İzzet Dönmez Yazdı..

Bu soruya cevap vermek için henüz çok erken.

Sonuçlar kesinleştikten sonra, siyasi partiler kendi stratejilerini belirleyecekler.

Tıpkı bir satranç oyunu gibi oyunlar başlayacaktır.

Bu oyunlar sonucu nasıl bir hükümet modeli ortaya çıkacak?

Bunu da hep beraber göreceğiz.

Biz, şimdi sadece "Nasıl bir hükümet kurulmalı?" üzerinde yorumlar yapabiliriz.

Genel Seçimlerden önce defaetle yazdım.

Seçimlerden sonra iki türlü hükümet modeli gözüküyordu.

Ya Ak Parti tek başına yine iktidara gelecekti.

Ya da bir CHP-MHP-HDP koalisyonu olacaktı.

Bu üç siyasi partimizden her hangi birinin tek başına iktidar olma ihtimalini milyarda bir ihtimal dahi görmediğimi söylemiştim.

İktidar Partisi yaklaşık % 9 oy kaybetmiştir.

Bence bir süre nadasa çekilebilir.

Milletin Ak Partisiz bir Türkiye görme özlemine saygı duymak gerek.

Seçimlerden önce, bazı MHP`li dostlarımın "MHP`yi HDP ile nasıl yan yana anarsın leynnnn?" saygısızlıkları anlamını yitirmiştir.

Çok gönülden istedikleri CHP-MHP koalisyonu olamamıştır.

HDP, MHP kadar vekil çıkarmıştır.

Bizim tahminimiz gerçekleşmiştir.

Ben, hiç bir zaman MHP ile HDP aynıdır demedim ki.

MHP ile HDP, gece ile gündüz kadar farklıdır.

Benim iddiam, seçimin ortaya çıkardığı aritmetik gerçekliktir.

Ak Parti, Demirel`in 1973 Genel Seçimlerinden sonra "Millet bize muhalefet görevi verdi" dediği gibi derse.

Ortada tek seçenek ya CHP-MHP-HDP ortak hükümeti ya da HDP`nin dışardan desteklediği bir CHP-MHP azınlık hükümetidir.

HDP, aldığı oyların nerdeyse yarısını Türklerden emanet olarak almıştır.

Türkiye Partisi olma iddiasındadır.

HDP`ye bu fırsat verilmelidir.

HDP`ye toplumun emanet oy verenleri durumu bir görmeliler.

İktidar Partisi, bir süreliğine de olsa nadasa çekilmelidir.

Özellikle yolsuzluklar konusu.

İktidarın 4 Bakanı hakkında ciddi yolsuzluk iddiaları ortaya atıldı.

Muhalefet partileri artık mecliste çoğunlukta.

Artık onların oyu ile çok rahatlıkla bu Bakanları yüce divana gönderebilir.

Bakalım bu bakanlar ne yolsuzluklar yapmış?

Bu konuda çok rahatsızım.

Bu Bakanların Yüce Divan`a gönderilmemesi, benim vicdanımı çok yaraladı.

Ben, iddiaların hiç birine inanmadım.

Gene de inanmıyorum.

Bir Bakan`a bir pahalı saat hediye edilmesi dışında elle tutulur hiç bir şey yok.

Çok alçakça, çok şerefsizce bir kumpasın olduğuna eminim.

Ancak, bunun aklanma yerinin meclis olduğuna inanmıyorum.

Eğer muhalefetin oy çoğunluğu, bu Bakanları Yüce Divan`a göndermez ise.

Muhalefet bilsin ki; yıkacağım ortalığı.

Gök kubbeyi muhalefetin başına yıkacağım.

Sadece bu yolsuzluk iddiaları da değil, başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Ankara Büyük Şehir Belediye Başkanı Melih Gökçek için "Ankara`yı parsel parsel sattı" dedi.

Ak Parti`nin kaybettiği oyların en az % 50`si bu yüzdendir.

Değil milyon dolarlar, bu milletin delikli kör kuruşunu boğazından geçirene bu ülkede siyaset yapma hakkı olmamalıdır.

Muhalefet partileri adamsa eğer.

Vatandaşa verdiği sözleri tutsunlar.

Hükümet olmasalar dahi, ellerinde kafi çoğunluk vardır.

İlk icraat, bu Bakanlar Yüce Divan`a gitmelidir.

Vatandaşın kafasında kuşku kalmamalıdır.

Türkiye`yi çok zor günler bekliyor.

Yarın aydınlık değildir.

Tercih milletindir.

Milletin bu kararına saygı duymak gerekir.

Sefayı da sürecek olan millettir.

Cefayı da çekecek olan millettir.

El mi yaman, bey mi yaman.

Hep beraber göreceğiz.