İzzet DÖNMEZ
Türkiye`nin neresinde bir Alevi yurttaşımız, bir mütecaviz harekete muhatap olsa, dellenirim.
Bu topraklarda, tam bin yıldır, Alevi inançlı yurttaşlarımızla, Sünni inançlı yurttaşlarımız, bir ve beraber yaşamışlardır.
Aralarında hiçbir zaman inanç tartışması ve kavgası olmamıştır.
Kavga, sadece siyasi otorite ile olmuştur.
Alevilik, bir Türkmen-İslam inanç sistemidir.
Türkiye`deki Alevilerin % 95`i safkan Türkmen’dir.
Bir kısım Zaza ve Kürtleri de Alevileştiren, Türkmenlerdir.
Anadolu Alevileri, Şia-i Ali`dir
Ne demek Şia-i Ali?
Hz. Ali`den taraf olan, ona yandaş olan demektir.
Hz. Ali`ye, oğulları Hasan ve Hüseyin`e yapılanlar, İslam`ın 1400 yıldır kanayan yarasıdır.
Aleviler, biz Sünniler gibi namaz kılmıyor, oruç tutmuyor.
Bu çok ayrı bir yazı konusudur.
Anadolu Türkmen-Alevileri, Hoca Ahmed Yesevi`nin Gazi Alperenleridir.
Hem Anadolu`yu ve hem de Balkanları İslamlaştıranlar, bu Gazi Alperenlerdir.
Yunus Emre, Mevlana, Hacı Bayram-ı Veli, Hacı Bektaş-i Veli, Tursun Fakı, Şeyh Edebalı gibi Anadolu`nun bütün inanç önderleri, Şia-i Ali`dir.
Ertuğrul Gazi`den Sultan Fatih`e kadar, Yavuz Sultan Selim`e kadar Osmanlı Padişahları Alevi-Bektaşi inancına sahiptirler.
Osmanlı`da Yeniçeri Askeri Ocağı, bir Alevi-Bektaşi inanç ocağıdır.
Bütün Yeniçeri Ağaları, aynı zamanda Bektaşi Dedesidir.
Mehter Takımı dahi, bir Bektaşi Ordu Bando takımıdır.
Mehter Başı "Pirimiz, Üstadımız Hacı Bektaş- Veli için Hu diyelim huu" diyerek, Mehter`in davulunu, kösünü vurdurur.
Osmanlı`yı zaferden zafere koşarken, coşturan Mehter budur.
Anadolu Aleviliği, mistik Türk-İslam inancının özüdür.
Gerçek Aleviler, samimi Müslümanlar’dır.
İnanç ritüelleri farklıdır sadece.
Peygamberleri, Hz. Muhammed Mustafa`dır.
Kitapları, Kuran-ı Azimüşşan’dır.
Aleviler, kapalı evlilik yaptıkları için, safkan Türk’türler.
Aleviler ve Alevilik, bu toprakların sosyolojik gerçeğidir.
Anadolu Türklüğü ile İran Türklüğü arasındaki kavga ve çekişmede, Anadolu Türkmen-Alevileri hep ara köteği yemişlerdir.
Türkmen-Aleviler, Anadolu`nun mazlum halklarıdır.
Siyaseten hep kullanılmışlardır.
Cumhuriyet kurulurken dahi, Aleviler "Öteki" varsayılmıştır.
İnanç Önderleri, yok sayılmıştır.
Bu ötekileştirme ve yok sayılma yüzünden, Alevi gençler, bölücü ve yıkıcı vatan haini örgütlerin insan kaynağı olmuşlardır.
Türk Devleti, hiç vakit kaybetmeden, onlara sahip çıkmalı, onları bu ülkenin asli unsuru olduklarına -samimi bir şekilde- inandırmalıdır.
Müslüman-Alevi kardeşlerimizi hedef gösterecek faaliyetlerin şiddetle üzerine gitmeli, gerekirse Alevi yurttaşlarımıza pozitif ayrımcılık yapmalıdır.
Özellikle 1980 darbesi sonrası Almanya`ya iltica etmiş, Marksist-Leninist-Ateist vatan hainleri, "Alisiz bir Alevilik" icad etme gayretindeler.
Devletimiz, özellikle MİT aracılığı ile, acilen bunları önlemelidir.
Yurtdışında dahi olsa, bu satılmışlara operasyon çekmeli, hain emellerine fırsat vermemelidir.
Alevi yurttaşlarımıza karşı yapılan her menfi tavır, o vatan hainlerine fırsat sunmaktadır.
Yine Devletimiz, Müslüman-Alevi yurttaşlarımızın, bu toprakların vazgeçilmez asli unsuru olduğunu hissettirecek her türlü sosyo-politik tedbirleri acilen almalıdır.
Alevi yurttaşlarımızın evlerine işaret koyanları, derhal tespit etmeli ve onları sokak sokak gezdirerek, afişe etmelidir.
Bu konuda daha yazacak çok şey varda, ileride fırsat olur ise, onları da yazacağım inşallah…