İzzet Dönmez Yazdı...
ANKETLERE ALDANMAYIN.
Anket şirketleri anketler yayınlıyor.
Sakarya içinde anket yayınlanmış.
İktidar Partisi bu anketlerin birinde % 63.7 gözüküyormuş.
Buna göre de seçimlerde sonuç 5-1-1 olasıymış.
Şu bir buçuk ay var ya.
Şu önümüzdeki 45 gün.
Bu 45 günde neler olur, neler.
Seçim anketleri sadece seçmen davranışının o anki fotoğrafını çeker.
Anketin bir hafta sonraya geçerliliği yoktur.
Bu ihtiyar der ki;
Seçmene güvenerek kimse gerdeğe girmesin.
Sandıklar açılıp, kesin sonuçlar ortaya çıkmadan kimse lacivert siparişi vermesin.
Mevcutlarla yetinsin.
Geçmişten size iki seçim hikayesi.
Merhum Turgut Özal Başbakan..
1989 yılı yerel seçimleri.
O yıllar enflasyon yüksek.
Devlet her yıl başı işçiye-memura Ocak ayında zam yapar.
Bunu bütçeden karşılamak için bütün temel mal ve hizmetlere zam yapar.
Bordrolu çalışanlar ocak ayında bir nefes alır.
Şubat ayından itibaren yine başa dönülür.
******
VATANDAŞ GÜNLÜK YAŞIYOR.
1989 Mart ayında yerel seçimler var.
İşçi-memur homurdanıyor.
Demirel-Ecevit-Erbakan bu durumu çok iyi kullanıyorlar.
Anavatan Partisi iyice köşeye sıkışmış durumda.
Herkeste bir beklenti oluştu.
Özal, eğer işçi ve memura bir miktar daha zam yaparsa ne ala.
Yoksa işler kesat.
Seçim haftasının son Cuma günü Özal televizyonlara çıktı ve bir konuşma yaptı.
"Ekonominin çıkmazda olduğunu, yeni bir ücret artışının ekonomi frenini büsbütün patlatacağını" anlattı.
Hatta o sempatik haliyle "Vallahi de veremem, Billahi de veremem" diye cümleyi bağladı.
Pazar günü akşamı sandıklar açıldı.
O yıllar Türkiye 67 vilayet.
Özal`ın partisi Anavatan Partisi, Özal`ın memleketi Malatya dahil 67 vilayette de seçimi kaybetti.
Bir tek vilayette İl Belediye Başkanlığı kazanamadı.
Halbuki merhum Özal`ın Parlamento`da Anayasayı değiştirecek çoğunluğu vardı.
Özal, Başbakan olduğu ilk yıllarda Cumhuriyet Tarihinin en önemli ekonomik reformlarına imza atmış bir liderdi.
Demirel derki "Vatandaş hayatı günlük yaşar.
Tenceresine o gün ne giriyor? ona bakar.
Ne düne takılı yaşar, ne geleceğe bakar".
*****
SANDIK SÜRPRİZLERLE DOLUDUR.
Aynı seçimlerde Akyazı`da yakın akrabam Belediye Başkan adayı.
Bende meclis üyeliğine adayım.
Aday akrabam Osman Kilit`e işlerin kötü gittiğini, herhalde seçimi kaybettiğimizi anlatıyorum.
Aday Osman Kilit hemen cebinden kağıt-kalem çıkarıyor.
"Bak yeğenim, bu mümkün değil. 1987 Genel seçimlerinde bizim parti ilçede 4.000 oy almış, en yakın rakibimiz SHP 1.600 oy almış.
SHP ilave 1.000 oy alsa, biz 1.000 oy kaybetsek, 400 farkla seçimi yine biz alırız" diyor.
1987 Genel seçimlerinde Refah Partisi ise 600 civarında oy almıştı.
Pazar günü akşamı sandıklar açıldı.
Anavatan Partisi 1.400 civarında oyla seçimi kaybetti.
Yani ilçede 2.600 civarında oyu uçup gitmişti.
2 yıl önceki seçimde 600 civarında oy alan Refah Partisi 2.850 oyla Belediye Başkanlığını kazanmıştı.
Demem odur ki;
1 milletvekilliğini lütfen verdiğiniz parti sandıktan 3 Milletvekilliği ile çıkabilir.
Kendisini daha şimdiden Parlamentoda gören üst sıralardaki aday, sandığın dibine çakılı kalabilir.
******
BABAM BİLE OY VERMEMİŞ.
1989 yerel seçimleri ile ilgili ilginç bir anım var.
Akyazı İlçesinde yıllarca İtfaiye de oy kullandım.
İtfaiye evimizin karşısında.
Seçmenin büyük çoğunluğu da benim akrabalarım.
Sandıklar açıldı, oylar sayıldı.
Bizim sandıkta bile seçimi hezimetle kaybetmiştik.
Heyecanımı yenememişim.
Sandığı elime alıp, ters çevirerek silkelemeye başlamışım.
Sanki oradan oy dökülecek.
Kapı komşum Hüseyin Doğan abi beni uyardı "Hoca, sandığı silkeleme, buradan artık oy çıkmaz.
Git evde babana sor. Acaba size oy verdimi?
Ben başka şeyler duydum da".
Babam merhum, bize oy verdimi, vermedi mi, bilmiyorum.
Mahallede başka çok yakın akrabalarımızın bize oy vermediğini daha sonra öğrendim.
SİYASETTE DOMİNO ETKİSİ..
Siyesette ben "Domino etkisi" teorisine inanırım.
Rüzgar, ters taraftan bir esmeye görsün.
Zelzele olur.
Deprem olur.
Tsunami olur.
Hatta kıyamet bile kopar.
Of`lu hoca kürsüye çıkmış "Habu anlattuklarum Kur`andan ayetlerdur.
Tikime tutun, tikime tutmayın" demiş ve kürsüden inivermiş.
Kimse bana kızmasın.
Ben tecrüpelerumu yazayurum.