, millet Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi`ne `evet` dedi. Hani egemenlik milletindi?
"TÜRKİYE’NİN ŞU AN IMF’YE BORCU YOK"
Şu anda bizim IMF ile bir ilgimiz yok. İktidara çamur atma gayreti içindeler. Atamazsınız. Çünkü sizin buraya ne diliniz ne ağzınız ulaşamaz. Her şeyden önce haddinizi bileceksiniz. IMF olayını bu milletin başına dert eden sizsiniz. Türkiye’nin şu an IMF’ye borcu yok. Başbakanlığım döneminde IMF bizde 5 milyar dolar belki de Euro borç istedi.
‘FAİZ ORANLARINI DÜŞÜRECEĞİZ DEDİK’
Ülkemize geçtiğimiz ağustos ayından itibaren kurulan döviz kuru faiz ve enflasyon üçgeninde kurulan oyunu bozduk. Faizi düşürdükçe enflasyon düşer dedim. Bu olduğu zaman büyüme hızlanır dedik.
Bakın şimdi bu sistem değişince önceki Merkez Bankası başkanını görevden aldık çünkü laf dinlemiyor adam. Yeni arkadaşımızla yola deva ettik. Faiz oranlarını düşüreceğiz dedik.
Faiz çünkü bir ülkenin kalkınmasına en büyük kötülüktür. Yatırımı durdurur ve sizin büyümenizi engeller. Bu adımlar atılınca hava değişti ve enflasyonda tek haneye geldik. Ve döviz kurunu nispeten stabil hale getirdik.
"TÜRKİYE, TERÖRLE EN BÜYÜK MÜCADELEYİ VERMİŞ ÜLKEDİR"
Türkiye, dünyada terörle mücadele konusunda en büyük mücadeleyi vermiş, en büyük kayıpları yaşamış, aynı zamanda en büyük başarıları elde etmiş bir ülkedir. PKK terör örgütü 1984 yılından beri devletimize ve milletimize saldırmaktadır.
ABD`YE FETÖ TEPKİSİ
FETÖ`yü niye saklıyorlar demek bir proje var. Terörist başı FETÖ, bir projedir. Bir proje olarak da ABD`de 400 dönümlük arazi üzerinde yaşamaktadır"
DEAŞ`ın başı öldürüldü, dünya ayağa kalktı. O ne kadar sizin için önemliyse, FETÖ de bizim için bu kadar önemlidir. Bu adam benim 251 kardeşimi şehit etti. FETÖ biz iade edilmeli, ha APO, ha FETÖ hiçbir farkı yok.
"TERÖRİSTLERİ ÇIKARTTIK LAFLARYILA BİZİ ALDATAMAZLAR, HALA TERÖRİSLER ÇIKARILMADI"
Amerika ve Rusya ile vardığımız mutabakatlara bağlıyız. Bir şartla… Muhataplarımızın da sözlerini yerine getirmeleri halinde bu geçerlidir. Her iki tarafta da belirlediğimiz güvenli bölge sınırları içinde hala teröristlerin bulunduğunu biliyoruz. Yani bizi `teröristleri buradan çıkardık, buralar teröristlerden arındırıldı` laflarıyla aldatamazlar. Daha buralar teröristlerden arındırılmış değil. Ne Tel Rifat`ta, ne Münbiç`te hala teröristler oralardan çıkarılmış değil. Aynı şekilde Rasulayn`ın doğusunda, güneyinde teröristler arındırılmış değil.
Bir taraftan zaten petrolü ben çok severim dediği zaman yanında petrolü beraber üreteceği teröristler var.
Güvenli bölge sınırları ötesindeki teröristler de güvenlik güçlerimize yönelik saldırılar düzenliyor. Şu anda hala. Bu duruma seyirci kalacağız. Bundan sonra ne yapmamız gerekiyorsa onu yapacağız.