İzzet DÖNMEZ
Kiğılı Mağazalarının sahibi Abdullah beyi 1975 yılından beridir tanırım.
Demek ki; 45 yıl geçmiş aradan.
1975 yılında Ankara`da üniversiteye kaydoldum.
Koca Başkent Ankara`da doğru dürüst hazır tekstil mağazası yok.
Bir okul arkadaşım tavsiye etti.
"İstanbul -İstiklal Caddesinde Abdullah Kiğılı diye bir adam var, çok güzel elbiseler dikiyor" dedi.
Bir takım elbise almak için, trene bindim, Ankara`dan İstanbul`a gittim.
Taksim-İstiklal Caddesindeki dükkanına vardım.
Takım elbise beğenemedim.
Çok fazla çeşit yok.
Bir tane kruvaze yaka, blazer çeket aldım.
Gri renkli bir pantolon.
Balıkçı yaka kırmızı renkli bir kazak.
Harikada uydu.
Yine Taksim`den bir tane James Bond çanta aldım.
Tam diplomat gibi oldum.
Abdullah Kiğılı`yı ilk orada tanıdım.
O, daha 30`lu yaşlarda, bende 20`li yaşlardayım.
O, koyu Fenerbahçeli, bende koyu Beşiktaşlıyım.
Ama sayın Abdullah Kiğılı`ya sempatim hiç azalmadı.
Bütün bunları niçin yazdım?
Bakın anlatayım.
45 yıldır Kiğılı`dan giyinirim.
Benim bedenime Kiğılı uyuyor.
Vaktiyle Adapazarı-Çark Caddesinde bir mağazasının açılışına bizzat Abdullah Kiğılı geldi.
Kendisine şikayette bulundum.
"Kumaşlarınız eskisi kadar kaliteli değil" dedim.
Kalitesizliği kabul etti ve dedi ki;
"İlk mağazamı açtığımda, devamlı İngiliz kumaşı kullanıyordum. 24 Ocak 1980 büyük devalüasyonundan sonra, İngiliz Kumaşı getiremez olduk. İtalya`dan kumaş getirmeye başladık. 5 Nisan yıkımından sonra, İtalya`danda kumaş getiremez olduk. Şimdi bütün kumaşlarımız ÇİN`den geliyor. Yoksa rekabet edemeyiz"
Abdullah Kiğılı, kelime kelime bunları söyledi.
Demekki neymiş?
Her ekonomik kriz, bizi biraz daha yoksullaştırmış.
1960`lı, 70`li yıllarda dahi kasaba terzileri, İngiliz kumaşından elbise dikerlerdi. Şimdi bir takımlık İngiliz kumaşının maliyeti herhalde 4-5 bin lirayı bulur.
Zenginleştik mi?
Yoksullaştık mı?
Kararı siz verin.
Abdullah Kiğılı`nın çizdiği tabloya yüzde yüz katılıyorum.
Türkiye, çok zor bir dönemden geçiyor.
1974 yılından bu yana bir sürü krizler gördüm.
Böylesini ilk defa yaşıyorum.
Herkes biliyor siyasi iktidara ne kadar destek verdiğimi.
"Kriz var" ben diyorsam, herkes bunu dikkate almalı.
Çokta ciddiye almalı.
Kriz sadece Türkiye`de yok.
Bütün Avrupa`da kriz var.
Bütün dünya`da kriz var.
Her yıl Avrupa ülkelerine gidiyorum.
İnsanların yüzü gülmüyor.
Sokakta herkes hastalıklı tavuk gibi geziniyor.
Fransa`daki olaylar orta yerde.
Yarın diğer Avrupav ülkelerinede sıçrayabilir.
Abdullah Kiğılı, Türkiye`deki 450 AVM`nin iflasın eşiğinde olduğunu söylüyor.
Abdullah Kiğılı söylüyorsa, bu dikkate alınmalı.
Arkasından yeni Abdullah Kiğılı`larda gelmiyor.
Bu daha fazla dikkate alınmalı.