İzzet Dönmez Yazdı.

15 Temmuz şanlı direnişi, Anadolu topraklarında Türk Milleti var oldukça, anlatılacak, konuşulacak, tarihi yazılacak bir konudur.

Türk Milleti`nin tarihindeki altın sayfalardan bir sayfadır.

Bu direniş Çaldıran kadar önemlidir, Mohaç kadar önemlidir.

Tarihi olayın hala sıcaklığı içinde yaşıyoruz.

Herşeyin tam farkında değiliz.

Ortalık sakinleşip, direnişin tarihi yazılmaya başlandığında görülecektir çok şey.

Dün akşam CHP liderini bir televizyon kanalında izledim.

Yapılan yorumları görünce "yazıklar olsun" dedim kendi kendime.

Koskoca Cumhuriyet Halk Partisi bu kadar çapsız bir lidere mahkum mu ki diye de hayıflandım.

Hala eski tezviratlar dilinde, ucuz polemikler.

Yahu kardeşim, herşey tamamda, Ekmeleddin İhsanoğlu adını senin kulağına kim üfürdü?

Fetö`nün has oğlanı Mustafa Sarıgül`ü İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı kim yap dedi sana?

Neyse, bunu geçelim; bugünkü Hürriyet Gazetesinde Abdülkadir Selvi yazmış, 15 Temmuz`daki şanlı Ankara direnişini.

Birlikte okuyalım.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Ak Parti İl Başkanı Nedim Yamanlı`yı arayıp; ‘’Teşkilatların meydanlara inmesini’’ istiyor.

Ankara Ak Parti İl Teşkilatı bir direniş örgütüne dönüşüyor.

Daha sonra bakın neler oluyor.

"Gecenin bir saatinde tanklar Ankara ilini teslim almaya geldikleri haber alınıyor.

Kimse kaçmıyor.

Tam aksine il merkezine çıkan yollar araçlarla kapatılıp, barikat kuruluyor.

"Ankara Emniyeti düşüyor" haberi geliyor.

Emniyet`i kurtarmaya giden Keçiören teşkilatı kendini silahlı çatışmanın içinde buluyor.

İlk saldırı MİT`e yapılıyor.

Ciddi çatışmalar yaşanıyor.

Hakan Fidan`ı almak üzere MİT`e inmeye çalışan bir helikopter vuruluyor.

MİT`e saldırı haberi üzerine Yenimahalle Teşkilatı ateş altında MİT`e yardıma koşuyor.

"Zırhlı birliklerden tanklar hareket etti" bilgisi alınınca, Sincan ve Etimesgut Teşkilatları harekete geçiriliyor.

Belediye`ye ait araçlar zırhlı birliklerin kapısına yönlendiriliyor.

Tanklar araçları sürüklemeye başlayınca bu kez kamyonlar içlerine kum doldurulup, ikinci barikatlar oluşturuluyor.

Polatlı`dan füze bataryalarının Ankara`ya doğru yola çıktığı haberi alınınca, ilçe başkanı Aysel Demir`e "Ne gerekiyorsa yapın, Ankara`ya gelmesini engelleyin" talimatı veriliyor.

KADIN İLÇE BAŞKANI, füze bataryalarının lastiklerinin kesilmesini sağlayarak, Polatlı çıkışında durduruluyor.

Mamak Kışlası`nın önüne çekilen araçlar tankların çıkışını engelliyor ama arka duvarı yıkarak çıkan 2 tankı durdurmak mümkün olmuyor.

Ne mi yapıyorlar?

Tankı ele geçirip, darbeci askerleri Mamak İlçe Başkan`ının odasına kilitliyorlar.

Genelkurmay`da çatışma olduğu haberi alınınca Altındağ teşkilatı oraya yönlendiriliyor.

Genelkurmay`ın etrafını sarmaları istenen Altındağlılar, o heyecanla Genelkurmay karargahından içeri giriyorlar.

Vurulup, şehit olanlar oluyor.

Başbakan Binali Yıldırım "Akıncı Üssünden uçaklar kalkmayacak, yakın orayı" talimatını veriyor.

Kazan Belediye Başkanı Lokman Ertürk`ün öncülüğünde Kazanlılar, saman balyalarını yakıp, araba lastiklerinden duman çıkarıp, şehitler verme pahasına mücadele ediyor".

O gece, il Başkanı ordu komutanı gibi.

İlçe Başkanları Kolordu komutanları gibi çalışıyor.

Vuruluyorlar, ölüyorlar.

Bir tek kişi geri kaçmıyor.

Bir zafer böyle kazanılıyor.

Bu büyük ve kutlu zaferi hazmedemeyen alçaklar sürüsü de, ona kulp takmaya çalışıyor.

Ülke dört bir taraftan hainlerle kuşatılmış durumda.

PKK`sı, PYD`si, IŞİD`i, DHKPC`si, FETÖ`sü, asker üniforması giyeni, hakim, savcı cüppesi giyeni, CHP`nin içine gizleneni, MHP`ye yuvalanmaya çalışanı, hainlerin, kahpelerin yekunu ittifak içine girmiş.

Dört koldan saldırıya geçtiler.

O geceyi hatırlayın; "Askerin başını kestiler" diye sosyal medyada paylaşım yapanlar, onlarda en az FETÖ kadar alçaktırlar.

Şimdi seslerinin çıkmadığına bakmayın, hepsi tetikte bekliyor.

Size fırsat düşmeyecek alçaklar.

Sizleri inlerinizden çıkmadan mıhlayacağız.

Sıranızı bekleyin.