İzzet Dönmez Yazdı...
Bu söz eski Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu`na ait.
Bundan çok uzun yıllar önceydi.
Eski Sovyetler Birliği Afganistan`ı işgal etmişti.
Afganistanlı mücahitler Sovyet işgaline karşı savaşıyordu.
Doğal olarak Türkiyeli Müslümanlarda Afganistanlı mücahitlere büyük bir sempati besliyordu.
Yine doğal olarak yurtdışında yaşayan gurbetçilerimizde Afgan mücahitlere büyük sempati duyuyordu.
O yıllar Kurban Bayramı yaz aylarına denk geldiği için ailemin gurbetçi taifesi de Türkiye`de idi.
Rahmetli babam, kardeşlerim ve Almanya`da işçi olarak çalışan amcam Sebahattin Dönmez`de Türkiye`de idi.
Bende amcama teklif ettim ki "Bir kurban alalım, aile içinde birlikte keselim" dedim.
Amcam "Hayır, kurban kesmeyeceğim, ben kurban işini Almanya`da hallettim" dedi.
Bende "Nasıl yani amca" dedim.
Amcam "Bizim orada Milli Görüş Teşkilatı var. Kurban paralarını kendi aramızda topladık, Milli Görüş Başkanına verdik. O paraları Afganistan`a gönderecek" dedi.
Çok saf ve temiz kalpli amcama takıldım "O Milli Görüş Başkanı ne iş yapıyor?" dedim.
"Tren İstasyonu karşısında marketi var" dedi.
Bende " Sizden topladığı paralarla yeni bir market açar. O paralar bu günkü şartlarda Afganistan`a ulaşmaz" dedim.
Amcam bana çok kızdı.
Biz, ailenin diğer bireyleri ile kurbanımızı aldık, kestik.
Amcam izinden Almanya`ya geri döndükten bir vakit sonra bana telefon etti.
Haylide öfkeliydi.
Gerçekten o marketçi başkan aynı yerde daha büyük bir market açmıştı.
Toplanan paralarında Afganistan`a gittiği çokta şüpheliydi.
Başta Almanya olmak üzere bütün Batı Avrupa ülkelerinde dini cemaat ve tarikatların camileri ayrıdır.
Asla birbirlerinin camisinde namaz kılmazlar.
Kılarlarsa dinden çıktıklarını varsayarlar.
Birbirlerine selam bile vermezler.
1981 yılında Brüksel`de tesadüfen Cuma günü Cuma namazına gittiğim böyle bir cemaat camisinde bir saat sorguya uğramıştım.
Bu cemaat camileri genellikle Külliye şeklindedir.
Ya caminin alt katında ya da müştemilatında marketler vardır.
Cemaat mensupları oralardan alış-veriş yapar.
O marketlerde her şey satılır.
Kendi ideolojik yayınları da satılır.
Cemaate mensup kişilerin başka yerlerden alış-veriş yapması mümkün değildir.
Buralarda çok büyük rantlar vardır.
Bu Camileri bir mütevelli yönetir.
Bu mütevelliye girip, bu ranta sahip olabilmek için kıyasıya kavga da olur.
Çaktırmadan yani.
Bazı dini cemaatler Yurtdışında iyice ticarileştikten sonra Türkiye`ye de el attılar.
Orada yetiştirdikleri müritlerine, ciddi sermayelerle Türkiye`de ticari yatırımlar yaptırıyorlar.
Bu yapıları ben çok iyi tanıyorum.
Ancak başımı belaya sokmamak için bu güne kadar fazla bir şey yazmadım.
Şu anda Türkiye`de sözde cemaat adına öyle bir ticari yapılaşma var ki.
İnanılır gibi değil.
Sadece Fethullah Cemaati değil yani.
Daha bir sürü sözde cemaat var.
Bunlar iyice ticarileştiler.
İşin içinde milyarlarca dolar var.
Tabii ki para insanı bozuyor.
Genellikle kırsaldan gelip, gurbete giden bu insanlar Cemaat adına ticarileşme olsa bile muhasebe hileleri ile inanılmaz şekilde zenginleşiyorlar.
Bu zenginleşme insanların zıvanadan çıkmasına vesile oluyor.
Bildiğim bir çok mide bulandırıcı olay var.
Sakarya`da da var.
Gurbette de var.
Mesela Belçika da bir Zekeriya hoca olayı var.
Tam bir dramdır.
Son 40 yıldır gurbetçilerimiz bu sözde cemaat ve tarikat numaraları ile feci şekilde sömürüldüler.
Şu andaki durumunu bilmiyorum.
Bir dönem Türkiye Diyanet Vakfı da feci durumda idi.
Muhafazakar bir dünya görüşüne sahip olmama rağmen 40 yıldır bu yapılarla mücadele ettim.
Benim ailemden de bir çok insan mağdur edildi.
Karşı çıktığım için tekfirlikle itham edildim.
Maalesef Türkiye`de İslam denince bu yapılar akla geliyor.
İslam düşmanları bu yapıları ortaya koyarak din düşmanlığı yapıyor.
İslam, yaradana, yani Allaha teslim olanların dinidir.
İslam`ın saffetine halel getiren bu yapılara bakarak ne olur İslam`ı yargılamayın.
İslam o değil.
İslam`ın olduğu yerde yalan olmaz, hırsızlık olmaz, soygun, vurgun olmaz.
İslam`ın olduğu yerde aç varken tok yatılmaz.
Başkalarının tertemiz inançları sömürülerek zenginleşmede olmaz.
Bunları yıllarca anlattım.
Şimdi herkes "Haklıymışsın" diyor amma.
Basra harap olduktan sonra ne fayda!