İzzet Dönmez Yazdı..

Bir beygir gibi kişnemediğimiz, bir eşek gibi anırmadığımız kaldı.

Daha önce Ferizli de hem de çok ünlü bir et lokantasında olay patlak verdi.

Şimdi de Hendekte iki kasap dükkanında at ve eşek eti yakalanmış.

Geçmiş yıllarda salam, sucuk, sosis imalathanelerinde bu iş çok yaygın olarak yapılıyordu.

Hiç bir ciddi cezai müeyyide olmadığı içinde.

Bu ahlaksızlığı yapan alçaklar, mesleğine arsızca devam ediyorlardı.

Bunlar sadece suçüstü yakalananlar, ya yakalanamayanlar ne olacak?

Bu kasaplardan lokantalar her gün et alıyorlar.

Bizde o lokantalarda yıllarca haberimiz olmadan bunları yedik.

Yazıklar olsun bu ülkeyi yönetenlere.

Bu işlerin sadece Sakarya ile sınırlı kaldığını sanmıyorum.

Bundan bir kaç yıl önce Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası aylık Meclis toplantısından Bosna caddesindeki işyerime dönüyorum.

Erenler Belediyesi yanındaki Çarşamba Pazarının önünden geçiyorum.

Trafik sıkışık olduğu için aracımla biraz durmak zorunda kaldım.

Baktım, yol kenarında pazarcı sucuğa etiket koymuş.

1 kilo sucuk 7.5 TL.

Bende müstecire sordum "Yahu arkadaş, 1 kilo et 15 TL (o vakit fiyatlar öyleydi), 2 kilo etten 1 kilo sucuk yapılıyor derler, nasıl oluyor 1 kilo sucuk 7.5 lira" dedim

Müstecir pervasızca "Abey, içinde ne var, beni ilgilendirmez, ben alıp, satıyorum, vatandaşta yiyor" demez mi!

Diyecek bir şey kalmadı.

Yurdum insanı 7.5 lira verip, 1 kilo sucuk alıyorsa, 100 TL verip, 7 kilo bal alıyorsa, diyecekte çok bir şey kalmıyor.

Sahibi olduğum şirket tam 33 yıldır kırtasiye sektöründe faaliyet gösteriyor.

Benzer rezillikler bizim sektörde de var.

Bölgede 30`a yakın vilayete kırtasiye ve bilgisayar sarf malzemelerinin toptan dağıtımını yapıyoruz.

Şirketimiz bütün Türkiye`de toptan kırtasiye dağıtımı yapan 30 büyük yatırımından birisi.

Sattığımız her ürünün bölgedeki tek yetkili dağıtıcısıyız.

Kurumların yaptığı on ihaleden 9`unu bizim şirket kaybediyor.

İnanılır gibi değil.

Kırtasiye sektöründe kaliteli, markalı bütün ürünlerin taklitleri var.

Merdiven altı üretimleri var.

Yurtdışından bize maliyeti 150 tl olan bir bilgisayar yazıcı kartuşu, ihaleye 50 tl teklif ediliyor.

Böyle bir şeyin matematiği var mı?

150 TL`lik orijinal markalı ürünün Çin malı taklidi 20 TL.

Adam 20 TL`lik ürünü devlete 50 TL`ye çakıyor.

Bu malzemelerin tamamı kanserojen.

Hiç bir denetim yok.

Kullanıldığı bilgisayar yazıcılarını perişan ediyor.

Kullanıldığı mekanlarda yaydığı milyarlarca kanserojen partiküller de çabası.

Devlette bu sahtekarlıktan milyarlarca lira zarara uğruyor.

Yıllardır bu sahtekarlığı kimseye anlatamadık.

"Bu iş vatandaşa köpek eti satmak kadar alçakçadır" dememize rağmen, kimse bizi dinlemedi.

Alan razı, veren razı.

Diyecek bir şey kalmıyor.

Başımızdan, kıçımıza kadar pisliğin içindeyiz.

Yazıklar olsun.

Yazıklar olsun.