Bizim işimiz daha çok Belçikalı Türklere yönelik gözlemler ve önerilerimizi aktarmak.
Karşılaştığımız, şahit olduğumuz olaylarla bilgi ve tecrübelerimiz ışığında yorumlar yapıyoruz. Kime ne kadar, nasıl etki yapıyoruz bilmemiz zor, ancak yine de yeni yıl vesilesi ile birkaç öğütte bulunalım.
Acısıyla tatlısıyla bir yılı daha geride bıraktık. Elbette her insan geride bırakılan bir yılın şöyle bir muhasebesini yapar. Bazen kendimize "neler beklemiştik, neler yaşadık neler kazandık, neler kaybettik" diye sorarız.
Şimdi 2010'u geride kaldı. Artık, yeni kararlar ve yeni umutlarla yeni bir başlangıç yapma zamanı.
Genelde her yeni yıla yeni umutlar, yeni kararlar, yeni planlarla gireriz. Örneğin "yeni yılda zayıflayacağım, sigarayı bırakacağım, kendi işimi kuracağım, aileme ve arkadaşlarıma daha çok zaman ayıracağım, yeni faydalı hobiler edineceğim" deriz. Ancak Ocak ayının daha ilk bir iki haftasında bunların hepsini unutulup tekrar bir rutin bir düzene gireriz.
Uzmanlar insan hayatında radikal değişiklikler için büyük bir motivasyon gerektirdiğini söylüyor. Çok insan kendi hayatı ile ilgili değişimi derinden istemezler. Bunu sadece yeni yıla girerken içinde bulundukları değişim atmosferi içinde bunu söylerler. Bu durumda da alınan tüm kararlar bir iki hafta içinde belki daha uygulanamadan unutulmaya yüz tutar.
Kendinize küçük, ulaşılabilir hedefler koyun
Önce neyi değiştirmek istediğinize emin olun ve bununla ilgili bütün detayları içeren bir hayali vizyon oluşturun. Örneğin "nereden başlayacağım, nerede olacağım, bunu yaparken çevremde kimler olacak ve kimlerden destek alacağım, değişim olduğunda neler farklı olacak, neler aynı kalacak" gibi.
Yeni bir yılda aldığınız hedefe ilerleme yolunda daha önceki yıllarda başarısız olduğunuzu düşünüyorsanız, bu sefer neyi farklı yapmanız gerektiğini de göz önünde bulundurun.
Elbette bazen geri dönüşler yaşayabilirsiniz. Pes etmeyin, yolunuza devam edin, aksi takdirde tüm motivasyonunuzu kaybedip kararınızı uygulamaktan vazgeçebilirsiniz. Bu durum ise sizde bir özgüven kaybı veya depresyon yaratabilir. Başarmak için elbette kendinize karşı samimi ve kararlı olmanız gerekiyor.
Ailenize daha çok zaman ayırın.
Belçika'da yaşayan Türkler söz konusu olunca şu boş yere kaybedilen zaman mefhumuna değinmeden geçmemiz mümkün değil. Aslında boş zaman kavramı da doğru değil. Her zaman iyi kullanılırsa değerli, kullanılmazsa anlamsız. Geç saatlere kadar kahvehanelerde zaman harcayan, ancak sabah erken saatlerinde 6-7 yaşında minicik yavrularını bir spor kulübüne yalnız gönderen çok baba gördük. Çocuğunu okulda durumunu öğrenmek üzere bugüne kadar daha bir kere olsun okul veli toplantılarına gitmemiş insanlar tanıyoruz. Dahası var, çocuğunun kaçıncı sınıfta okuduğu, veya hangi bölümde okuduğunu bilmeyenlerimiz var.
İşte size bir altın öğüt; 2011'de daha mutlumu olmak istiyorsunuz? O halde eşinize, çocuklarınıza ve dostlarınıza daha fazla zaman ayırın.