Haberin yayım tarihi
2015-10-14
Haberin bulunduğu kategoriler

HERKES KARTINI AÇIK OYNUYOR.

İzzet Dönmez Yazdı...

1960 ile 1980 yılları arasında, sözde Sünni Türk kökenli Ateist-Marksist- Komünist -Leninist -Stalinist `ler ile Alevi, Ateist -Marksist -Komünist -Leninist -Stalinist`ler ve Kürt kökenli Ateist -Marksist -Komünist -Leninist -Stalinistler, Devlete karşı müşterek cephe faaliyeti yaptılar.

Kısaca bütün Bölücü/Kürtçü Komünistlerle, Mezhepçi Komünistler, sair Türk kökenli Komünistlerle omuz omuza mücadele verdiler.

Türk Devletinin siyasi rejimini yıkmak için Deniz Gezmiş ve arkadaşları ile Abdullah Öcalan ve arkadaşları fikir ve eylem birliği içindeydiler.

Bunu nereden mi biliyorum?

Ben düşmanımı bilmez miyim?

Hepsini frekans frekans tanıyorum.

En azından o örgütlerin Ankara`da ki bütün lider kadrolarını, o yıllarda isim isim biliyorum.

Çünkü hepsi 12 Eylül öncesi bana karşı ittifak içinde mücadele ediyorlardı.

Ben düşmanımı tanımam mı?

Türk kökenli, Alevi kökenli, Kürt kökenli, yıkıcı örgütlere bir ortak sıfat verdim.

Hepsi için ne dedim?

Ateist -Marksist -Komünist -Leninist -Stalinist.

Ben, bunlara bir itham mı yaptım?

Hayır.

Çünkü hepsi de kendilerini böyle sıfatlandırıyordu.

Bu sıfatlar onlar için onurdu.

Ateist olmak, Komünist olmak, Leninist olmak, Stalinist olmak, onlar için ortak payda idi.

Benim açımdan, bir kişi ateist olabilir mi?

Hiç sakıncası yok, olabilir.

Bir kişi Komünist olabilir mi?..

Hiç sakıncası yok, olabilir.

.Marksist-Leninist-Stalinist olabilir mi?

Kendi bilecekleri şey, elbette olabilir.

Olmaması gereken şey nedir?

Bu inançlar ve ideolojiler uğruna, ülkenin bölünmeye çalışılması, anarşi ve terör uygulanması.

Ülkenin huzur ve sükununun bozulmaya çalışılması.

Bizim "hayır" dediğimiz hadise budur.

12 Eylül 1980 darbesinden sonra, özellikle Komünist rejimin yıkılmasından sonra, Türk kökenli Komünistler büyük bir bunalıma girdiler, adeta dağıldılar.

Kimi liberal oldu, kimi Ulusalcı/Kemalist takılmaya başladı.

Bu gayet normal.

Kişi ideolojik ve siyasi bir yıkıma uğrar ise, kendisine yeni bir yol araması, yeni bir yol bulması gayet doğaldır.

Ancak 7 Haziran seçimlerinden beri ilginç işler oluyor bu ülkede.

Sanki 7 Haziranda eski ittifak yeniden kuruldu.

7 Haziranda, Alevi -Marksist -Leninistler ile Türk kökenli eski Marksist -Leninistler HDP`ye oy verdi.

CHP`nin oylarında beklenen yükselişin olmaması bu yüzdendir.

Ankara’da, sözde Barış Mitingine bakınız.

Ortada ilginç bir fotoğraf var, TMMOB,  DİSK, .BAROLAR BİRLİĞİ,  TABİPLER ODASI,  Gibi sivil toplum örgütleri, CHP paralelinde örgütlerdir.

Bu öteden beri böyledir.

İçlerinde Kürt kökenlilerde var,  Alevi kökenlilerde var.

Ama hakim unsur Türk kökenli CHP`lilerdir.

Mitingin motor gücü ise HDP/PKK`dır.

12 Eylül 1980`den sonra bu durum nerdeyse ilk defa oluyor.

Gezi eylemlerinde de bir ortaklık var.

Yıkım bu düzeyde olmadığı için fazla dikkat çekmemişti.

Şimdi Kuvvacı CHP`lilerin şapkayı önlerine koyup, düşünmeleri gerekir.

.Her türlü bölücülüğe ve yıkıcılığa karşı olan klasik CHP`lileri bir sorumluluk bekliyor.

Sözde bu sivil toplum örgütleri açıkça PKK ile eylem birliği içine girmişlerdir.

Bu çok tehlikeli bir gelişme.

Önceki gün yüze yakın yurttaşımız hayatını kaybetmiş, yüzlerce yurttaşımız yaralanmış.

Dün hepiniz gördünüz, HDP`liler patlama olan yere giderken, yüzlerinden gülücükler eksik değil.

Selahattin Demirtaş kürsüye çıktı.

Utanmadan, arlanmadan, sıkılmadan, meydanda ki kalabalığa hitaben "1 Kasımda sandıkları patlatalım" dedi.

Vay bee., ihanete bak sen.

Adamlar her ölümden siyasi rant devşirme peşinde.

Onun için diyorum ki; Herkes kartını açık oynuyor.

Bundan sonra, bize farz oldu artık.

Bizde kartımızı açık oynamak zorundayız.

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.