Hüseyin Dönmez Yazdı..
Kültürel miras yok oluyor, hafızalar siliniyor, geçmiş unutuluyor. Geleceğe yönelik düşünce ve umutlar sönüyor. Türk kimliği sessiz ve derinden kayboluyor.
Türkiye Cumhuriyeti’nin milli bayramları olan 23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı, 30 Ağustos Zafer Bayramı, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramına yasak getirerek, kutlamaları çelenk koymakla sınırlanmaya kalkıldığında topluma ne mesaj verilmek istenmişti acaba?
Milli bayramlarımza yönelik bu mesafeli duruş Türk toplumu tarafından nasıl algılanmıştı acaba?
``Yoksa Sözde Ermeni Soykırım`` tasarıları başta AP olmak üzere birçok dünya ülkesi tarafından bir bir tanınmaya başlanınca, örneğin Belçika`da çeşitli şehir meydanlarında soykırım anıtları dikilmeye başlanınca, buna karşı yapılan cılız, 15, 20 kişilik tepki gösterileri bu çarpık, ruhsuz milli duruşun bir yansıması mı acaba?
Verviers şehrinde yaşayayn Şükrü Kalın isimli arkadaşımız Verviers şehrinde düzenlenen 23 Nisan bayramı kutlama etkinliğinden bir kare paylaşmış. Bölgede 8 bin civarında Türk kökenli vatandaşımızın yaşadığı biliniyor. Buna rağmen Türk toplumu için milli duyguların zirve yaptığı bu tarihi günde insanlarımızın bu kadar ilgisizliği nasıl yorumlanmalı acaba?
Şükrü Kalın paylaşımında şöyle diyor:``Yedi veya sekiz bin kişinin yaşadığı Verviers şehrinde sadece çok az bir çocuk velisinin katıldığı buna karşın hiç bir dernek başkanının olmaması da manidardır. Duyguların hislerin öldüğü toplumların geleceği pekte parlak olmayacaktır.
Hele günümüzde bir avuç ermenilerin kamuoyuna hakim olmaları çokluğu mahkum ediyor.
Bugün bunu Belçika`da görüyoruz. Verviers`te de yaşıyoruz. Milli egemenlik ve bagımsızlık değil, sanki köle olmayı 23 Nisan milli egemenlik ve çocuk bayramına katılmayarak yeğlemiş oluyoruz``.
Şükrü Kalın bu konudaki duyarsızlığı görerek, milli ruhun giderek kayboluşuna isyanını böyle dillendirmiş.
Peki diğer yerlerde durum çok mu farklı?
Örneğin Liege bölgesi Türk derneklerince 25 Nisan 2015 Cumartesi günü düzenlenen 23 Nisan programına bir bakalım. Buraya ayrıca TC Brüksel Başkonsolosu Ali Barış Ulusoy`da katılmış. Ancak salonun önemli bir bölümü yine boş.
Sonuç olarak bu duyarsızlığı sebebi siyasi polarizasyonların zirve yaptığı, kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları olan Türkiye Cumhuriyet`ine karşı soğuk, mesafeli bir duruş sergileyen bir iktidar ve milli bayram ve değerlere mesafeli, hatta düşman bir anlayışın insanları farkettirmeden zehirlemesi, uyuşturmasının bir yansıması olamaz mı?
Bu konunun üzerinde ``çok ciddi bir şekilde düşünmemiz gerekir diyorum`` vesselam.