İzzet Dönmez Yazdı

Vaktiyle, köyün birinde, Armut Ağa lakaplı birisi yaşarmış.

Adamın adı armut değil, lakabı armut.

Armut Ağa`nın bir de öküzü varmış.

Armut Ağa`nın öküzü, sabah ahırdan çıkıp, köyün merasına otlamaya gittiğinde, karnını bir güzel doyurur, köye geri dönermiş.

Dönermiş, dönmesine de, kah kendi ahırına, kah komşunun ahırına girermiş.

Anadolu`da bazı zararlıkçı tipler için "Armut Ağa`nın öküzü" tabiri kullanılır.

Dün, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve parti sözcüsü Bülent Tezcan`ı izleyince, aklıma hemen Armut Ağa`nın öküzü geldi.

Bülent Tezcan, geçenlerde mal bulmuş mağribi gibi bir habere sarıldı.

O haberi hemen manşete taşıdı.

Cumhurbaşkanı, Devlet`in klasik Güvenlik ve İstihbarat birimlerinin dışında, sırf kendisine bağlı, çok özel bir birim kurmuştu.

Ahanda belgesi deyiverdi.

Gazetecilerin gözlerine sokarcasına, bir savcılık yazışmasını elinde salladı.

Peki, ne yazıyordu o belgede?

"Başkanlık Ulusal Güvenlik Kurumu".

Bülent Tezcan, kedi olalı beri, ilk defa fareyi yakalamıştı.

Böyle bir belge, alimallah hükümet devirirdi.

Çok iyi olmuştu, Kılıçdaroğlu`nun Bülent Tezcan`ı parti sözcüsü tensip etmesi.

Valla çocuk iyi çalışıyordu.

Fakat, o da ne!

Emniyet Genel Müdürlüğünden hemen açıklama geldi.

"Başkanlık Ulusal Güvenlik Kurumu", Kaçakcılık ve Organize Suçlarla İlgili Daire Başkanlığı (KOM) `nın kısaltılmış adıydı.

Orada ifade edilen "Başkanlık" Kom Daire Başkanlığına ait başkanlık idi.

Bülent Tezcan`ın karizmasından 5 puan gitti.

Ya bir grup arkadaşı, ya da iş kurduğu bir gazeteci işletmişti Bülent Tezcan`ı.

Genel Başkan`ı Kemal Kılıçdaroğlu gibi hafiyeliğe özenen Bülent Tezcan, yine manşeti patlatmıştı.

Ülkenin her yanında harıl harıl aranan Adil Öksüz var ya, uçak`la elini kolunu sallayarak, ülkenin her yanını geziyordu.

Nerdeyse adam uçaktan aşağı inmiyordu.

Bu Ak Parti iktidarı, Adil Öksüz`le beraber çalışıyordu.

İhtimal ki; yakalanmadığına göre, havaalanlarında VİP`ten geçiyordu.

İşte, şimdi yakalamıştı iktidarın kuyruğunu.

Bu başarısı, onu Kılıçdaroğlu`nun koltuğuna bilem taşırdı.

Sözcü Gazetesi, Saygı Öztürk ve Bülent Tezcan, Ak Parti iktidarının ipliğini pazara çıkarmak üzereydi.

Tak, resmi açıklama geldi.

Bu Adil Öksüz, o Adil Öksüz değildi.

Uçak sırtında gezen Adil Öksüz, Manisa-Salihli`li kabzımal Adil Öksüz`dü.

TC kimlik numarası da farklıydı.

Gitti bir 5 puan daha.

Bülent Tezcan tam madara oldu.

Ona bu bilgileri veren gazeteci Saygı Öztürk, yıllarca Sözcü gazetesinde köşe yazarı .

Hay aksilik , nasıl atladı?

Bülent Tezcan, aynı Armut Ağa`nın öküzü gibi, hangi ahıra gireceğini şaşırdı.

Vah Bülent`im vah.

Bülent Tezcan, çok fazla üzülme, senin Genel Başkan`ında böyleydi.

Kılıçdaroğlu, bir gün elinde bir dosya.

Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki ile ilgili.

Keyifle,  "Yakaladım büyük yolsuzluğu" demişti.

Yandaş gazeteler, manşet manşet vermişti haberi.

Neydi iddia?

Kayseri Büyükşehir Belediyesi-Park ve Bahçeler Müdürlüğünde çalışan geçici bir işçi ile Büyükşehir Belediye Başkanı ortak iş tutmuşlar.

Kayseri Havaalanı önündeki otoparkı çok yüksek bir bedelle birisine ihalesiz kiraya vermişler.

Ahan da sözleşmenin senetleri.

Senet kimin elinde?

Sözleşme karşılığı senedi tanzim edip, verenin elinde.

Senet, borçlunun değil, alacaklının elinde olur.

İşin içinde Kılıçdaroğlu var ya.

Burada tam tersi olur.

Sonra araştırıldı ki; olayın aslı astarı yok.

Mehmet Özhaseki, Kılıçdaroğlu`nu mahkemeye verdi.

Karşılığında, tonlarca pastırme ve sucuk kazandı ve halka dağıttı.

Bunun karşılığında, Mehmet Özhaseki, Çevre ve Şehircilik Bakanı oldu.

Kılıçdaroğlu, gidip, özür diledi mi?

Ne gezer.

O yüz yok ki kendisinde.

"Ak Parti içinde 120 ile 180 arasında Fetöcü milletvekili var" dedi.

Dedi mi?

Dedi.

Belgesi.

"Belgesi var" dedi.

Hala belge bekliyoruz.

CHP`de Armut Ağa`nın öküzü hiç bitmez.