Adı Mehmet Köksal. Aslen Emirdağlı.
Köksal kimilerine göre Ermeni, Kürt ve bölücü gurupların sözcüsü. Bazıları ise Köksal'ın Belçika istihbarat teşkilatının görevlisi olduğunu belirtiyor.
Bizler Köksal'ın tam olarak ne olduğunu bilemiyoruz. Ancak yaptığı işler ortada.
Mehmet Köksal son bir ay içersinde Belçika gazetelerinin de ilgi gösterdiği iki habere imza attı.
Bunlardan biri Genk belediyesinde Waterschei ve Winterslag semtlerinde bulunan Türk Kültür Derneklerinin yaptığı bir kültürel etkinliğe katılan bakan Marino Keulen'ü "aşırı uç(extremist) bir derneğin toplantısına katıldı" şeklinde Belçika basınına servis yaparak hedef haline getirdi.
Belçika basını için tam bir politik magazin haberi. Haber bulmakta zorlanan Belçika basını sanki b..k'unda boncuk bulmuş Hint fakiri gibi Mehmet Köksal'ın haberine hemen balıklama atladılar.
Ardından bir sürü açıklama. Öyle görülüyor ki, bakan Marino Keulen'de basının tavrından ürkmüş durumda ve bir masum savunma tavrı sergiledi.
Mehmet Köksal ikinci bombayı Hakan Çeliköz'ün sözde Ermeni soykırımını gündeme getirdiği ve inkar ettiği gerekçesi ile Belçika'da bir bakanın danışmanı olarak çalışmasını gündeme getirerek yine bakan Keulen'ü hedef haline getirdi.
Yine bir korku dalgası çerçevesinde açıklamalar yapıldı. Bakan Keulen bu haber üzerine derhal bir basın açıklaması yaparak bakanlığında aşırı uçların temsilcilerine(ekstremistlere) yer olmadığını kamuoyuna bildirdi. Bu açıklama içerik olarak Hakan Çeliköz'ün dışlanması, bir anlamda devre dışı bırakılması anlamına geliyor.
Kerameti kendinden menkul bir kişinin ortaya attığı tutarsız ve iftira niteliği taşıyan iddiaları karşısında derhal kişilik haklarının ihlali çerçevesinde bir manevi tazminat davası açmak yerine basit bir teslimiyet tavrı sergilenmesini de anlamak mümkün değil.
Mehmet Köksal'a birileri bir misyon yüklemiş. Bunun mutlaka bir bedeli olmalı. Bu yaptığı işleri neyin karşılığında yapıyor; tam olarak bilemiyoruz. Sıfatı sözde bağımsız gazeteci. Ancak yaptığı iş tamamen kurumları ve kişlileri haksız bir şekilde töhmet altında bırakmak ve damgalamak. Köksal'ın Belçika'da yaşayan Türk toplumu aleyhine yaptığı haberlerle bir açıdan hizmet ettiği kurum, kişi veya örgüte servis yaptığı gün gibi aşikar.
Genk şehrinde bulunan kültür dernekleri Belçika'da yasal faaliyetlerde bulunan Türk Federasyon adlı resmi bir kuruma bağlı onlarca kültür derneklerinden sadece ikisi. Bu kurum faaliyetlerini gayet şeffaf bir şekilde yapıyor. 30 yılı aşkın bir kuruluş ve faaliyet geçmişi olan bu kurumun Belçika'da hiçbir toplumsal olumsuzluğa temel oluşturmuş çıkışı olmamış(tır). Aksi bir durum sözkonusu olsaydı daha dünden kapatılırdı.
Sözde Ermeni Soykırımı konusunda ise kendini Türk hisseden hiçbir vatandaş Köksal gibi düşünmüyor ve düşünmek zorunda da değil. Köksal'ın Soykırımcı olması da kendi sorunu.
Hal böyleyken gerek bakan Marino Keulen'ün durumu tam olarak anlamadan sadece Belçika basınının gösterdiği haksız ve yanlış hassasiyetten etkilenerek Belçika'da yaşayan Türk toplumunda yarattığı sempati ortamını bir kalemde silecek açıklamalarda bulunması kendisi için büyük bir kayıp.
Bakan Keulen'den her sağcı ve vatansever Türk insanını bir faşist-ekstremist olarak gören bu saçma itham karşısında hemen bir dava açmasını beklerdik.
Olmadı sayın Keulen, olmadı…
www.demorgen.be/dm/nl/989/Binnenland/article/detail/590342/2009/01/05/Kabinetsmedewerker-Keulen-betwijfelt-Armeense-genocide.dhtml