İzzet Dönmez Yazdı
Din`in hep öte dünyayı önceleyen anlayışından dolayı, çocukluğumdan beri rahatsızımdır.
Uyudun, uyandın, öte dünya.
Yattın, kalktın, öte dünya.
Yahu arkadaş, elbette ki; Allah`tan geldik, yine ona döneceğiz.
Be mübarek, birde bu dünya var.
Allah cc bu dünyayı da yaratmış.
Misafirde olsak bu dünyada, Allah, bu dünyalık bize bir ömür vermiş.
Elbette ki, bu dünyadaki ömrümüz, bir imtihan içindir.
İmtihan olup, gideceğiz.
Cenab-ı Allah, helal olmak kaydı ile, bu dünya nimetlerinden istifade etmemizi salık veriyor.
Bu dünya nimetleri de bize helal kılınmış yani.
Güzel bir hanımı zevce edinmek, güzel ve sağlıklı bir evde oturmak, güzel ve hayırlı evlatlara sahip olmak, her mümine helaldir.
Dünyevi zenginlikte helaldir.
Bizim dinimiz aslında fukaralığı kutsamıyor.
Hz. Ebubekir Ebu Bekir-i Sıddiyk Orta Arabistan`ın en zengini.
Bu günkü Koç kadar Sabancı ailesi kadar zengin.
İslam dininin yayılmasında finansör.
Hz. Peygamber`in ordusunun silah ve mühimmatı Hz. Hatice ve Hz. Ebubekir`in şahsi servetleri ile satın alınıyor.
Zengin olmak kötü bir şey olsa, Hz. Peygamber`in yol arkadaşı bu kadar zengin olmaz.
İslam Dini, fukaraya yardımı övüyor, fukaralığı övmüyor.
Fukaraya yardım övülürken, iş dönmüş, fukaralık övülmeye başlanmış.
Yarı cahil hoca, çakma şeyh, saf Müslüman`a üfürüyor,
"Allah bu dünyayı gavurlara, öte dünyayı Müslümanlar’a helal kıldı, bu dünya için çok çalışmak haramdır.
Sen, vaktini zikirle geçir.
Dünya nimetlerine dalarsan, şeytana asker yazılmış olursun.
Tahta sedir üstünde yat, karnını doyuracak kadar aşın olsun, yeter, fazlası haramdır".
Yaklaşık 17 yıl din eğitimi aldım.
17 yıl boyunca, derviş hayatı, fukara hayatı övüntüleri ile ömrüm geçti.
Lan, fukaranın ne Allah`a bir hayırı olur, ne kul`a bir faydası dokunur.
Fukara, asalak gibi yaşar ve ömrünü tamamlar, gider.
Fukara, hacca gidemez, fukara, kurban kesemez, fukara, zekat, sadaka-i fıtır veremez.
Dolayısı ile nakıs bir Müslüman olarak yaşar ve ölür.
Ben çocukken, öyle yoksulduk ki; köyde kurban kesmeyen nadir ailelerdendik.
Kurban bayramlarında, ailesi kurban kesmeyen arkadaşlarla toplanır, kapısında kurban kesen ailelerden kurban eti dilenirdik.
Bu fukara halimiz, gerçi çok kısa sürdü amma, o günleri yaşadık.
Allah`a binlerce kez şükürler olsun ki; şimdi dünyanın bir çok noktasında kurban kestirip, din kardeşlerimize et yedirmiş oluyoruz.
Demek ki; İslam, fukaralığı asla övmüyor.
Şimdi biz Bengladeş hükümetine diyoruz ki; yüzbinlerce Arakan`lı müslümanı toprağına al, onların tamamını beslemek bizim işimiz.
"Bir lokma, bir hırka", Derviş anlayışını dinlemiş olaydık, ne 3 milyonluk Suriye`li göçmeni bakabilirdik, ne İran`dan gelen 1 milyonluk göçmeni bakabilirdik ( Humeyni sözde devrimi sırasında 1 milyon İran`lı topraklarımıza sığındı).
Ne Irak`tan gelen 500 bin kişilik mülteciye ekmek bulabilirdik.
Şu anda, topraklarımız içinde yaşayan 30 milyonluk insan kitlesi göçmen kökenli.
Bu topraklarda hepsi iş ve aş bulabiliyor.
Bunları niçin yazdım?
Şunun için.
Hatırlarsınız, Mersin`de polis karakoluna intihar saldırısı düzenlemek üzere olan, Suriye uyruklu bir Daeş`li terörist vurularak, etkisiz hale getirildi.
Beline sarılmış bomba düzeneği içinde tam 300 tane çelik bilye bulunmuş.
Bomba`nın pimini çektiği an, kendisi paramparça havaya uçacak.
Orada ki polislerde havaya uçacak.
Niçin?
Ona öğretildi ki; "Sen bunu yaparsan, şehit olacaksın, öte dünyada cennet seni bekliyor.
Cennette 70 tane huri kızı seni bekliyor.
Bu dünyada tatma imkanı bulamadığın her türlü taam(yiyecek) seni bekliyor.
Pimi çek, saniyesinde cennetliksin".
Beyin böyle yıkanıyor.
Zavallı genç, pimi çekti, paramparça havalara uçtu.
Bu dünyayı yaşayamadan göçtü gitti, vardı öte dünyaya.
Zebani "Niye geldin?".
-Pimi çekip, Türk polisini öldürecektim, kendim mokoko oldum.
Zebani "İyi yaptın, aferin, şimdi has….tir git cehennem çukuruna".
-"Ama efendim, Şıhımız, şeyhimiz öyle demedi, pimi çek, doğru cennete dedi".
Zebani "Yakında senin pezevenk şeyhinde buraya gelecek, başına gelecekleri görürsün, Haydi, yallah".
En tehlikeli Müslüman, dinini ya yarım öğrenen, ya da hiç bilmeyendir.
Adam, şeyhinin ağzını sildiği kağıt havluyu yiyor.
Adam general.
Adam, şeyhinin boklu donunu hanımına giydiriyor.
Adam general.
Bu Müslümanlıktan kurtulma vakti geldi artık.
Hatta çok geç olmakta..
Mustafa Kemal`in bu millete yaptığı en büyük kötülük bu işte.
Tam 30 yıl ( 1920-1950) bu millete doğru kaynaktan din öğretilmedi.
Meydan bu sahtekarlara kaldı.
Hadise budur.