Haberin yayım tarihi
2007-02-19
Haberin bulunduğu kategoriler

Konferansa destek verenlere teşekkürler.

Sözde Ermeni Soykırımı cebren ve hile ile Türk milletine kabul ettirmeye yönelik çabaların ayyuka çıktığı bir süreç yaşıyoruz. Gerek Ermeni lobyleri, gerekse Türkiye muhalifi ülkeler ve işbirlikçileri bir çok farklı platformda bu konuyu sürekli olarak gündeme getiriyorlar.
 
Sözde Ermeni Soykırım hikayesine destek veren bazı batılı ülkeler dün ülkemizi işgal etmeye kalkışmışlardı. Uzun yıllar süren işgal hareketi sırasında açlık, sefalet ve savaş sebebiyle milyonlarca Türk insanı Türk topraklarında hayatını kaybetti. Batılı işgalci devletler Türk insanının canına kastetmiş, Türk insanını Anadolu'da  yok etmeye kalkışmıştı. Bir şekilde yıllar süren savaşlar nedeniyle  ırmaklar, nehirler, göller, denizler, dağlar, ovalar insan kanı ile örtülmüştü.
 
Bugün ise yine aynı Emperyalist güçler bir taraftan göz göre göre başta Irak, Afganistan olmak üzere dünyanın bir çok farklı bölgesinde kan dökmekte, diğer tarafdan ise geçmişte yaptıkları veya sebep oldukları savaşların, sefaletin, ızdırapların bedelini bir başkasına ödetmeye çalışmaktadırlar.

Bu çabaları ne yazık ki, ibretle ve hayretle izliyoruz.
 
Türk halkının tarihi süreç içersinde birlikte yaşadığı halklarla büyük bir hoşgörü içersinde kardeşçe birlikte yaşadığını her Türk gayet iyi bilir. Türk, insan denen varlığa "Yaradan'dan ötürü hep saygılı olmuştur". Tarih bir bilinçtir. Bir mirastır. Tarih Atadan yeni genç nesillere bir ırmak misali akar, gider.
 
Ermeni adının Türk tarihinde yeri "Millet-i Sadıka"' olarak tanımlanmaktadır. Fakat Ermeni çeteleri, komitacılar bu tanımlamayı kirletmişlerdir. Ermeni çetelerinin Türk insanının yaşadığı en ağır tarihi süreçte Anadolu coğrafyasında giriştiği düşmanca tutum ve isyan hareketleri ve batılı devletlerle yapılan işbirliği, Anadolu insanına yapılan zulüm, işkence ve katliam hareketleri Türk insanının bağrına bir hançer gibi yerleşmiş ve halen orada durmaktadır.
 
Artık Ermeni meselesinde tek bir gerçek vardır. O da başta İngiltere, Fransa ve Rusya olmak üzere Osmanlı Devletine karşı para ve silah verilerek kışkırtılan Ermeni çetelerinin hazin sonudur.
 
Bazı Batılı Devletler işgal ettikleri Türk topraklarında hiç bir Türk hatırası bırakmamaya yemin etmiş ve bu doğrultuda bilhassa Balkanlarda büyük ölçüde başarılı olmuş, fakat Anadolu'da Türk insanının son bir çırpınışı ile dize gelmişti. Osmanlı topraklarını tamamen Türklerden almaya yeminli olan Batılı ülkeler dün döktükleri kanın bedelini de bize ödetmeye kalkışıyorlar. Bu yönde kışkırttıkları Ermeni vatandaşların yaşadıkları serüveni bir sahte soykırım hikayesiyle yeniden canlandırıp, kendi günahlarını hafifletleye, hatta küllemeye çalışıyorlar.
 
Ermeni komitacılar kurdukları terör örgütü ile Batılı devletlerden aldıkları para ve silah yardım desteği ile önce bir çok Türk diplomatını katlettiler. Ortaya attıkları tek taraflı ve maksatlı tezlerinin yeterli tanındığına kanaat getirince sözde Ermeni Soykırım hikayesi ile yeni bir süreç başlattılar.  
 
Ermeni lobyleri tanıtma sürecinde epey yol aldılar. Bugün için bir çok Batılı Parlemento sembolikte olsa, soykırım hikayesini tanıyarak bu yönde eğilimini ortaya koydu. Bundan sonra Ermenilere sözde soykırım hikayesini Türkiye'ye cebren ve hile ile tanıtma, daha sonra tazminat ve akabinde toprak talebiyle tamamlamayı hedefliyor.
 
Türk insanı gerçek katili çok iyi tanımaktadır. Gerçek katiller Osmanlı topraklarını işgal eden emperyalist güçlerdir. Bir imparatorluk çatısı altında yüzlerce farklı etnik grup yüzyıllarca yanyana yaşarken, batılı işgalci devletler tarafından birbirine düşman haline getirilmiş ve anlamsız bir kardeş kavgası başlatılmıştır. Bu süreç bugünde tüm hızıyla devam etmektedir. Bugün için sadece Irak'ta 700 bine yakın insan emperyalist devletler topluluğu uçaklarının bombardımanı altında dünyanın gözü önünde can vermiştir. Katliam devam etmektedir.
 
Elbette bu tabloya bizim seyirci kalmamız mümkün değildir. Bu konularda her zaman sadece Türkler için değil, dünyada mazlum toplumlar için her zaman tavrımızı ortaya koyduk. Bundan sonra da koyacağız.
 
Batılı Emperyalist devletlerin büyük bir ustalıkla işledikleri cinayetleri başkalarının üzerine atmada çok yetenekli oldukları bilinmektedir. Bu doğrultuda sözde Ermeni Soykırım hikayesini çeşitli entrikalarla, siyasi baskılarla parlementolar nezdinde legal hale getirerek, bir yere varmak istedikleri bilimektedir. Bu sahtekarlığın karşısına çıkmak her Türk insanının asli görevidir. Bu karşı çıkış Türkiye'de olabilir, yurdışında olabilir, hiç farketmez. Hiç bir kurum, hiç bir devlet, hiç bir otorite uydurma sözde soykırım iddiaları ile Türklere katil diyemez.
 
Bu yönde bugüne kadar sözde ermeni soykırım kampanyalarına yönelik yapılan çalışmaları destekledik. Bu doğrultuda Belçika Türk Platformu adına Brüksel'e davet ettiğimiz Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr Yusuf Halaçoğlu vatandaşlarımızı bilgilendirmek üzere "Sözde Ermeni Soykırımına bakış" adlı bir konferans vermiştir. Son derece başarılı bir şekilde tamamlanan bu konferansa destek veren tüm kurum ve temsilciliklerimize, sivil toplum örgütü mesupları ve yöneticilerine, basın mensuplarımıza, toplantıya katılarak Belçika'da yaşayan Türk toplumu olarak sözde Ermeni soykırım iddiaları karşısında bir bütün olduğunu net bir şekilde ortaya koyan vatandaşilarımıza sonsuz teşekkürlerimizi sunarız.

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.