Haberin yayım tarihi
2016-08-30
Haberin bulunduğu kategoriler

HAYDARPAŞA SULTAN ABDÜLHAMİD EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ.

İzzet Dönmez Yazdı.

Hükümet yeni bir kararname ile askeri hastaneleri Sağlık Bakanlığına devretti.

Bu yeni bir uygulama değil.

Daha önceki yıllarda, başta SSK hastaneleri olmak üzere, bütün kurum ve kuruluş hastanelerini de Sağlık Bakanlığına bağlamıştı.

O zamanlarda çok çıngar çıktı, unutuldu, gitti.

O hastanelerde her yurttaşımıza sağlık hizmeti vermeye devam ediyor.

Hiçbir sıkıntıda yok.

Devletin sağlık yatırımlarındaki savurganlığı minimum düzeye inmiş oldu.

Söylenen doğru ise; Askeri hastaneler % 25 kapasite ile çalışıyormuş.

Şimdi herkese hizmet verecekler.

Efendim; Gazilerimiz ve gazi yakınlarımız ne olacak?

Böyle bir soru olur mu?

Gazilerimiz ve onların yakınları, Türkiye Cumhuriyeti Devleti`nin teminatı altındadır.

Bütün öncelikler onlarındır.

Devletin tüm sağlık kurumları öncelikle kahramanlarımıza hizmete amadedir.

Gelelim Haydarpaşa`da ki askeri hastanenin adına.

Nedir hastanenin yeni adı?

Sultan Abdülhamid Eğitim ve Araştırma Hastanesi.

Bugün katıldığım bir düğün cemiyetinde gördüm ki; akıl fukarası bir dostum "Karalar bağlamış".

Neymiş?

Atatürk`ün kemikleri sızlıyormuş.

Niye sızlıyormuş Atatürk`ün kemikleri?

Her yere Padişah adları veriliyormuş.

Haydarpaşa asker hastanesine adı verilen padişah kimdir biliyor musunuz?

Bakın anlatayım.

Selanik’te Mustafa Kemal`in eğitim gördüğü Şemsi Efendi mektebini Abdülhamid yaptırdı.

Yine Selanik’te bir süre okuduğu Selanik Mülkiye Rüştiye’sini Abdülhamid yaptırdı.

1894 yılında girdiği Selanik Askeri Rüştiye’sini de Sultan Abdülhamid yaptırdı.

Yine Mustafa Kemal`in 13 Mart 1896`da kaydını yaptırdığı Manastır Askeri İdadisini de Sultan Abdülhamid yaptırmıştı.

Mustafa Kemal`in 1899`da İstanbul`da kaydını yaptırdığı Harp Okulu da Abdülhamid`in eseri.

Yine 1903 yılında kaydolduğu Harp Akademisi de Padişah Abdülhamid`in eseri.

Mustafa Kemal, bu okullarda mükemmel eğitim aldı.

1905 yılında Kurmay Yüzbaşı olarak mezun olduğu Harp Akademisi, dünya standartlarında eğitim veren bir okuldu.

Harp Okulu ve Kurmay Okulunu bitiren her Türk subayı çok iyi bir batı dili öğrenerek mezun oluyordu.

Bir yabancı dili çok iyi öğrenemeyen subay, bu okullardan diploma alamazdı.

Dahası var; Osmanlı Tıbbiyesini bitiren, Osmanlı Mülkiyesini bitiren Mühendishane-i Hümayun`u bitiren her bir genç bir ya da birkaç dil bilmek zorunda.

Aksi durumda diploma alma şansı yok.

Osmanlı döneminde bütün yüksek eğitim kurumları, İTÜ, Boğaziçi, ODTÜ, Hacettepe ayarında eğitim veriyordu.

O kurumları kuranda Sultan Abdülhamid idi.

Bizde iflah olmaz bir ecdat düşmanlığı var.

Ecdada karşı iflah olmaz bir aşağılık komleksi var.

Bırakın artık bu komleksi.

.Kimsenin Padişahlık filan istediği yok.

Herkes Cumhuriyeti kabullenmiş durumda.

Sadece istenen şu Sultan Vahdettin dahil, hiçbir Osmanlı Padişahı vatan haini değildir.

Onlara vatan haini diyenler alçaktır.

Bütün Osmanlı toprakları, Padişah`ın şahsi mülküdür.

Kim şahsi mülküne ihanet eder?

Geçmişte öfkeyle kurulan cümlelerinin şimdi hiçbir anlamı ve önemi yoktur.

Dün artık dünde kalmıştır.

Şimdi yeni şeyler söyleme vaktidir.

Amerika, teneke kafalı bir çok Generalinin resmini paralarının üzerine koyuyor.

Padişahlar bizim dünümüzdür.

İyisi de bizimdir, kötüsü de bizimdir.

Mustafa Kemal, Anadolu`da bir kurtuluş hareketi başlattı, değil mi efendim?

Yani Anadolu`da bir hak iddia etmiş oldu.

"Bu topraklar bizim" demiş oldu.

Değil mi efendim?

Peki bu topraklar Mustafa Kemal`e babası Ali Rıza Efendi`den mi miras kalmıştı?

Yoksa, tam 900 yıldır Sultan Alparslan`dan bu yana, o beğenmediğiniz Padişahlar mı bu toprakları vatan yapmak için mücadele etti?

Sultan Alparslan olmasaydı, Sultan Kılıçarslan olmasaydı, Fatih olmasaydı, Yavuz Selim Han olmasaydı, Mustafa Kemal bu topraklarda hak iddia edebilir miydi?

Sultan Abdülhamid Han olmasaydı, Mustafa Kemal, omuzuna afilli Tuğ General üniforması takabilir miydi?

İstanbul`da Meclis-i Mebusan olmasaydı, Mustafa Kemal, olmayan bir meclisi Ankara`ya çağırabilir miydi?

Osmanlı, Mareşal Fevzi Çakmak`ı, Kazım Karabekir Paşa`yı, İsmet Paşa`yı yetiştirmeseydi, Kurtuluş Savaşını Topal Osman Ağa ile mi kazanacaktı?

Yahu, bırakın artık şu aşağılık kompleksini.

Bırakın artık!

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.