Haberin yayım tarihi
2007-05-31
Haberin bulunduğu kategoriler

Louis Michel:Ben Türkiye'nin tam üyeliğinden yanayım..

Valon ve Brüksel bölgesi partilerinden MR(Mouvement Reformist-Liberal Parti)nin ağır toplarından Avrupa Komisyonu Uluslararası yardım ve gelişmeden sorumlu komiseri, eski Belçika Dış İşleri Bakanı Louis Michel'in "Avrupa Birliğinde Türkiye" adlı paneli oldukça ilgi gördü..

MR partisi genel merkezinde yapılan Panel'de AB-Türkiye ilişkilerini geniş bir perspektif içerisnde değerlendirerek dinleyicilere görüşlerini aktaran Louis Michel sözlerini tamamladıktan sonra kendisini dinlemek üzere gelen gazeteci ve katılımcıların sorularını yanıtladı..
 
Louis Michel Türkiye iele ilgili oldukça çarpıcı noktalara değinerek, örneklerle süslediği konuşmasında Türkiye iele ilgili üye olma sürecinin hiç bir şüpheye yer bırakmayacak şekilde devam ettiğini belirterek kendisinin tam üyelikte yana olduğunu belirtti.
 
Louis Michel'in konuşmasından notlar:
 
-Türkiye'nin AB üyeliği için çok yönlü bir korku var. Herşeyden önce politikacıların bazı gerekçelerle toplumda oluşan bu korku olgusunun ortadan kaldırılması için halkı hazırlamalrı gerekiyor.
-Türkiye'nin AB üyeliği için mevcut süreç işlemektedir. Ortaya bir hedef konmuştur ve bu doğrultuda da epey mesafe alınmıştır. Üyelik için ortada bir mecburiyette yoktur. Olay karşılıklı menfeaat veya halklarımız için artı bir kazanç sağlama projesidir. Taraflar istediği an bu projeden vazgeçebilirler de.
-Türkiye'nin siyasi ve ekonomik potensiyeli AB için çok önemlidir. Ayrıca Türkiye'nin üyeliği Türkiye'den çok AB için büyük getirisi olan bir olaydır. Bu yönüyle Türkiye konusunda korkuyla yaşayanlara hak vermem mümkün değildir.
-Elbette halklar arasında din, dil, tarih açısınsından bazı farklılıklar bulunmaktadır. Fakat bu durum halkların siyasi ve ekonomik bir işbirliği içersinde olmasına engel değildir.
-AB'nin jeografik bir sınırı yoktur. Örneğin Kıbrıs AB'ye Türkiye'den daha uzaktır.
-Ben Türkiye'nin AB'ye tam üyeliğinden yanayım. Türkiye gittikçe modernleşiyor. AB ülkelerinin çok önem verdiği Laiklik olgusu gittikçe güçleniyor.
-Türkiye üzerinde yorumlar yaparken özellikle Türkiye'nin bir Nato ülkesi olduğu unutulmamaldır.
-AB üyeliği konusunda en önemli noktalar başta kriterler ve üyelik şartlarıdır. AB'ye üye olmak isteyen ülkeler kriterlere evet, şartlara hayır diyemezler.
-Türkiye konusunda Avrupa hayati önem taşıyan bir tercihle karşı karşıyadır. Bir şeyi çok iyi bilmeliyiz. Modern bir Türk gençliği mi istiyoruz, yoksa oldukça fondamantalist bir gençlik mi? -Bu bölge dünyanın en stratejik bölgelerinden biridir.  Bu bölgede ekonomik ve siyasi alanda istikrar AB için son derece önemlidir.
-Türkiye'ye AB üyeliği dışında bir seçeneği doğru bulmuyorum. Ben Türkiye'nin tam üyeliğinden yanayım.
-Türkiye'de ordunun demokrasi ve laikliğin savunucusu durumunda olması kabul edilebilir bir durum değildir. Ordunun demokrasi üzerindeki ipoteği kaldırılmalıdır. Türkiye tüm kurumları ile bir Avrupa ülkesi haline gelmelidir. Bu AB ülkesi olmanın en temel şartıdır.
-Bir ülke AB ilkeleri ve değerlerine ters bir gelişme gösterirse bu ülkenin üyeliği askıya alınabilir. Hatta bir çok alanda tecritte edilebilir. Bunun geçmişte örnekleri yaşandı. Avusturya'da yaşanan gelişmelere bir bakın. AB ülkelerinde diğer halklara yönelik ırkçı ve düşmanlık içeren bir yaklaşı tolere edilemez.  Böyle bir durumda Avrupa sözleşmesinin 7. maddesi hemen devreye girer.
-Türkiye'de yaşanan tartışmalardan biriside laiklik üzerinden yapılıyor. Laiklik dinsizlik değil, aslında din olgusu alanında özgürlükleri garanti altına almaktır.
-Türkiye'yi AB üyesi olması için yapılan reformları destekleyerek üyelik konusunda hazır hale getirmek istiyoruz.
-AB'ye daha önceleri kabul edilen diğer ülkeler içinde bazı korkular yaşandı. Örneğin İspanya, Portekiz gibi ülkeler de fakir ve sistemleri farklı ülkelerdi. Bugün Polonya'da sorunlu bir ülke. AB üyeliği için bilhassa yeni üyelerin kabulu konusunda üye ülkelerin kamuoyunu hazır hale getirmek için politikacılara büyük görev düşüyor. Başka türlü yanlış anlamaları ve öryargıları ortadan kaldırmak mümkün değildir.
 
François Roelants du Vivier Ermeni meselesini gündeme getirdi.
 
MR partisinin FDF kanadını temsil eden ve Ermeni sorunu ile ilgili çıkışları ile tanınan Senatör F. R. du Vivier konferans sonrası söz alarak görüşlerini dile getirdi. Du Vivier konuşmasında "Avrupa tarihinin önemli bir bölümünün Türkiye toprakları üzerinde olduğunu söyliyerek, aslında Türkiye'nin AB üyeliğine karşı olmadığını belirrti. Du Vivier Türkiye'nin gündemde olan Ermeni meselesi gibi sorunlarda yeterli bir ilerleme sağlayamadığını belirterek, Türkiye'nin iç dinamiklaerinde de sıkıntılar yaşandığını belirtti.
 
Kendisinden daha sert eleştiriler beklenen Senatör François Roelandts du Vivier yumuşak bir üslüpla görüşlerini dile getirmesi oldukça dikkat çekti.
 
Lois Michel Senatör F.R. du Vivier'e taşıdığı kaygılara yönelik verdiği cevapta " Ordunun siyasi ve ekonomik alandaki duruşuyla etkili olduğu görülüyor. Fakat Türkiye'nin büyük çoğunluğu Avrupa ile beraber olmak istiyor. Modern bir ülke olmak isteyen bir ülkeye yarcı olmak gerekir. Modern bir ülke taraftarları kaybederse, sadece Türkiye değil, bizlerde kaybederiz. Kamuoyunun bu yönde gelişmesine yardımcı olmalıyız.
 
Louis Michel diğer katılımcıların sorularını yanıtladıktan sonra sözlerini "AB projesi şu anda dünyanın en büyük projesidir. AB şu an dünyanın en büyük ekonomik gücüdür.  AB projesi ile Avrupa'nın en büyük kazancı ise barıştır" dedi..
 
Louis Michel tarafından verilen konferansta MR partisinin Türk kökenli adaylarından Sait Köse ve Sadık Köksal'da kürsüde hazır bulundular..






  
  

 

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.