Haberin yayım tarihi
2008-10-31
Haberin bulunduğu kategoriler

Devrim'in Arabası da Kendisi de Yolda Kaldı

Abdullah Yaşar

Son günlerin dikkat çeken yerli yapımlarından "Devrim Arabaları" filminde bir yandan tamamı Türk mühendislerden oluşan bir ekip Türkiye"nin ilk otomobilini yapmaya çalışırken öte yandan onlarla aynı zamanda devrin iktidarı da Yassıada'da dünya tarihinde eşi görülmedik bir biçimde yargılanıyorlar. Devrim Arabaları"nın yani ilk Türk otomobillerinin yapımına başlanmasını talimatını bizzat dönemin MBK (Milli Birlik Komitesi) Başkanı Cemal Gürsel veriyordu filmde. Yani Menderes ve arkadaşlarının meşru iktidarını devirenlerin İzmir"deki evinden alelacele Ankara"ya getirtip memleketin başına koydukları emekli General Cemal Gürsel.

Cemal Gürsel"in bu ilk yerli otomobil talimatına neden olarak ise dünyada yankılanan "Türkler bu işleri beceremez" sözleri gösterilmiş. Filmde Gürsel"in "bu işler bize göre değil, bu sevdadan vazgeçelim" diyen etrafındakilere "biz aslında devrimi zihinlerde yapmalıymışız" diyerek tarihe not düştüğü anlatılıyor. Oysa ne garip değil mi? Bu sözleri söyleyen şahıs, milletin iktidara getirdiği, on yıl gibi kısa bir sürede memleketi imar eden, yaptıkları icraatlarla bütün dünyanın ilgisini çeken kısacası asıl devrimi gerçekleştiren Adnan Menderes hükümetini deviren darbecilerin başında olarak bunu söylüyordu. Aynı Gürsel, Devrim adı verilen ilk yerli otomobillerin Türk milletinin gurur kaynağı olacağını da sözlerine ekliyor. Öyle bir ülke düşünün ki, Cumhurbaşkanından tutun Genelkurmay Başkanına, Başbakanından tutun Milletvekillerine kadar neredeyse tüm iktidarını sudan sebeplerle, münferit, yalan dolan hadiselerle bir adaya hapsetmiş insanlık dışı muamelerle yargılarken, diğer yanda onları -yani kendi insanlarının seçtiklerini- devirenler yine kendi insanlarının gururunu düşünerek yerli otomobil üretmeye çalışıyorlar.

Elbette böyle bir ülkenin Türkiye olması çok hüzün verici. Hüzün verici olduğu kadar da düşündürücü. Oysa o günlerde bütün dünya bizim kendi otomobilimizi yapıp yapamayacağımızdan çok bizim kendi kendimizi yönetemediğimizi konuşuyordu. Bu ne aldanmışlıktır ki, meşru iktidarı devirerek tüm dünyada imajımızı yok edip gururumuzu incitenler, sözümona yerli otomobil yaparak dünyadaki imajımızı düzelteceklerini, gurumuzu yükselteceklerini sanıyorlardı. "Devrim"in arabası dışarıda yapılıyordu belki ama kendisi Yassıada"da hapisteydi.

Oysa Menderes ve arkadaşları kısa sürede ne devrim"ler yapmışlardı. İktidarlarının henüz 3.yılında yani 1953 yılında Türkiye, dünyanın sayılı hububat üreticisi ülkelerinden biri konumuna gelmişti. Demokrat Parti iktidarı altyapı yatırımlarına ve karayolu ulaşımına büyük önem vermişti. Şimdilerde trafiği rahatlatmaya yetmeyen 4 şerit geliş-gidişli Vatan Caddesi"ni yaptırırken "buraya uçak mı indireceksin" diye dalga bile geçmişlerdi. Menderes önce yerli otomobilin geçeceği yolları yapması gerektiğini biliyordu. Sadece yollar mı; 1950'ye kadar elektrik üretimi son derece düşük düzeyde olan Türkiye, on yıl zarfında büyük atılımlar yaptı. 1950'de devlet bütçesinden yatırımlara sadece 260 milyon TL ayrılabilmiş iken, 1960'ta bu miktar 2 milyar 260 milyon TL'ye çıkıyordu. Yatırım hacmindeki bu artışlar doğal olarak millî gelire doğrudan yansıyor, Gayri Safi Millî Hâsıla 1950 yılında 10 milyon TL iken 1960'ta beş misli artarak 50 milyar TL'ye yaklaşıyordu.

Ama bütün bunları yapanlar münferit gösterilerle, gazetelerin yalan dolan dolu beyanatlarıyla, bu ülkenin kalkınmasını, ayağa kalkmasını istemeyenlerin üstün gayretleriyle apar topar bir adaya kapatılıyordu. Filmdeki mühendislerden birinin de söylediği gibi "Türkiye"de hiçbir başarı cezasız kalmıyordu". Belki o darbeyi yapmasalardı, bugün sadece kendi otomobilimizi değil kendi uçağımızı da yapıyor olacaktık. Çünkü 1960 yılında kendisinden işçi isteyen Alman Başbakanı"na "Bekleyin, birkaç yıl sonra biz sizden işçi isteyeceğiz" diyordu Başbakan Menderes. Ama aynı Menderes"i; son sözleri milletine saadetler dilemek olan yılların Başbakanını güpegündüz idam ediyorlardı yerli otomobil peşinde koşanlar. Hasta kendi doktorunu öldürüyor, hastalığına tek başına çare aramaya çalışıyordu. 

"Memlekete huzur getireceğiz" diyerek işbirlikçileriyle darbe yapan ve bunu devrim sayarak bayram havası estiren diğer bir deyişle yabancıların darbesini yapıp, yerli otomobil hayali peşinde koşanlar Türkiye"yi tam yirmi sene boyunca toparlayamadılar. 3–5 öğrenci hareketiyle hükümet devirenler 3–5 milyon öğrencinin hayatıyla oynamaktan çekinmediler. Menderes"ten sonra değil araba üretmek memlekete bir çivi bile çakamadan ikinci darbeye yol açtılar. Üstelik yaptıkları devrim kendi evlatlarını çoktan yemişti bile.  

Filmin sonunda ne mi oldu? Devrim Arabaları, "Cemal Ağa"nın huzuruna çıktılar ve çok gidemeden yolda kaldılar. Tıpkı Cemal Ağa"ların "devrim"i gibi…

www.ekoayrinti.com 


  
  
 

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.