Saadet Avrupa Başkanı Samet Sami Temel Türkiye’deki Büyük Depremlere ilgili bir basın açıklaması yaparak İMG olarak Adıyaman, Hatay ve Kahramanmaraş'ta günlük 10.000 kişiye sıcak yemek ikram çalışmasını başlattıklarını ifade etti.
Başkan Temel sözlerine depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Cenab-ı Hakk’tan rahmet yaralılara acil şifalar, yakınlarını kaybedenlere de başsağlığı dileyerek başladı.
Başkan Temel açıklamasında şu noktalara değindi;
‘’Ülkemiz kelimenin tam anlamıyla iki tane büyük deprem sarsıldı. Kahramanmaraş merkezli peş peşe gelen iki büyük depremde ve ardından yaşanan artçı sarsıntılarda maalesef 40 binden fazla vatandaşımızı kaybettik ve çok sayıda ilimiz de derin yıkımlar yaşadı. Tüm doğal afetler, tüm depremler kötüdür. Ancak bir afet kendi memleketinizde oluyorsa, kendi insanınız hayatını kaybediyorsa, ziyaret ettiğiniz yerlerin moloz yığını haline geldiğini görüyorsanız bu insanın canını daha fazla yakıyor. Şunu ifade edeyim ki, bugün bir Gazinatep’ten, Adıyaman’dan, Hatay’dan tüm depremin vurduğu bölgelerimizden olan insanımız nasıl bir keder içinde ise bizler de bir o kadar yas içerisindeyiz. Bir taraftan depremin kederini yaşarken, diğer yandan depremzede kardeşlerimizin derdine dermen olmak için elimizden geleni yapıyoruz. Biz Avrupa’daki Milli Görüşçüler olarak, depremin ilk gününden Uluslararası Milli Görüş Yardım Organizasyonu(IMG) çatısı altında kolları sıvayıp çalışmalara başladık. Avrupa’daki insanımızın yardımlarını kendilerinin Avrupa’daki Milli Görüşçülerin yeni oluşturduğu Uluslararası Milli Görüş Yardım Organizasyonu (IMG) vasıtasıyla deprem bölgelerine ulaştırıyoruz.
Biraz daha IMG’nin çalışmalarına değinmek gerekirse. IMG bugün deprem bölgesindeki çalışmalarını sadece il ve ilçelerde değil, yardım ekiplerinin günler sonrasında bile daha ulaşmadığı kırsal kesimlerde yaşayanlara da zorlu yollardan geçerek ulaştırıyor. IMG bölgede deprem sonrasında çetin kış şartlarında çadırlarda yaşamak zorunda kalan depremzedelerin acil ihtiyacı olan soba, yakacak, uyku tulumu, giyecek, yiyecek ve hijyen ürünleri temin edip dağıtıyor. Avrupa’dan gelen nakdi yardımlar sayesinde IMG en son kampanya olarak Adıyaman, Hatay ve Kahramanmaraş'ta günlük 10.000 kişiye sıcak yemek ikram çalışmasını başlattı ve bu hayırlı çalışmalar üstün bir gayretle devam ediyor.
Bu acı depremi yaşarken, birtakım sorgulamalar yapmamakta elde değil. Ben on yıllardır Avrupa’da yaşayan ve burada çalışmalar yapan bir siyasetçiyim.
Deprem evet büyük bir afet peki bu büyüklükteki bir deprem Avrupa’da olsaydı neler olurdu?
On binlerce kişi hayatını kaybeder miydi?
Yıkılan binaların çoğunun imar affından yaralanan müteahhitlerin olur muydu?
Büyük bir yıkıma rağmen tek bir istifa gelmez miydi?
Tabii bu sorular çok uzun sürüp gider.
Biz aslında burada çok büyük dersler çıkarmalıyız?
Nerede yanlış yaptık?
Neden yıkılan binaların çoğuna imar affı verildiğini, binaların kalitesiz yapıldığını ve denetlenmediğini düşünmek zorundayız. Büyük bir yıkıma rağmen bir tek istifanın bile neden gelmediğini sorgulamalıyız. Merhum Sultan 2. Abdülhamid Han der ki ‘’Tarih değil hatalar tekerrür’’ eder. Kızılay’da yaşanan çadır satışı rezaleti, tüm sorumsuzluk, inşaat artı siyaset ilişkisi gösteriyor ki bizler 1999 depreminden ders çıkarmamışız. Ve onun içinde 1999 depreminden sonra daha büyük bir faciayla karşı karşıya kaldık.
Peki bundan sonra neler yapmalıyız?
Bugünlerde açıkçası siyasi konulara girmek istemezdim. Ancak bugün siyaset neredeyse her alanda var. Şöyle ifade edeyim, kaçak kat yapıp iktidardan imar affı bekleyen müteahhit de, kendi yandaşını denetlemeyen yetkililer de, kalitesiz inşaat yaptığı halde hükümetten destek alan şirketler de aslında siyasetin bir parçası. Eğer ülkemizde siyaset temiz ve şeffaf şekilde yapılsaydı tüm bu bahsettiğim konular olmayacaktı. Ben tüm kalbimle inanıyorum ki ülkemizde siyasette yeni ter temiz bir sayfa açmak lazım. Köhnemiş inşaat artı siyaset ilişkisinden, yandaş kayırmacılıktan bir an önce kurtulmalıyız. Biz Saadet Partisi olarak yeni bir sayfa açacağımıza güçlünün değil hakkın hâkim olacağı bir siyaset yapabileceğimize inanıyoruz ve bunun için çalışıyoruz’’