Başardılar!..
Evet evet yeni bir sıçrayışın,
yeni bir şevkin kaynağı olacağını iyi biliyorlardı...
Bu sene çok önemliydi...
Bu sene birilerinin beceremediği,
birilerinin bütün umutları boşa çıkardığı gelişmelerden sonra,
yeni bir atakla tabuların yıkıldığı, putların parçalandığı yer olacaktı Erciyes...
Birilerinin sidik yarışı yüzünden yapamadığını,
Ülkücüler yapacaktı Erciyes‘te...
Fakat tabular durmadılar...
Putlar atağa geçtiler...
Onların hangi kanalları araya koyarak Erciyes Türk Kurultayı‘nın iptali için çalıştıklarını biz biliyoruz!..
Kendilerinin zamanında iptal ettikleri, hatta yasakladıkları yetmiyormuş gibi,
Ülkücülerin Başbuğ‘larının emanetine sahip çıkışınıda böylece engellemiş oldular...
Ülkücü iradenin indinde otoritesi sıfıra inenler,
Artık ülkücülerin indinde yok hükmünde olan ipi pazara çıkmış zavallı varlıklar,
Siyasi erk‘e, erketelik yaparak, nihayet bu sene başardılar bunu...
Onları tebrik ediyoruz ve kınalarını göndereceğiz!..
................
Onlarla beraber...
Bu yasaklamayı dahi beklemeden, gelemeyeceğini bildiren pek sayın Genel Başkan Adaylarımıza da teşekkür ediyoruz!
Gerçi biz hiç kimseye, Erciyese gelmesi için ucu telli davetiye göndermemiştik...
Geleceğiz diyen onlardı...
Gelmeyeceğiz diyenler yine onlar oldular...
Geleceklerine sevinmiştik,
Ama yalan yok gelmeyeceklerine de öyle çok üzülmemiştik!..
Biz Kurultayımızı yıllardır yaşatıyorduk zaten...
Eğer gelmeyeceklerini böyle önceden deklere etmeselerdi,
kim bilir belkide bize izin vermeyenler bu işi bu kadar kolaylıkla yapamazlardı!
Eee... Ne de olsa onlar da büyük baştan sayılırlardı!
Bizim ulaşamadığımız yerlere ulaşırlar, onlarla irtibata geçerler ve derdimizi daha iyi anlatırlardı...
Ama olsun... Yine de sağolsunlar...
Bizim göremediğimiz yanlarını bize göstermiş oldular!..
..............
Bize izin vermeyenlere gelince;
Yani, OHAL‘i bahane ederek, Erciyes Türk Kurultayına izin vermeyenlere gelince,
Onları (varsa eğer) vicdanlarıyla baş başa bırakıyorum...
Her gün, hatta gündüz bile değil,
her gece şehirlerin, kazaların meydanlarını birileri doldururken,
Hemde Demokrasi kelimesini paravan olarak kullanıp,
bir siyasi partinin taraftarlık şovuna çevirirken...
Ve üzülerek söylüyorum (yaşadıkları psikolojik travmadan dolayı) onların yanına asker bile yanaşamazken...
Onlara OHAL-MOHAL yokken,
Erciyes‘in Tekir Yaylasında Ülkücülerin kucaklaşmasına izin vermemeyi o vicdanınızın neresine sığdırdınız?
İzin vermediniz...
İzin vermediğiniz gibi elimize bir gerekçe de vermediniz...
OHAL ilan edilmesine sebep olanlar ile OHAL‘i ilan edenler elele devletin kozmik odalarına girerken,
Devlet diye, Devlet-i ebed müddet diye Erciyes‘in Tekir yaylasında bangır bangır bağıran bizdik...
Ama bak gücünüz bize yetti!
Siz bizi, yani Ülkücüleri ancak;
Bozkurtlara müsade etmediğiniz yaylalara, ayılar, domuzlar, yılanlar dolunca anlarsınız!..
Demekki doğru imiş!
Demekki devlet‘e hizmet hakikaten cezasız kalmıyormuş.
Hani derler ya;
“ Kartala bir ok değmiş, o da kendi teleğinden..„
Ozan Arif
25 Temmuz 2016
Samsun