Haberin yayım tarihi
2015-08-02
Haberin bulunduğu kategoriler

LÜBNAN'DAKİ TÜRK VARLIĞI RAPORU TANITILDI.

Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB)’nın desteği ile Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM) tarafından saha çalışmasına dayalı olarak hazırlanan “Türkiye Lübnan Dostluk Köprüsü: Lübnan’da Türk Varlığı ve Osmanlı Mirası” raporunun tanıtım toplantısı YTB merkezinde yapıldı.

ORSAM tarafından 2009 yılında Lübnan’daki Türkmenler’in durumuna yönelik hazırlanan rapor YTB’nin desteği ile güncellenerek yeniden hazırlandı. Türkiye Lübnan Dostluk Köprüsü: Lübnan’da Türk Varlığı ve Osmanlı Mirası adıyla hazırlanan raporun tanıtım toplantısı YTB merkezinde gerçekleştirildi. Toplantıya YTB ve ORSAM yetkililerinin yanı sıra çok sayıda akademisyen, bürokrat ve Lübnan’dan STK temsilcileri katıldı.

Medeniyet sınırları siyasal sınırlarını aşan bir ülkeyiz

Panel öncesi konuşan Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı Doç. Dr. Bülbül, Türkiye’de yaşamanın birçok sorumluluğu da beraberinde getirdiğini vurgulayarak, “Çünkü dünyada çok az ülke vardır ki; medeniyet sınırları siyasal sınırlarını fersah fersah açsın. Herhalde dünyadaki ülkelerin çok önemli bir kısmının siyasal sınırlarıyla medeniyet sınırları örtüşür. Medeniyet sınırları, siyasal sınırların bittiği yerde biter tanımlaması bizim için bu herhalde çok ağır bir tanımla olur” diye konuştu.

Farklılıklarından çekinen bir ülke gelmişiz

Osmanlı’nın kendilerine çok geniş bir miras bıraktığına dikkat çeken Bülbül, sözlerine şöyle devam etti:
“Bazen bu mirasın mütevazini anlamakta bile güçlük çekiyoruz. Hemen hemen dünyanın her tarafına mutlaka bir çalışması söz konusu olmuş ve bunun için de bize büyük bir miras bırakmış. Ancak son yüz yılda bu mirası çok hoyratça harcamış, bazen neredeyse o mirastan utanır hale gelmişiz. Farklılıklarından mirasından çekinen bir ülke haline gelmişiz. Tabii burada yaşanan savaşların Birinci Dünya Savaşı’nın Balkan Savaşı’nın, Batı’nın ve birçok ülkenin tutumu söz konusu olmuştur. Bu anlamda sadece Anadolu sınırlarında varlık göstermeye çalışan bir ulus devlete dönüşmüşüz. Ulus devlet tabi ki dünyaya yeni çıkan ülkeler için anlamlı bir çıkış olabilir. Ama bizim gibi imparatorluk bakiyesine sahip ülkeler için herhalde çok daraltıcı bir gömlek olsa gerektir. Biz yakın tarihimizde tüm yakın ilişkilerimizi unutur hale gelmişiz.”

Kardaş: Türkiye’nin parlayan kurumu YTB

Toplantının açılış konuşmacılarından ORSAM Başkanı Şaban Kardaş ise Lübnan Türkmenlerine ilişkin 2009 yılında bir çalışma yaptıklarını bugün bu çalışmanın yenilenmesi ihtiyacı doğduğunu bildirdi. Kardaş, ORSAM gibi düşünce kuruluşlarının en fazla ihtiyaç duyduğu konunun proje desteği olduğunu söyleyerek, “Özellikle Ortadoğu olunca T.C. Devleti’nin desteği en üst düzeyde. Bu anlamda son yıllarda kurulmuş olan ve bu açıdan Türkiye’nin parlayan kurumlarından bir tanesi olan YTB, sağolsun bu projeyi dört gözle beklediklerini ifade ettiler. Bu projeyi hızlı bir şekilde onaylayarak hayata geçirmemiz için ellerinden gelen her türlü desteği sağladılar” diye konuştu. Kardaş, YTB’ye raporun hazırlanması aşamasında verdiği destekten dolayı teşekkür ederek, YTB’nin sadece proje desteği sağlamadığını saha çalışmalarına  da katıldığının altını çizdi.

 

 

 

 

 

 

8 başlıkta sınıflanan Lübnanlı Türkler

Toplantıda daha sonra panel konuşmalarına geçildi. Panelde ilk olarak OSAM araştırmacısı Oytun Orhan oldu. 2009 yılında hazırladıkları Lübnan raporunun Türkiye ve Lübnan’da dikkat çekmesinin ardından ikinci bir rapora ihtiyaç duyulduğunu kaydeden Orhan, raporda Lübnan’daki Türk varlığını 8 ana başlık etrafından sınıflandırdıklarını söyledi. Yapılan sınıflandırmayı sayan Orhan, “Akkar Türkmenleri, Baalbek Türkmenler, Dınliye Türkmenleri, Giritli Türmenler, Mardinliler, Suriye Türkmenleri, Anadolu Kökenli Aileler (Mardinliler) ve Çerkesler dediğimiz Türkmen toplulukları olarak sınıflandırdık” diye konuştu. Orhan, sınıflandırmayı yaparken kendisi ile Türkiye arasında duygusal bir bağ kuran Lübnanlı toplumsal grupların bu sınıflandırma içinde yer aldığının altını çizdi. Orhan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlığı döneminde Akkar bölgesinde yaptığı miting sayesinde Lübnan’da Türk varlığına ilişkin farkındalığın oluştuğunu bildirdi.

Tadmuri: 306 Osmanlı Mirası tespit edildi

Panelde konuşan ikinci isim Lübnan Üniversitesi’nden Prof. Dr. Halit Tadmuri, Lübnan’daki Osmanlı mirasını anlattı.  2006 yılında başlattıkları çalışma ile Lübnan’daki Osmanlı eserlerinin tamamını tespit ettiklerini kaydeden Tadmuri, “306 adet tarihi eserin olduğunu tespit ettik. Lübnan bu kadar eserin olması Osmanlı’nın Lübnan’a verdiği büyük hizmetlerin göstergesidir” diye konuştu. Yaptıkları çalışmayla 5 hedef belirlediklerini söyleyen Tadmuri, hedeflerinin hiç birini gerçekleştiremediklerini söyledi. Tadmuri, yapılan çalışma ile Lübnan Kültür Bakanlığı’nın Osmanlı eserlerini tescillemesini, eserlerle ilgili Türkiye ve Lübnan’da sergi açılmasını, eserlerle ilgili Türkçe, İngilizce ve Arapça kitap çıkarılmasını, eserleri tanıtan bölgesel dizi film yapılmasını ve eserlerin restorasyonunun yapılmasını hedeflediklerini ancak hiç birini gerçekleştiremediklerini söyleyerek, bir an önce gerekli adımlar atılmazsa eserlerin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacağına dikkat çekti. Tadmuri, 1960’lı yıllardan itibaren Osmanlı eserlerinin bilinçli olarak Lübnan’da yok edilmeye başlandığının da altını çizdi.

Abbas: Türkiye sayesinde fakir kimsesiz Türkmen kalmadı

Panelin son konuşmacısı ise Lübnan Türk Cemiyeti’nden Hıdır Abbas oldu. Lübnan genelinde 15 bin Türkmen olduğunu bildiren Abbas, Türkiye’nin Lübnanlı Türkmenlere yönelik yaptığı çalışmaları hatırlattı. Abbas, “Akkar ve Baalbek bölgesinde Türkiye’nin çalışmalarıyla bilgisayar dershanesi açıldı. Kızılay bizlere prefabrik bir okul yaptı. Okulumuza jeneratör takıldı. Bu okul sayesinde öğrencilerimiz hem liseye hem ortaokula köyde devam ediyorlar” diye konuştu. “Kalbimizde Türkiye sevgisi taşıyoruz” diyen Abbas, “Türkiye’ye anavatan olarak bakıyoruz. Bu sevgi her doğan çocukla doğuyor ama ölünce ölmüyor. Lübnan Türkmenleri kendilerini Lübnan halkı ile Türkiye halkı arasında bir köprü olarak görüyorlar” ifadelerini kullandı. YTB’ nin eğitim faaliyetlerine dikkat çeken Abbas, “Sağ olsun YTB köyümüzde öğrenci bırakmadı. Başarılı bütün öğrenciler Türkiye’ye eğitim almaya geliyor. Türkiye sayesinde fakir ve kimsesiz kimse kalmadı. Artık çocuklarımızın bir amacı var. Çocuklarımız ‘Türkiye’ye gideceğim, orada akademik eğitim alacağım’ diyerek hayal kuruyor” şeklinde konuştu.

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.