Geçtiğimiz hafta içersinde Limburg Bölgesinin en büyük gazetelerinden biri olan Het Belang Van Limburg Beringen belediyesi encümenlerinden Selahattin Koçak ve Ahmet Koç’un görevlerini yerine getirmediklerini, belediye encümenler kurulu toplantılarını takip etmediklerini duyurdu.
Belçika basınına yansıyan hali ile Beringen belediye encümenlerinden Türk kökenli iki üye Selahattin Koçak ve Ahmet Koç son belediye meclis toplantısına katılmadılar. Toplam 35 üyesi bulunan Beringen belediye meclisinde CD&V ve SP.a koalisyonunun Koçak ve Koç’un mecliste bulunmamaları nedeniyle çoğunluğu oluşturamaması tam bir kaosa sebep oldu. Bütçe görüşmelerinde de hazır bulunmayan Koçak ve Koç belediye çalışmalarını kilitlemiş durumda. Belediye meclis toplantısı çoğunluk sağlanamayınca 6 şubat 2012 tarihine ertelendi.
Beringen SP.a parti sözcüsü Freddy Pirens Türk kökenli encümenlerden Selahattin Koçak bu oturuma hastası olduğu için katılmadığını, Ahmet Koç ise bizzat kendisinin hasta olduğunu belirtti.
Bu olaya Belçika medyası geniş yer verdi. Daha sonra yapılan açıklamalarda ise Selahattin Koçak ve Ahmet Koç’un yetkilerinin 1 ay süre ile ellerinden alındığı açıklandı.
Tablo Vahim.
Belçika’nın değişik yerleşim birimlerinde yaşayan Türk toplumunun bağrından çıkan çok başarılı temsilcilerimiz var. Örneğin Gent şehrinde Resul Tapmaz, Schaerbeek’de Sait Köse, Genk şehrinde Ali Çağlar ve diğerleri. Ancak görevlerini aksatan hatta görevli oldukları beldiyenin çalışma düzenini sabote eden tek belediye olarak Beringen belediyesi sık sık gündeme geliyor.
Koçak ve Koç ile ilgili 3 yıl önce yine bu yönde açıklamalar yapılmış ve her iki üyenin her 10 oturumun en az 4’dünde bulunmadıkları kamuoyuna yansıtılmıştı. Şimdi ise aynı yönde bir açıklama var. Mazeret ise yine aynı. Biz hastaydık veya hastamız vardı.
Selahattin Koçak’ın Profili.
Beringen belediye encümeni Selahattin Koçak Belçika’nın Flaman Bölgesinde özellikle medyada en çok yer alan simalardan biri. Flaman medyasında kendisi sürekli en akıllı Türk olarak lanse edildi. Koçak kitap yazıyor, ilginç konuları gündeme getiriyor, televizyon programlarına katılıyor, radikal çıkışlar yapıyor, zaman zaman militanca tavırlar sergiliyor. Koçak siyasi kariyerinde Türk toplumundan çok ciddi destekte gördü. 2006 yerel seçimlerinde başarı olan ve ardından encümen olan Koçak 2010 yılında SP.a listesinde 4. Sıradan girdiği seçimlerde toplam 42.290 tercih oyu almıştı. Selahattin Koçak ve Ahmet Koç girdikleri her seçimde Türk toplumundan fazlasıyla destek gördüler. Ancak gelinen nokta tam anlamıyla bir fiyasko.
Koçak ``SP.A´da kullanma tarihim sona erdi`` demişti.
Koçak federal düzeyde bir görev alacağına kesin olarak inanmış ve yakınlarına kısa bir süre içersinde Federal Parlamentoya gireceğini söylemişti.
Ama işler beklediği gibi olmadı ve bu duruma sert tepki göstererek "Bıktım artık. SP.A’da kullanma tarihim sona ermişe benziyor. Her zaman Türk olarak değerlendirildim. Buna bir son verilmeli. Kitaplar yazıyorum, konferanslar veriyorum, Flaman Bölgesi’nin tümümde biliniyorum. Ama bu dikkate alınmıyor. Sanırım beni bir tehdit olarak görüyorlar. 3 kez Brüksel’e gönderme sözü verildi, 3’ünde de başka birini gönderdiler. Türk ve Flamanlardan oy almaya gelince yeterince iyiyim ama iş ciddiye gelince dostlara öncelik tanınıyor” şeklindeki açıklamaları basında yer bulmuştu.
Şimdi sorulması gereken soru şu: Acaba Selahattin Koçak beklentisi karşılanmayınca Beringen belediyesinde CD&V-SP.a koalisyonunu sabote ederek intikam mı alıyor?.
Ahmet Koç`un profili.
Beringen belediyesinde daha girdiği ilk seçimlerde sükse yapan Ahmet Koç bu seriyi federal düzeyde katıldığı seçimlerde de yaptı. Profili Selahattin Koçak’a göre daha parlak. Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunu, parlamentoda danışman olarak görev yaptı. Ancak Beringen belediyesinde bugüne kadar bir encümen olarak herhangi bir görüş veya proje ile gündeme gelemedi. Kendisini son yıllarda halk ile kavga eden, cami ile kavga eden, en küçük eleştiride karşısındakine saldıran agresif bir yapı içersinde görüyoruz.
Ahmet Koç Beringen`de terör estiriyor.
Ahmet Koç’un geçtiğimiz kurban bayramı arefesinde Beringen Fatih Camii yönetimine yönelik yaptığı açıklama ile yine Belçika medyasında mensubu olduğu toplumu suçlayan tutumu ile gündeme gelmişti. Koç bir encümen olarak halka önderlik yapması gerekirken, sorunları ve ihtiyaçları düzenli olarak takip edip uzlaşma arayan, sorun çözen bir çizgide görev yapması gerekirken sürekli kavga ve polemik taraftarı olan bir tavır sergiliyor.
Beringen SP.a partisinde görevinin bilincinde olanlarda var.
Beringen belediye meclisinde bir diğer üye ise Zeynep Çakır. Bugüne kadar medyada ismine pek rastlanmadı. Ancak bir belediye meclis üyesi olarak görevli olduğu tüm komisyonlarda toplantıları düzenli olarak takip etmiş ve hem partisinde ve hemde çevresinde oldukça sempati kazanmış bir kişiliği var. Meclis üyesi Çakır’ın Selahattin Koçak ve Ahmet Koç’un gölgesinde kaldığı görülüyor. Ancak Beringen’de yaşayan yakın dostlarımız Zeynep Çakır ile diğer temsilcilerimiz arasındaki farkı bildiklerini belirtiyorlar.
Beringen’de bir diğer önemli isim ise Aldülkadir Yılmaz. Beringen SP.a-Animo Gençlik Kolu başkanı Aldülkadir Yılmaz’da Koçak ve Koç üzerinden medyada sık sık yer bulan olumsuz tablodan rahatsız. Yılmaz sosyal projelerde gösterdiği çabalarla dikkat çekiyor.
‘Biz göçmen kökenliyiz, ondan dolayı olumsuz gündeme geliyoruz’ açıklaması.
Belçika medyasında yapılan olumsuz açıklamalar ardından söz hakkını kullanan Selahattin Koçak genellikle göçmen kökenli oluşlarını bir mazeret olarak sürekli öne sürüyor. Flaman Radio-I kanalından bir programa katılan Mechelen belediye encümeni Fas kökenli siyasetçi Ali Salmi bu duruma itiraz ederek şöyle diyor: ``Bir siyasetçi olarak elbette göçmen kökenli olmak bir dezantaj olarak görülebilir. Ancak size verilen görevi iyi bir şekilde yapar, tüm sorumluluklarınızı, görev ve yetkilerinizi adil ve dürüst bir şekilde kullanır, bunuda kamuoyu ile paylaşırsanız zaman içersinde size yönelik güven artar ve kabul görürsünüz. Bunu sağlamak politikacının bizzat kendisine bağlıdır. Mechelen şehrinde başlangıçta bizlere yönelik soru işaretleri bugün yok. Oldukça rahat bir ortamda görev yapıyorum. Bir encümen olarak görevinizi en iyi şekilde yapın gerisi kendiliğinden geliyor. Biz göçmen kökenliyiz, onun için dışlanıyor ve olumsuz gündeme geliyoruz açıklaması samimi bir savunma değildir`` diyerek Beringen`de yaşanan tartışmalara göndermelerde bulundu.
Beringen belediye başkanlığını Marcel Mondelaers (CD&V) yaparken, birinci encümen Maurice Webers (SP.A), sırasıyla Anne Wouters-Cuypers (CD&V), Ahmet Koç (SP.A), Annie Leyssens (CD&V), Selahattin Koçak (SP.A), Mario Volders (CD&V), Gilbert Lambrechts (SP.A) belediye encümenler kolejini temsil ediyorlar. Türk kökenli encümen Selahattin Koçak’ın her sıkıştığında diline doladığı göçmen kökenli olduğumuz için dışlanıyoruz savunmasına partisinin diğer üyeleri katılmıyor. Beringen SP.a gurubunun lideri durumunda olan Maurice Webers’de bu durumdan oldukça rahatsız.
Beringen SP.a Partisi Koçak ve Koç’un esareti altında.
Bu yıl ekim ayında yapılacak olan seçimlere katılmak isteyenlerin isimleri ve listelerdeki yerleri yavaş yavaş netleşiyor. Beringen’de Koç ve Koçak yeniden listede olacak gözüküyor. Beringen’de muhtemel bir yenilik ise Ahmet Koç’un eşi Duygu Aydemir’in listede 2. Sırada olacağı şeklinde. Bu durum seçmenler ve kanaat önderleri tarafından Beringen SP.a’da Koçak ve Koç isimleri üzerinden yaşanan polemiklere bir kamuflaj girişimi olarak yorumlanıyor.
Beringen’de çok şey değişecek gözüküyor.
Beringen belediye başkanı Marcel Mondlears’ın gömen toplumla çok sıcak bir ilişkisi olmadığı kamuoyunda bilinen bir durum. Önümüzdeki seçimler için CD&V cephesinde de önemli değişiklikler yapılacak gözüküyor. CD&V yeni bir başkan adayı ile seçimlere katılacak. Diğer partilerde de değişiklikler gözüküyor.
CD&V listesinde muhtemelen yer alması beklenen iki isim dilerde. Eski milletvekili Hilal Yalçın ile Sosyal Uzman Ahmet Arkan’ın isimleri CD&V listesinde yer alacaklar şeklinde kulislerde konuşuluyor.
Beringen’de yaşayan Türk toplumu tüm bu gelişmeler ışığında alternatif arıyor. Koçak ve Koç’un siyaset yapma tarzından oldukça rahatsız olan kitleler artık daha sorumluluk duygusu ile hareket edecek, uyumlu, zeki, dürüst ve halk ile birlikte hareket edebilecek temsilciler arıyor. Şoven, agresif ve popülist siyaset tarzından bıkan kitlelerin beklentisine cevap verebilecek siyasi partinin önümüzdeki seçimlerde bir adım önde olacağını düşünüyoruz.
Hüseyin Dönmez/Belçika