Sayın Büyükelçimiz N.Murat Ersavcı'nın bayram mesajını okuduktan sonra iyice düşündüm.
Verilen mesaj harikaydı, ama mesajı kaç kişinin gerçek anlamla alacağı beni en çok düşündüren ve üzen konuydu.
Benim icin en etkili, altı çizilecek diye tabir edebileceğimiz paragraf şuydu ;
« Bayramların getirdiği tüm güzellikleri birlikte yaşayarak, bu kutsal günleri küskünlüklerin giderilmesi ve köklü dostlukların kurulması için bir fırsat olarak görmeliyiz. Enerjimizi, dayanışmanın, uzlaşmanın ve toplumsal barışın güçlendirilmesi için kullanmalı, birlik ve beraberliğimizin pekiştirilmesi için sarf etmeliyiz. Bu vesileyle, büyüklerimizi saygı ile hatırlamalı, toplumumuzun geleceği olan çocuklarımızın ve gençlerimizin eğitimlerine öncelik vermeli, onları kültürümüz, örf ve adetlerimiz hakkında bilgilendirmeli ve ilinçlendirmeliyiz.»
***
Birlik ve beraberlik ruhu!
Acaba bu ruh bizde, yani Belçika Türklerinde ne düzeyde?
Yani ruhlarımız hangi alemde?
Basın mensuplarımız, siyasetçilerimiz, sivil toplum örgütü temsilcilerimiz, din adamlarımız, sanatçılarımız, okurlarımız, yazarlarımız…
Toplumda öncü veya kanaat önderi diye nitelendirdiğimiz insanların önce kendilerinin örnek olmaları gerekmiyor mu?
Kendisine faydası olmayan insanların başkalarına faydası olabilir mi?
Hedefimiz mükemmel olmak değil ama, örnek insan olmak adına, birlik ve beraberlik adına neler yapıyoruz?
Küslük ve düşmanlıkları bir tarafa atmanın, daha kaliteli bir toplum oluşturmanın zamanı gelmedi mi?
Neyi paylaşamıyoruz?
***
Oysa paylaşabilecegimiz, birlikte kutlayabileceğimiz o kadar çok sey var ki.
Cumhuriyet coşkusu, Çocuk Bayramı, Öğretmenler Günü…
Yine burada, yani ikinci vatanımız Belçika'da, kadın-erkek, zengin-fakir, güzel-çirkin, Türk-Belçikalı veya başka bir millet diye ayrımcılık yapmadan, insanlar için yapabileceğimiz onca güzel şey...
Öğretmenler Günü yaklaşıyor.
Bu münasebetle tüm öğretmenlerimizin bayramını kutluyor , birlik ve beraberlik ruhuyla yoğrulmuş bir toplum olmayı temenni ediyorum!
Birgül Kapaklıkaya
Brüksel, 21 Kasım 2010