Sayin arkadaslar,
Avrupa ve bölge seçimleri yaklastikça, insan bidaha farkina variyor ki, o her zamanki konustugumuz büyük birlik-beraberlik duygusundan hiç ama hiç bisey kalmamis. Gerçekten herkes kendi menfaatina çalisir gibi olmus. Suçu partilere atmak çok, kolay, yok bizi bölüyorlar, yok bizi oyuna getiriyorlar… Gelmiyelim oyuna, bölünmiyelim bizde o zaman.
Yabanci kökenlilerin oy potansiyeli görmüyen parti kalmadi, evet bu dogru. Ama adaylarimiz ne kadar Hiristiyan-Demokrat, ne kadar Liberal ne kadar Sosyal-Demokrat? Ve bu partilerin programlarina baktigimiz zaman, bunlarin hangisi gerçekten Türk-dostu? Gerçekten senin benim için esit firsatlar, ayrimcilikla mücadele etmek istiyorlar. Hangisi Türkiyemizin Avrupa Birligine girme konusunda en net ve en dogru sözü kulaniyor?
Adaylarimiz maasallah hepisi BEN BEN BEN diyorlar, afis savasi yaparlar, birbirinin kampanyasini gözetlerler ve vatandasin gözünü boyalamaktan baska biseye varamayiz.
Arkadasin birisi taa 7nci siradan aday Avrupa ya, digeri 1 kotluklu partiden aday ve vatandaslarimiz tek söyledikleri, bana oyunuzu verirseniz kesinlikle seçilirim… Haydaa!
Kendim Gent'ten Genk'e kadar, Beringenden Brüksele kadar, geziyorum, ziyaret ediyorum derneklerimizi vatandaslarimiz, herkes ayni seyden yakiniyor. Kime oyumuzu verelim?
Bu yazimi kesinlikle kendime reklam amaciyla yazmadim, niyetimiz ve gayemiz ortada; dogru seçim yapmazsak, seçimden sonra aglamiyalim. Walon Bölgesinde, Brükselde, Flaman Bölgesinde ve bilhassa Avrupa için tarihi firsatlarimiz var. Iyi degerlendirelim.
Selam ve saygilarimla
Selahattin KOCAK