Belçika'nın Valon bölgesinde yaşayan Müslümanların kurduğu camilerin resmen tanınmasından sonra, Flaman Bölgesinde 6 caminin tanınması ile Belçika'da resmen tanınan cami sayısı 49'a çıktı. Flaman bölgesinde yüzlerce cami tanınmayı beklerken sadece 6 caminin tanınması haksızlık ve iltimas tartışmalarını da beraberinde getirdi.
Vallon hükümeti İçisleri Bakanı Philippe Courard 19 haziran 2007 günü Namur şehrinde yapılan bir basın toplantısı yaparak Valon bölgesinde 43 tane caminin tanındığını resmen ilan etmişti..
Flaman bölgesinde camilerin tanınması işlemi ise farklı bir mecrada yürüdü. Öncelikle Flaman bölgesi İç-İşleri bakanı Marino Keulen'ün yaklaşımı insanları bazen cesaretlendiriyor, bazen de kuşkulara sevkediyordu.
Bakan Marino Keulen 28 mayıs 2005 tarihinden Genk şehrinde BTDB tarafından organize edilen bir toplantıda Türk toplumuna oldukça samimi açıklamalarda bulunarak özellikle camilerin tanınması konusunda kesin sözler vermişti.
Bu toplantıyı özel olarak takip etmiş, hatta tüm ayrıntıları dikkatlice not etmiştik. Bu toplantıda bakan Marino Keulen Türk toplumuna şu mesajları vermişti: "Sorunlara biz siz diyerek değil, biz hepimiz şeklinde yaklaşmak gerekir.Bu ülkede artık ben ne kadar Flaman'sam sizlerde o kadar Flaman'sınız. Sizlerde aynı hakka ve hukuka sahipsiniz. Bunun artık bilincinde olarak hareket edin.
Bu güne kadar İslam'a para verilmedi. İddia ediyorum İslam'a para veren ilk Bakan ben olacağım. Marino Keulen'ün bu konuda ne kadar ciddi ve samimi olduğunu hepiniz göreceksiniz.
İslam Flaman bölgesinde gittikçe büyüyen bir dindir. Camilerin tanınmasıyla ilişkilerimizde büyüyecektir. Ancak bu şekilde birbirimizi daha iyi tanıyacağız. Güven ortamı geliştikçe, ilişkiler daha sağlıklı hale gelecektir.
Para konusunda tek sorun kime para verileceğinin tam bilinmemesinden kaynaklanmaktadır. Bu sorun aşıldığında sizler için neler yapabileceğimizi göreceksiniz"
Aradan 2,5 yıldan daha fazla bir zaman geçti. Ve Flaman bölgesinde sadece 6 tane cami "Müslüman Topluluk" adı altında bir terim yaratılarak tanınmış oldu.
Bize göre bu durum Bakan Marino Keulen'ün 28 mayıs 2005 Genk şehrinde yaptığı konuşmalarla örtüşmüyor. Bu olsa olsa ancak bir göz boyama takdiği olabilir.
Neler söylendi? Neler yapıldı?
Belçika'da Müslüman topluluğun dini temsilcileri durumunda olan camilerimizin tanınma süreci ve kurumsal yapısının Bölge Valiliklerinde oluşturulacak olan yönetimler tarafından idare, denetim ve takip edileceği ve içeriği belli kriterlerle oluşturulacak bir düzenleme ile tanınma sürecinin başlatılacağı daha önceleri açıklanmıştı.
Executif kurumu yönetiminin lağvedilmesi ve 20 mart 2005 tarihinde yeniden seçime gidilmesi ile oluşturulan yeni dönemde camilerin tanıması konusunda bazı kriterler gündeme getirilmiş ve tanınma sürecinin yol haritası çıkarılarak kamuoyuna duyurulmuştu.
Bakan Marino Keulen mayıs 2005 tarihinde camilerin tanınması konusunda cesaret verici açıklamalarda bulunmasına rağmen daha önceleri gündeme getirilen söz ve vaadler yeni bir mecraya çekilerek, unutturulmuş ve sonuçta 250 bin Müslüman kökenli vatandaşın yaşadığı Flaman bölgesinde sadece 6 cami tanındı.
Yani bir şekilde dağ fare doğurmuş oldu.
Camilerin tanınması sürecinde yaşananlar:
Flaman bölgesinde camilerin tanınması konusunda başlatılan süreci yakından takip eden ve bu bağlamda yapılan toplantılara katılan bir çok üye ile değerlendirmelerde bulunduk. Bir yandan bakan Marino Keulen kabinesinden gelen açıklamaları dikkatle incelerken, diğer taraftan Cami dernekeleri yöneticilerinin yaptığı toplantılarda alınan kararların akibetini takip etmeye çalıştık.
Öncelikle bakan Marino Keulen kabinesinden gelen bilgilere göre Flaman bölgesinde 200 civarında cami adayı içersinde 8 bölgeyi temsil edecek camilerin tanınması gündeme gelmiş, fakat bunlardan 2 tanesi hakkında verilen olumsuz istihbarat bilgileri ışığında listeden çıkarılarak sadece 6 tane cami tanınmıştır.
Camilerin Flaman bölgesinde bir bütün olarak tanınmaması ise daha çok mali yetersizlik ve yetersiz altyapı olarak açıklanmaktadır. Halbuki Flaman bölgesinin Valon bölgesinden daha zengin bir bölge olduğu bir gerçektir.
Burada sorulması gereken soru ise acaba mali yetersizlik gerekçesi 9 protestan klisesi tanınırken gündeme geldi mi?
Heusden-Zolder bayram ediyor; Ya diğerleri?
Limburg bölgesinin en çok okunan gazetelerinden Het Belang Limburg gazetesi camilerin tanınması konusuna geniş yer vererek, Heusden-Zolder Selimiye camisinin yöneticilerinin görüşlerini yansıttı.
Belçika basınına yansıyan haberlere bakılırsa Heusden-Zolder Selimiye camii yöneticileri bir çeşit zafer sarhoşluğu içersinde. Selimiye camii yöneticileri camilerinin resmen tanınması ile ellerine geçecek olan mali desteğin boyutları hakkında coşkulu açıklamalarda bulunuyorlar. Basına verilen bilgilere göre daha ilk aşamada Selimiye camiine yıl bazında 42 bin euro genel masraflar için, ayrıca 6 yıl süresinde toplam 500 bin euro yatırım harcamaları için verileceği belirtiliyor.
Diğer Cami derneklerinin tepkisi..
Limburg bölgesinde 20 civarında Cami tanınmayı bekliyordu. Bu konuda başta Executif Camiler departmanı Flaman bölgesi sorumlusu Hüseyin Ulusoy'un da katıldığı toplantılar yapıldı. Limburg bölgesinde Türk toplumu tarafından yapılan camilerin bugün için uygulamaya konulan öneri önlerine geldiği zaman büyük bir çoğunluğun kararı ile "ya hep birlikte tanınırız, yada bekleriz" denildiği ifade ediliyor..
Flaman Bölgesinde bulunan camilerin tanınması süreci yaşanırken yapılan toplantıları düzenli olarak takip eden ve tüm tartışmaları dikkatli bir şekilde not eden bir cami derneği yönetisinin bizlere ulaştırdığı bilgilere göre ortada tamamen bir "bul karayı al parayı, abra kadabra" kandırmacası bulunuyor..
Okurlarımızın şu sözleri dikkatle okumasını öneriyoruz..
Bir cami yöneticisinin açıklaması:
Limburg bölgesinde Türk toplumu camileri yöneticilerine verilen bilgiye göre toplu bir şekilde tanınmak için "Müslüman Topluluk" adı altında önce 1 caminin tanınacağı ve diğer camilerin bu cami altında tanınmış olacağı söylendi. Hatta bu konuda bizlere güvenceler verildi. Arkasında tanınma konusunda Valiliğe toplu bir liste değil sadece Heusden-Zolder camisinin müracaatı olduğu bilgisi bizlere ulaştırıldı. Bu bigi doğrultusunda defalarca Executif camiler departmanı sorumlusu Hüseyin Ulusoy'u aradık. Aldığımız bilgiler doğrultusunda kendisine itirazlarımız olduğunu bildirmeye çalıştık. Fakat kendisine bir türlü ulaşamadık. Valilik bünyesinde bu konudan sorumlu olan depute Hilde Claes(Vali yardımcısı) Limburg bölgesinde sadece Selimiye Camisinin tanınma müracaatı olduğu ve onun dışında hiçbir caminin tanınmasının söz konusu olmadığını belirtti. Bakan Marino Keulen'de yaptığı son toplantıda bunun böyle olduğunu zaten deklare etti.
Bu durum herşeyden önce Limburg bölgesinde Heusden-Zolder'den daha fazla Müslüman topluluğun yaşadığı Genk şehrine bir haksızlıktır. Bu durum tüm Limburg bölgesine yönelik bir haksızlıktır. Bugün için tanınmayı bir zafer kazanmış ordu komutanı edası ile yansıtanların bu bölgede yaşayan diğer Müslümanlara yaptıkları haksızlığın acaba farkındalar mı? Allah'a inananlar bu haksız durumun vebalini nasıl taşıyacaklar?
Limburg bölgesi camileri Selimiye camii yöneticileri dışında hiçbir zaman sadece tek bir caminin tanınmasına onay vermediler. Selimiye camisinin ismi sadece tüm camilerin tanınması şartı ile gündeme geldi. Bu konuda Beringen camisi adına toplantılara katılan Beringen Belediyesi Encümeni Ahmet Koç tartışmalara şahittir. Kendisi konuya açılık getirerek halkı aydınlatmalıdır. Ortada tam bir fırsatçılık durumu bulunmaktadır. İşleri perde arkasında sadece kendi çıkarlarını gözeterek, bir nevi fırsatçılık yaparak böyle bir haksız durum yaratanları kınıyoruz"
İşte durum böyle. Bugün için Heusden-Zolder bayram yapıyor. Ya diğerleri?
Diğerlerinin de sesini duymak istiyoruz..Unutmayınız ki, susmak ikrar'dır. Sizlere oy veren Müslümanların hakkını unutmayın..