ÇOCUKLARIMIZA SAHİP ÇIKALIM.

Türkiye’deki öğrenciler çoktan tatilin keyfini çıkarmaya başladı bile.

Belçika`da da bir eğitim yılı daha kapanmak üzere.

Yavaş yavaş öğrencilerin durumları ortaya çıkıyor.

Aslında çoğunun durumu zaten belli.

İki, üç kültür arasında kalan çocuklarımızın dersleri bazen bizi üzebiliyor.

Dersleri kotu diye lütfen çocuklarımıza psikolojik baskı yapmayalım.

Bir sonraki yılda başarılı olmaları için onların eksiklerini araştırıp, onlara yardımcı olalım.

Zaten okullarda yeterince baskı ve ayrımcılıkla karşılasan çocuklar bir de kendi ailesi tarafından hırpalanmamalı diye düşünüyorum.

 ***

Gecen gün Belçika`nın en çok okunanlar listesinde olan “lesoir” gazetesinde okuduğum bir haber beni resmen şok etti.

Louvain Katolik Üniversitesinin Valon bölgesinde 6500 ilk ve ortaokul öğrencisi üzerine yaptığı bir araştırmada her üç öğrenciden birisi fiziksel ya da moral saldırılar ile ilgili sorunlar yaşıyor.

Bunlardan yüzde 15’i mağdur, yüzde 10’u saldırgan, yüzde 5’i de her iki kategoriye giriyor.

Bunlar gayet ciddi rakamlar.

Buna bir de öğretmenlerin tutumu eklenince çocuklarımızın hangi ortamlarda olduğunu az çok tahmin etmemiz gerekiyor.

Çoğu okullarda da üstün zekâlı yabancı öğrenciler hiperaktif olmaları sebebiyle hemen geri zekâlılar kategorisine koyulup mesleki okullara yönlendiriliyor.

İnsan çocuğunun zekâ seviyesini az çok bilir.

Ustun zekâ hemen tespit edilemese bile geri zekâlı çocuk zaten hareketlerinden belli olur.

***

Lütfen çocuklarımıza sahip çıkalım.

Onlar bizim canimiz, kanımız, her şeyimizdir.

Onlar bizim geleceğimizdir.

Onların eğitimi ve iyi fertler olarak yetişmesi için elimizden geleni yapalım.

Bir evlada verilecek en guzel miras onu guzel yetiştirmektir.

En güzel yetiştirme yöntemi ise ona iyi bir örnek olmaktır.

Bizde bir söz vardır “ağaca çıkan keçinin dala bakan oğlağı olur”.

Hiç kimsenin bizim çocuğumuz ya da geleceğimizle oynamasına izin vermeyelim.

Eğer ortada bir başarısızlık varsa onun altındaki sebepleri birlikte arayalım.