Brüksel "Palais des Beaux-Arts" salonunda Sertap Erener, Demir Demirkan ikilisi tarafından verilen konserde alkışlar ve tepkiler birbirine karıştı..
Başkent Brüksel'de Türkiye Kültür Bakanlığı tarafından desteklenen bir proje kapsamında yapılan Sertap Erener konseri başarılı bir sanat gösterisi ortaya koyarken, davetlilerde olan Türkçe şarkı beklentisi olmayınca beklenmedik tepkiler gösterildi.
Doğu ve Batı müziğinin bir nevi sentezi olan bu çalışma farlı beklentiler olunca alkışlarla tepkiler birbirine karıştı.
Belçika'da elit Türk tabakası gelişiyor mu?
Sertap Erener konseri öncesi VİP salonuna girince önümüzde yüzlerce Türk kökenli şık, düzgün giyinmiş, insanlar gördük. Bunların hepsinin Brüksel'de yaşayan Türk bürokratları olması mümkün değildi. Büyük çoğunluğu Belçika'da yaşayan işadamı, sivil toplum örgütü temsilcileri, sanatkar, politikacı, eğitmen veya her hangi bir iş kolunda başarılı olmuş Türk kökenli insanlarımızdı.
İlk defa başkent Brüksel'de bu kadar büyük bir elit Türk gurubunu bir arada görünce epey şaşırdık. Meğerse Belçika'da ki Türk toplumu sessiz sedasız kendi dinamiği içinde giderek güçleniyormuş. Bunun görmekten elbette büyük memnunluk duyduk.
Sertap Erener sahnede..
Pazar günü Sertap Erener ve Demir Demirkan ikilisinin vereceği konsere davet edilince hiç tereddüt etmeden Brüksel'e gittik. Çünkü bu ikilinin oldukça seviyeli ve başarılı çalışmalar yaptığını biliyorduk.
Sertap Erener konseri Kültür Bakanlığı tarafından özel olarak desteklenen bir projeydi. Bu konuda uzun bir hazırlık evresinden sonra, Belçika'nın en donanımlı bir salonunda 2500 civarında bir dinleyici gurubuna, yıllarca hazırlığı yapılan bir müzik çalışması Sertap Erener ve Demir Demirkan tarafından, güçlü bir müzik ekibi ile dinleyicilerin beğenisine sunuldu.
Sertap Erener ve Demir Demirkan ortaya koydukları çalışmayı dinleyicilerin büyük çoğunluğu alkışlarıyla ödüllendirdiler. Gerçekten müzik adına oldukça seviyeli, başarılı bir çalışma yapılmış. Müzik doğu motifleri ile süslenmiş ve hem doğu ve hem de batı müziği enstrümanları ile oldukça usta bir ekiple birlikte sahneye konuldu. Sertap Erner gibi dünya çapında bir ses tarafından Türk müziğinin İngilizce seslendirilerek batı müziğine farklı bir rüzgar getiren bu derin müzik anlayışını kendi konsepti içersinde sadece alkışmak gerekir. Bizde öyle yaptık.
Bazı tercihler yanlış yapılmış.
Sertap Erener, Demir Demirkan tarafından ortaya konan bu özel müzik çalışması başkent Brüksel'in en gözde salonu Palais des Beaux-Arts'da yapıldı. 2500 kişilik salon tamamen doluydu. Salonu dolduran davetlilerin büyük bir çoğunluğu anladığımız kadarıyla kültür bakanlığı tarafından desteklenen bu projenin asıl hedefinin ne olduğunu anlamamışlardı.
Bu konserde 3 önemli değer sahnelenmişti.
Birimcisi müziğin evrenselliğiydi. Çünkü tüm enstrümanları kullananlar kendi sanatlarını en üst düzeyde icra ettiler. Burada sadece müzik bile başlı başına yeterli bir gösteriydi.
İkinci önemli unsur ise ebru sanatından sunulan örneklerdi. Müzik yanında sürekli arka planda görüntüleri verilen ünlü ebru sanatçısı Ahmet Hikmet Barutçugil'in birbirinden güzel çalışmaları sunuldu.
Üçüncü ve en ön planda olan sanat çalışması ise doğu ve batı sentezi olan bir müzik çalışmasının Sertap Erener ve Demir Demirkan tarafından mükemmel bir çalışma ürünü olarak sunulmasıydı. Sanatın icra edileceği yer doğru tercih edilmişti. Türkiye'nin tanıtımı için seçilen projede doğruydu. Fakat bu projenin hitap edeceği hedef kitle yanlış seçilmişti.
Bu yanlışın nedeni bize göre şöyle oluştu. Birincisi artık Türk gençleri batı müziği dinlemiyor. Bizlerin 30 yıl önce Avrupa müziğine gösterdiğimiz ilgi artık bugünün Türk gençlerinde yok. Bunda beklide batı dünyasına siyasi nedenlerle gittikçe artan oranda büyüyen kızgınlığın etkisi olabilir. Belkide Türk müziğinde gittikçe gelişen ses ve müzik değerlerinin zenginleşmesi de olabilir. Sonuç olarak artık Türk gençleri için ilk tercih daha çok Türk müziği oluyor.
Sahnede Demir Demirkan tarafından sunulan müziğin İngilizce sözlerle olacağı açıklanınca salonda büyük bir hayal kırıklığı oluştu. Belliki, insanlar davet edilirken sahneye konulan proje hakkında yeterli bilgi verilmemişti. Bu beklenmedik durum bazılarının tepkilerine neden oldu. Bazı davetliler bu nedenle konseri erken terk ettiler.
Sertap Erener konserinde tepki gösterenlerin bir kısmıda bu projenin zamanlamasından şikayetçi oldular. Tepkilere bakılırsa davetlilerin büyük çoğunluğu 29 ekim Cumhuriyet bayramında Türk müziğinden sunulacak bir müzik demetinden daha mutlu olacaklardı.
Salonda konser başlangıcında çaktırmadan bir anket yapıldı. Demir Demirkan Türk ve Belçikalı dinleyicilerin oranını bir küçük soru ile öğrenmişti. Salonda çok küçük bir Belçikalı gurubu bulunuyordu. Bu proje aslında daha çok bu guruba hitap etmeliydi.
Bu konuda söylenecek son söz bunca emek ve devlet parası yanlış bir zamanlama, yanlış bir dinleyici kitlesi seçimi yüzünden istenen verim alınamadan sonuçlanmış olduğudur.
Sanatçıya saygı gerek..
Sertap Erener konserine davet edilenlerin büyük çoğunluğunu Belçika'da yaşayan ve herhangi bir meslek gurubunda başarılarıyla isim yapmış, veya kendi uğraşılarında gündeme gelen özel insanlar oluşturuyordu. Buna rağmen konser süresince yapılan protesto sesleri, ve gereksiz müdehalelerden sonra Sertap Erener'in de dengesini bozmuştu. Kendisi bazı küçük espirilerle uyarılar yapmak istedi, fakat faydası olmadı. Dinleyicilerden bazıları henüz bu tür konserlere hazır değildi. Bir anda sahnede üzüntü, salonda mutsuzluk birbirine karıştı.
Buradan acizane anladığım şey ise Belçika'da bir elit Türk tabakasının geliştiği, fakat bu gurubun sayılarının belli bir orana gelmesine rağmen henüz tam olgunluğa erişmediği şeklinde.
Bilemiyorum elit olmak için sadece bir konuda başarılı olmak yetmiyor beklide. Demek ki, dil bilmek lazım, kültürleri tanımak lazım, hoşgörülü olmak lazım, tarih bilmek lazım, edebiyat, sanat bilmek lazım, kısacası çok yönlü, donanımlı olmak lazım.
Görünen o ki, elit olmak için daha çok öğreneceğimiz şey var.