Önceki gün Bakanlar Kurulu toplantısından sonra Başbakan Yardımcısı ve hükümet sözcüsü Bülent Arınç "Abdullah Öcalan`ı itibarsızlaştırma gayreti var" anlamında bir söz söyledi.
Dün ise MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli kendi meclis grup toplantısında bu söz üzerine adeta kükredi.
Bülent Arınç ve hükümete veryansın etti.
Ne yani.
Abdullah Öcalan`ın itibarını korumak hükümete mi düşmüştü?
Düz mantıkla bakarsan ne de doğru bir cümle değil mi?
Ama işin aslı öyle değil.
Türkiye Cumhuriyeti devleti terörü önlemek için her yolu denemiş.
Kıt imkanlarına rağmen terörü bastırmak için yüz milyarlarca dolar para harcamış, binlerce güvenlik görevlisini şehit vermiş.
Buna rağmen bölgede ayrılıkçı hareket asimetrik olarak büyümüş ve kök salmıştır.
Kimse kimseyi kandırmaya çalışmasın.
Ankara`da bedava nutuk atanlar, o nutukları Sivas`ın ötesinde atamazlar.
Terörden ziyade duygusal kopuşlar var bölgede.
Bu terörden kat be kat daha fazla tehlikelidir.
Bunun ilacı da yoktur.
Kürt sorunun çözümü konusunda MHP`nin tavrı son derece yanlıştır.
Terör sorunun çözümü için uygulanan her politikayı MHP yerden yere vuruyor, ancak ortaya inandırıcı ve kabul edilebilir bir tek çözüm önerisi koyamıyor ya da koymuyor.
Böyle siyaset olmaz.
MHP`lileri çok sıkıştırdığın vakit "Senin çözüm önerin nedir?" diye sorduğunda hala klasik güvenlikçi politikaları çözüm diye ortaya koyuyorlar.
Bu politikaların modası çoktan geçti artık.
Bu devirde artık yeni Dersim katliamları yapamazsın.
Devlet terörü çözmek için her yolu denedikten sonra bizzat İmralı`daki Abdullah Öcalan`la bu işin çözülebileceğini görmüş ve onunla masaya oturmuştur.
Çok ciddide mesafe alındığını hissediyor ve görüyoruz.
Bu ülkede terörden rantlanan, terörden beslenen, terör sayesinde bu ülkeye politika dikte edenlerin düzeni bozulduğu için barış ve çözüm sürecini akamete uğratmak için ellerinden geleni yapmaya başlamışlardır.
7 Şubatta MİT Müsteşarının ifadeye çağrılması ihanetlerden birisidir.
Oslo görüşmelerinin sızdırılması bir başkasıdır.
Abdullah Öcalan`ı itibarsızlaştırma gayretleri de bu halkanın bir parçasıdır.
Barış süreci sırasında en büyük korkumda bu idi.
Şu anda çok ciddi bir şekilde Abdullah Öcalan`ı itibarsızlaştırma gayreti var.
Özellikle genç kuşaklarda bu hayli etkili oluyor.
Masaya oturduğun muhatabın itibarsızlaştırılırsa, onunla yaptığın anlaşmanın ne hükmü kalır ki?.
Bu çok alçakça, çok kalleşçe bir tezgahtır.
Aziz Milletim.
Sakın bu tezgahlara prim vermeyin.
Bu konularda daha yazacağım çok şey var.
Bekleyin.