İzzet Dönmez Yazdı..

Türkiye Büyük Millet Meclisi -15 Temmuz Darbesini Araştırma Komisyonuna bilgi veren eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök, gene bir sürü saptırma ve çarpıtma bilgiler vermiş.

Açıkcası, yine ipe un sermiş.

Efendim neymiş, 2004 yılında Milli Güvenlik Kurulu toplantısında Fetö ile ilgili hükümete bilgi verilmiş.

Daha sonra ne olmuş?

Heç bişe.

Hilmi ağa, Hilmi ağa, Türk Silahlı Kuvvetleri içinde, Fetö`nün adamları gö.ünüzün dibine kadar girmiş, haberiniz olmamış.

Ya da haberiniz olmuşta, umurunuzda olmamış.

Adamlar yatak odanıza bile girmişler.

Bir çoğunuzun yatak odası bilgileri dahi bu hain yapının eline geçmiş.

1961 yılından sonra, hiçbir TC Hükümeti, sizin tayin, terfi ve atamalarınıza karışamamıştır.

Bir kasabada ki Başçavuş`a bile hükümetleri karıştırmadınız Hilmi ağa.

Hiç boşa konuşma, son 55 yılın canlı tanığıyız be Hilmi ağa!

Hele sen,  hiç doğruları konuşmadın.

"Ete soğan doğramam", "Ergenekon varda diyemem, yokta diyemem", laflarını diyerek, milletin iyice kafasını karıştırdın.

Karargaha sefertası ile yemek taşıdın.

Basın bunu aylarca kaleme aldı.

Şimdi diyorsun ki "O yemekler, perhiz yemeği idi".

Yok be ya!

Madem öyleydi de; o vakitler niçin bunu açıklamadın da, milleti korkuya ve vehme kaptırdın?

Yüzlerce silah arkadaşın tutuklandı.

Halefin Genelkurmay Başkanı dahi "Silahlı terör örgütü üyesi" olmaktan dolayı cezaevine girdi.

Gıkın dahi çıkmadı.

Silahlı Kuvvetlerin içini-dışını en iyi bilecek kişi sensin.

Bilmeye de mecbursun.

Sorumluluğun sadece Genelkurmay Başkanlığı ile de sınırlı değil Hilmi ağam

Genelkurmay Başkanlığından önce Kara Kuvvetleri Komutanıydın, ondan önce Ordu Komutanıydın, ondan önce Kolordu Komutanıydın, ondan önce Tümen Komutanıydın.

Son 25 yıl hep en tepede görev yaptın.

Bu hain yapılanmadan haberin olmamış olamaz.

"Yoktur" diyorsan, bu daha vahim.

Elbette sadece sen sorumlu değilsin.

Senden evvelkiler, Post Modern Darbeciler, İsmail Hakkı Karadayı ve şürekası, Hüseyin Kıvrıkoğlu ve şürekası, Yaşar Büyükanıt, Işık Koşaner ve onların tüm mesai arkadaşları da sorumludur.

Bu yapı, en yaygın ve yoğun bir biçimde bu şahısların döneminde örgütlenmişler.

Rütbe alma, tayin ve terfiler hep bu dönemde olmuş.

Adamlar, çatır çatır Kurmay olmuşlar.

Adamlar, hiç fire vermeden terfi almışlar.

Kimin zamanında?

O anlı şanlı sözde Kemalist, sözde Atatürkçü paşalar zamanında.

Şimdi ne yapılmış olunuyor?

Top taca atılıyor.

Pardon, top, şimdiki hükümetin kucağına atılıyor.

Ak Parti, yada Recep Tayyip Erdoğan, 2002 yılında iktidara geldiğinde, Manzara-i Umumiye şöyle idi.

Devletin bütün makamları parsel parsel paylaşılmıştı.

Rize`li kayıkçının Kasımpaşa`da yetişme oğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi`nde oluşturduğu son derece kısıtlı bir kadro ile Devleti teslim aldı.

Recep Tayyip Erdoğan, ülkeyi teslim aldığında vaziyet nasıldı peki?

Türkiye Cumhuriyeti Devleti Hükümeti`nin başında, Hükümet üstü, hatta Başbakan üstü, Amerika`nın ve İMF`nin Komiseri Kemal Derviş vardı.

Unuttuk mu bunu?

Gecelik faiz yüzde 7 binlere çıkmıştı.

Unuttuk mu bunu?

Askeriye`nin yaptığı postmoden darbe`nin çizme izleri hala taze idi.

"Postmodern darbe bin yıl sürecek" efelenmeleri hala devam ediyordu.

Unuttuk mu bunları?

.Genelkurmay`ın emir ve talimatı ile Ak Parti`ye kapatma davası açıldı.

Bunu da unuttuk mu?

Ak Parti iktidara geldiğinde bu ülke`nin MİT`i birilerinin parsel parsel kontrolü altındaydı.

Emekli bir Başçavuş MİT Müsteşarı yapılınca, parselciler boş mu durdu sanırsınız?

Asakeriye`nin bir yarsını FETÖ, diğer bir yarısını Post Modern Darbeciler üleşmişler.

Ne yapsın Kasımpaşalı Tayyip?

Laf dinleyen mi var?

Başbakan`a doğru İstihbarat veren mi var?

Polis ve keza yargı tamamen parsellenmiş.

Darbeci`yi tutuklattığın polis darbeci çıkıyor.

Darbeci`yi yargılattığın hakim ve savcı darbeci çıkıyor.

Ne yapsın Kasımpaşa`lı Tayyip?

Bunların tamamı devlete o yıllarda sızmış.

Tamamı, Balyoz Eylem Plan`ının suç olduğunu bizzat sen ve Kara Kuvvetleri Komutan`ın açıkladı.

Bununla ilgili kavgalar oldu, Hilmi ağa!

İnsan ömrü çok kısacık.

İşte geldik ve gidiyoruz.

Televizyon görüntülerinde, hayli yaşlandığın belli oluyor.

Postal yalayıcıları seni hiç sevmedi.

Bizim gibi demokrasi safında yer tutanlarında gönlünden silinmiş oldun.

Öyle sanıyorum ki; öldüğünde, görevli askerlerden başka tabutuna omuz verecek kimseyi bulamayacaksın.

Tarihte hakkında güzel şeyler yazmayacak.

Hiç iyi etmedin be Hilmi ağa!