Yeneroğlu: “Kötü muamele ve işkence iddiaları somut verilerle ortaya konulmalı, kara propaganda ve ideolojik çatışmaya dönüşmemeli!”
Komisyon Başkanı ve İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, cezaevlerinde yaygın işkence ve kötü muamele olduğu yönünde kamuoyunda bir süredir oluşturulmaya çalışılan algı, hiçbir şekilde somut verilerle örtüşmemektedir’ dedi. Tutuklu ve hükümlülerin haklarının korunmasına ve bu doğrultuda 26. Yasama Dönemi içinde komisyona gelen başvurulara ilişkin ayrıntılı değerlendirmelerde bulunan Yeneroğlu toplantıda ayrıca şunları ifade etti:
“Komisyonumuz insan hakları ihlalleri konusunda gerek ulusal gerekse uluslararası mevzuata uygun bir şekilde kararlı bir mücadele yürütmektedir. Komisyonumuzun kurulduğu 1990 yılından beri tutuklu ve hükümlülerle ilgili alt komisyonlar kurulmuş; ceza infaz kurumlarında düzenli incelemelerde bulunulmuş ve işkence ile kötü muamele iddialarının üzerine titizlikle gidilmiştir.
Kamuoyunda oluşturulmaya çalışılan algının aksine komisyonumuz kayıtlarına göre, üyelerimiz tarafından ceza infaz kurumlarında yaşandığı iddia edilen kötü muamele ve darp vakalarına ilişkin iddiaları içeren toplam beş başvurumuz vardır. Bunların ötesinde seçildiğim ilk hafta içinde hepsini ziyaret ettiğim insan hakları kuruluşlarından komisyonumuza bu doğrultuda ne bir iddia ulaşmış ne de görüşme talebinde bulunulmuştur. Bu noktada altı çizilmesi gerekir ki; komisyonumuz kayıtlarında yer alan kötü muamele iddialarının çok büyük bir kısmı ceza infaz kurumlarındaki kalabalık kaynaklı problemler, idarenin keyfi tutum ve işlemleri ayrıca infaz memurlarının uygulamalarına ilişkin şikâyetler gibi konuları içermektedir. Fiziksel şiddet gibi iddialar çok az sayıda olup bu içerikli başvurular da doğrudan savcılıklara iletilmektedir. İlgili bu beş başvurudan üçü kötü muamele ilgili olup biri Adalet Bakanlığına iletilmiş, ikisi Hükümlü ve Tutuklu Alt Komisyonu incelemelerinde değerlendirilmek üzere kaydedilmiştir. Son dönemde yapılan darp edilmeyle ilgili iki başvurunun ise iletildiği an itibariyle Cumhuriyet Savcılıklarına gönderilmesi talimatı verilmiştir.
Ceza infaz kurumlarında bulunan tutuklu ve hükümlülerin insan haklarının korunması temel önceliğimizdir. Konu insan hakları ihlali olduğu zaman kişinin dili, dini, tabiiyeti, rengi, cinsiyetinin nasıl bir önemi yoksa tutuklu ve hükümlüler söz konusu olduğu zaman da ceza infaz kurumunda ne gerekçe ile bulunulduğunun hiçbir önemi kalmamaktadır.
Eldeki veriler de açıkça göstermektedir ki tutuklu ve hükümlülere yönelik psikolojik ve fiziksel şiddetin tırmandığı iddiaları somut verilerle ortaya konulamamaktadır. Yine bazı kişi ve kurumlar tutuklu ve hükümlülerden gelen tek bir dilekçeyi herhangi bir incelemeye tabi tutmaksızın yaşanmış vaka gibi kamuoyuna yansıtmaktadırlar. Bu çerçevede kötü muamele ve işkence gibi hiç kimsenin müsamaha gösteremeyeceği konuları, ülkemizin içinden geçtiği bu zor günlerde kimsenin kötüye kullanmaması gerekmektedir. Bu iddiaların kara propagandaya, siyasi malzemeye ve ideolojik çatışmaya dönüşmesinin başta savunduğumuz insan haklarıyla ilgili iddialarımızla çeliştiğini ve ciddi meseleleri sulandırdığını ayrıca ülkemizin uluslararası arenada itibarının zedelenmesine sebebiyet verdiğini hatırlatır ve bu konuların ortak sorumluluk alanımızda olduğunu vurgulamak isterim.”