Türk turizmi 2004 yılını 17,5 milyon yabancı turist, 12,1 milyar dolar (yabancı turisten elde edilen gelir) turizm geliri ile kapattı.
Şu ana kadar olan gelişmeler ışığında (Eylül ayına kadar) 2005 yılı için ortalama %25 lik bir büyüme ile 22 milyon yabancı turist, 15-16 milyar dolar dolayında ise turizm geliri beklenmektedir.Yılın ilk 9 ayının rakamlarına göre Türkiye'den çıkış yapan 13 milyon 377 bin yabancı geride 9,6 milyar dolar, 2 milyon 454 bin gurbetçi vatandaş ise 3 milyar dolar harcama yapmıştır.
Bu rakamlara göre kişi başına yabancılar ortalama 718 dolar, Türk vatandaşları ise 1 241 dolar harcama yapmışlardır. Bu durum Turizm gelirleri hakkında tartışmalar yapılırken Türk'ler mi, yabancılar mı? şeklinde yorumlar yapılmasına sebep olmuştur.

Turizmde dünyada 9. sıradayız.

Türk turizmi şu anda turizm gelirleri açısından dünya ölçeğinde 16 milyar dolar turizm geliri ile 9. sırada bulunmaktadır.1, sırada 75 milyar dolar ile ABD, 45 milyar dolar ile İspanya 2, sırada, Fransa ise 40 milyar dolar ile 3, sırada bulunmaktadır.
Türkiye'ye geler yabancı turistlerin az para harcamalarının nedeni olarak iki konu ön plana çıkmaktadır. Birincisi turistlere zorla bir şeyler satmaya kalkmak, onları kandırmaya çalışmak, ki bu durum satıcılara ve fiyatlara yönelik güvensizlik yaratmaktadır. Diğer konu ise otellerde yapılan her şey dahil uygulamasıdır.
Türk turizminin rakamlarla genel durumu bu şekilde gelişmektedir.

Fakat turizme biz nasıl bakıyoruz?. Biz turizmin neresindeyiz.? Nasıl davranıyoruz?.

Ülkemizin doğa güzelliği, coğrafi özelliklerini, zenginliğini ne kadar övsek azdır. 8400 km lik sahil şeridi olan dünyada kaç ülke var?. Dağları, yaylaları, akarsuları, ovaları, denizleri. Tam bir cennet. Harika bir memleket.
Şahsen her izine gidişimde önce,çocukluğumun geçtiği köyüme ve doğduğum yere Açelya yaylasına çıkarım. Buz gibi sularından içer, kuzu eti kavurmaları yer, çimenlerinde koşarım.
Bu yıl değerli Bxl Hükümeti Devlet Bakanı Emir Kır ve Üstad Yusuf Çınal ile birlikte yaylaya çıktık.Horon oynadık. Kavurmaları bir güzel götürdük. Buz gibi sularından da içtik. Umarım Bakanımız memnun kalmıştır.
Türkiye'ye gidilirde, denize girmeden olur mu?. Mutlaka Karadeniz'e bir merhaba deriz artık. Ardından Ege'nin serin suları. Bir tarafta İda-Kaz dağları, diğer taraftan masmavi gök ve deniz.
En büyük zevklerimden biride denizde balıkların dansını seyretmek. Güneş ışınlarının denizde yansıması ile oluşan yakamoz figürlerinin ayrı bir güzellik kattığı denizde mırmır, çupra, levrek ve zargana balıklarının danslarını seyretmek ömre bedel. Roma'lılar işi iyi kavramışlar. En güzel Roma şehirleri hep bu güzel coğrafyada. İşte Efes, Pergamon, Truva ve diğerleri.

Beykonağı Oteli ikinci evimiz oldu.

Son bir kaç yıldır ailece Altınoluk'ta Beykonağı adlı bir otelde kalıyoruz. Tam bir aile ortamı. İşletme sahibi Beyazıt Yıldırım, eşi Tanya Yıldırım, kızkardeşi Beyza, eniştesi Sanlı Karadeniz ve değerli anneleri Şükran Yıldırım turizmi bilen, dinamik bir ekip oluşturmuşlar.Tesis, yemekler, servis ve deniz harika. Hulasa burası bizim ikinci evimiz oldu.
Ailece izine gidenler için deniz, doğa, sakinlik ve temiz hava arayanlar için tavsiya edeceğimiz bir yöre Altınoluk.

Türk Turizminin sorunlarına gelince

-Her yıl olduğu gibi bul da yollar perişan. Her taraf delik deşik.
-Belediye hizmetleri yetersiz. Altyapı ya yok, yada yetersiz. Bir bakıyorsunuz, 5 yıldızlı bir otel, pırıl pırıl, ama foseptik patlamış, durum facia.
-Devletin Turizm konusunda yaptığı teşvikler konusunda yoğun şikayetler var. Teşviklerin daha çok güneye yapıldığı, kuzey-batı ve diğer bölgelerin dışlandığı apaçık ortada.
-Gerçek anlamda bir sahil rejimi yok.Kıyı şeritleri rastgele bina dolmuş. Plaj yeri kalmamış. Bir çok bölgede denize girmek oldukça zor.
-Emlak vergisini belediyeler topluyor. Fakat gerek emlak, gerek se alım-satım vergileri gerçek değer üzerinden alınamıyor. 50 binliraya satılan emlak ile 500 bin liraya satılan emlağın vergisi aynı. Gerçek değerler üzerinden alınamayan vergiler sonucu kaynak yetersizliğinden yeterli altyapı yatırımlarıda yapılamıyor.
-Yollar aşırı kalabalık. Taşıt yoğunluğundan dolayı yolun diğer tarafında kalanlar denize ulaşmada zorluk çekiyorlar. Alt ve üst geçitler yaygınlaştırılmalı.
-Yaz aylarında yoğunluğu taşıyacak kadar otopark alanları yok. Öyle yerler var ki, geldiğinize, geleceğinize bin pişman oluyorsunuz. Düzensiz bir yapılaşma. Tam bir trafik keşmekeşi ve kargaşa. Yerli turist, yabancı turist herkes şikayetçi.
-Kültür turizmine gerekli önem verilmiyor. Şu anda kültür turizminin diğer turizm dallarına göre turizmin bütününde payı %10 lar civarında. Bu konuyu daha sonra ayrıca ele alacağız.

Kısaca gerçek anlamda bir turizm ülkesi olmak istiyorsak bu olumsuzlukları süratle çözmeliyiz.