Zannediyorum bir çoğunuz "Binfikir Gazetesi' yazarı Erdinç Utku'nun Belçika'da Türk Medyasına yönelik görüşlerini yansıttığı yazısını okudunuz. Bu konuda geniş bir değerlendirmenin faydalı olacağına ve hatta daha bir kaç kez bu konuda yazı yazmanın gereğine inanıyorum.
Öncelikle dünden bugüne geldiğimiz noktayı biraz irdelemek, tartışmak gerekir. Çünkü dünün şartlarını bilmeyenler , bugünü objektif bir şekilde değerlendirmede zorluk çekiyorlar.
1977 yılında geldiğim Belçika'da kaldığım ilk evde bir çok hijyenik koşuldan uzak şartlarda yaşadığımızı dün gibi hatırlıyorum. Evde telefon yoktu. Sadece siyah-beyaz bir televizyon ve toplam biri Flamanca , ikisi Alman 3 farklı kanalda akşama kadar kovboy filmleri izliyorduk.
Belçika'ya işçi statüsünde gelen insanlarımızın belki büyükşehirler hariç, bilhassa maden bölgelerinde yaşayanların önemli bir bölümünün yaşadıkları ortam buna benzer şekildeydi. İnsanlarımızın birbiriyle iletişimi ise ya mektup yoluyla, yada birbirlerine aktardıkları sözlü bilgilerle oluyordu.
1978 yılında Zolder maden ocağında 1 aylığına stajyer olarak çalıştım. O zamanlar Zolder maden ocağında çalışan Türk madencilerin bir çoğu iş yerine en az 2 saat önce gelip iş elbiselerini giyerek, giriş bölümüne yakın bir yere gelip otururlardı. Türk işçiler memleketten yeni gelenleri bekler ve iş saatine kadar büyük bir dikkatle memleket haberlerini dinlerlerdi. Bu durum o zamanlar insanlarımızın önemli bir haber alma, bilgi edinme kaynağı idi.
Belçika'da gazete bayilerine ilk ulusal Türk gazeteleri 80'li yılların başında gelmeye başladı. O yıllar bir Türk gazetesi alabilmek için gazete bayilerinin çoğu zaman ilk müşterisi olduğum günleri hatırlıyorum.
80'li yıllar Brüksel'de öğrenci olduğum yıllardı. Yine bir gün gazetemi aldım ve 93 nolu tramvayla okula giderken bir yandanda gazetenin ön sayfasına göz atıyordum. Gözüm bir habere takılmıştı. Başlık "Terör kurbanları" şeklindeydi. Listeye baktım. Kurbanlardan bir arkadaşımdı. Adı Halit Çotur. Hunharca, kalleşçe katledilmişti. Olay 4 gün önce meydana gelmesine rağmen, gazete yoluyla ancak 4 gün sonra öğrenebilmiştim. Bugün ise bir haberi 15-20 dakika sonra okuyucuya ulaştırabiliyoruz. Hatta bazı durumlarda anında.
İşte teknik açıdan geldiğimiz nokta bu. Her evde artık en az bir telefon, rekli televizyon, bilgisayar var. Bir çok Türkçe ulusal ve yerel gazete ve dergi var.
Belçika'da yaşayan Türk toplumuna yönelik kurulan internet sitelerinin sayısı çoğalıyor. İletişim ve haber alma adına tüm bu gelişmelerden ancak mutluluk duyulabilir. Bu zenginlikten şikayetçi olanları da anlamak mümkün değil.
Tanıdığım Gazeteciler ve Gazetecilik.
Belçika'da tanıdığım ilk Gazeteci Şerif Sayın'dır. Kendisine 1978 yılında Hasselt-Brüksel treninde tesadüfen rastlamıştım. Trende rastgele bir yere oturduğumda, karşımda orta yaşlı bir adamın Türkçe gazete okuduğunu farkettim. Oldukça meraklanmıştım. Hemen sordum. Beyefendi sizi, tanıyabilirmiyim?
Adı Şerif Sayın'dı. Hürriyet gazetesi Brüksel temsilcisiydi. O gün Limburg Bölgesinde önemli bir haberin peşindeydi. Sohbetimizde bana bir çok nasihatlerde bulunmuştu. Şimdi aramızda yok. Mekanı cennet olsun. Gazeteciliğe merak sarmamın bir nedeni bu hatıramdır.
Zamanla M.A.Birand, Sıtkı Uluç, Nusret Özgül gibi değerli gazetecileri tanıdık. 1983 yılından itibaren bir kaç sene Tercüman Gazetesi Belçika temsilcisi Sıtkı Uluç'a Limburg bölgesinden haberler yapıp gönderdik. İlk gazetecilik denemelerimiz böyle başlamıştı.
80'li yıllarda Tercüman ve Hürriyet gazetelerinin Benelux ilaveleri bugün gelişen yerel gazetelerin ilk denemeleri olarak değerlendirilebilir.
Belçika'da Türk toplumuna yönelik yerel basın konusunda iki başarılı çalışmayı herkesin bir kenara not etmesi gerekir. İnternet gazeteciliği ve yerel bir gazete konusunda gazeteci Yusuf Çınal'ın büyük bir özveri ve fedakarlıkla ortaya koyduğu çabalarını kim inkar edebilir.
Son derece profesyonel bir düzeyde yıllarca haber ve bilgi dolu bir Türkçe dergi girmişti hayatımıza. Dolunay Uluç'un Anadolu dergisi ile ortaya koyduğu çalışmaları bugün bir çok dergi çıkarmaya çalışan kurum ve kişiye ciddi bir örnek olarak önemli bir zemin oluşturdu.
Bu değerli insanların çoğu hiç bir ekonomik kazanım edinemeden yanlızca idealleri doğrultusunda halka hizmet etmek düşüncesiyle hareket ettiler. Ve Belçika'da yaşayan Türler'e yönelik yerel Türk basına adına tarih yazdılar.
Erdinç Utku'nun medya yorumları.
Gazeteci Erdinç Utku'nun Belçika'da basın alanında yaşanan gelişmeleri yorumladığı yazısında değindiği noktaları diğer basın mensubu arkadaşlarımızla değerlendirdik. Satırbaşları olarak aldığımız konuların başında "Post Modern köy yayıncılığı" var. Erdinç Utku kent yayıncılığına geçişte kendilerinin "Binfikir"olarak gelişmelerde büyük katkılarının olduğunu belirtiyor.
Bu durumu bir bilene sorduk. Erdinç Utku böyle düşünüyor. Siz ne diyorsunuz?
Cevap şöyle: "Erdinç kafasında hayali bir dünya yaratmış. Belçika'da yaşayan Türkler'in okuduğunu zannediyor. Bilmiyor ki, her ay bastırılan binlerce Türkçe gazete bırakıldığı yerde ertesi gün çöpe gidiyor. Bizler ilk yerel gazete çıkarmaya başladığımızda insanlarımızı gazete okumaya alıştırmak için onların hayatlarından kesitler sunmaya çalıştık. Belki bu şekilde gazete, dergi, kitap okuma alışkanlıkları gelişir diye düşündük. Bugün gazete okuyanların, internet sitelerinde okuyucu oranlarının belli bir düzeye gelmesi bu sayede olmuştur.
Ayrıca Erdinç Utku'nun söylediği gibi Kent yayıncılığına da geçilmiş falan da değildir. Bugün büyük ölçüde bizim yazdıklarımızı Erdinç okuyor, Erdinç'in yazdıklarınıda biz okuyoruz. En şanlı ulusal gazeteler 1500-2000 civarında gazete satıyor. Yerel gazeteler ise bedava dağıtıldığı halde yeterli ilgi görmüyor. Yerel gazete çıkarmaya çalışanların bir çoğu çıkardıkları gazetenin baskı parasını bile ödeyemeyecek durumda. Kısaca öyle sanıldığı gibi bugün için henüz uzun vadeli yerel gazetecilik yapılacak durum yok. Öyle Erdinç'in dediği gibi kentli gazetecilik falanda söz konusu değil".
Peki, Erdinç Utku'nun ortak platformda buluşalım fikrine ne diyorsunuz?
Cevap: "Kendisine bir sorun bakalım. Belçika'da başka haber siteleri, yerel gazeteler olduğu halde neden kendisi ortak platform da buluşmamış? Böyle bir yolu tercih etmediklerine göre demek ki insanların, bu konuda farklı bir eser ortaya koyanların, kendini ve düşüncelerini özgürce ifade etme ihtiyaçları var.
Birliktelikler aynı düşünceler ve beklentiler doğrultusunda olur. Erdinç'in niye bu kadar site var? Buna ne gerek var? sorusunun cevabı da bu ihtiyaçtan kaynaklanmaktadır. Sonra site ve gazetelerin sayısından rahatsız olmaya hiç gerek yok. Burada önemli olan sayı değil, verilen hizmetin kalitesi ve halka sunulan öneri ve tavsiyelerin tutarlılığıdır. Tarihimizde bir çok yazar, çizer ve fikir adamı olmuştur. Fakat Mevlana, Yunus Emre'nin yeri başkadır. Peyami Sefa, N. F. Kısakürek, Aziz Nesin, Nazım Hikmet'in yeri başkadır.
Kısaca topluma vereceğiniz bir şey varsa aranır okunursunuz. Yoksa kaybolur gidersiniz.
İnternet haber sitelerinin ve yerel gazetelerin sayısının artması sorun mu?
Bugün gazetecilik alanında, gerek ulusal gazetelerin sayılarının artması, gerekse yerel gazetelerin çoğalması bize göre bir zenginliktir. Zamanla aynı doğrultuda düşünenler şartların zorlaması ile belki birliktelikler oluşturabilirler.
Gazeteci sayısının çoğalmasıda sorun olarak görmek doğru değildir. Hatta ben şahsen bu sayı ile birlikte kaliteninde gelişeceğini düşünüyorum. Daha donanımlı, daha bilgili genç gazetecilerin ortaya çıktığını gördükçe de özellikle mutlu oluyorum. Çünkü bu durum Belçika'da yaşayan Türk toplumuna ayrı bir dinamizm getirecektir.
Bizler medya adına hizmet veren "Binfikir" ailesinin bu alanda büyük bir heyacanla çalıştıklarını biliyoruz. Kendilerine de başarılar diliyoruz.
Gazeteci iddialı olmalı..
İnternet haber sitelerini ve gazeteleri çıkaranların iddialı olmaları hoş karşılanmalıdır. Aksi takdirde basın alanında yarışın olmadığı yerde gelişme de olmaz.
Bu konuda bilhassa Flaman Bölgesi ağırlıklı bir haber sitesi kurmayı düşündüğümüzü uzun yıllar birlikte çalıştığımız değerli ağabeyimiz Yusuf Çınal'a anlatığımızda söylediği ilk şey "Bir iddianız varsa ortaya çıkın, yoksa boşuna yorulursunuz"oldu.
Elbette bir çok haber sitesi gibi bizim de "Gündem Haber Sitesi" olarak bir çok konuda iddialı bir tavrımız olacaktır. Başarımız ise beklentilere cevap verdiğimiz ölçüde olacaktır.
Erdinç Utku'nun "Biçimi değiştirip, içerik konusunda farklılıklar yaratmak" dileğine ise cevabımız şöyledir: Biçim konusunda zamanla bazı yenilikler elbette olacaktır. İçerik konusunda ise temel prensiplerimizi ortaya koyduk. Bu prensipler çerçevesinde bizi sadece takip etmeye devam edin.
Farkı göreceksiniz.
Saygılarımla..