İzzet Dönmez Yazdı..
MHP`de herşey raydan çıkmış durumda.
Dönüşü olmayan bir yola girilmiş durumda.
MHP`nin bu duruma düşeceğini kimse beklemiyordu.
Açıkça ifade edeyim ki; bende beklemiyordum.
Genel Başkan adaylarının tüzük tadilatı için "İttifak yaparak" imza toplamalarını takdir etmiştim.
Şöylede düşünmüştüm.
Amaç inanılan davanın başarısı ise, aklıselim galip gelir.
Kongre öncesi bir isim üzerinde ittifak edilir.
Tek adayla kongre delegesinin karşısına çıkılır.
Tüzük tadilatı yapıldıktan sonra, yapılacak seçimli olağanüstü kongre ile Genel Başkan değişikliği yapılmış olurdu.
Öyle olmadı.
Daha tüzük tadilatı kongresinde kılıçlar çekildi.
Divan Başkanlığı için iki aday çıktı.
Sancılı geçen bir süreç sonunda aday teke indirildi.
Ancak sıkıntı bitmedi.
Parti Tüzüğünde ki tek madde değişecek diye imza toplanmışken, tüzüğün 13 maddesi değişiverdi.
Diğer iki Genel Başkan adayı Sinan Ogan ve Koray Aydın, daha kongre salonunda buna şiddetle itiraz ettiler.
19 Hazirandan günümüze tartışma bitmedi, devam etti.
Finali, tüzük tadilat kongresinin Divan Başkanı Müsavat Dervişoğlu yaptı.
İsim vermeden Sinan Ogan ve Koray Aydın`ı şiddetle eleştirdi.
Kendilerini Devlet Bahçeli ile iş tutmakla itham etti.
Bu saatten sonra ittifak sona ermiş oldu.
Bundan sonra başka ittifak olur mu?
Bekleyip göreceğiz.
Herhalde, MHP Üst Kurul Delegelerinin büyük çoğunluğundan yaşça hayli büyüğümdür.
Genel Başkan Seçimli bir kongre eğer olur ise, kime oy verecekleri konusunda karar vermeden önce, şu ağabeylerinin yapacağı tespitlere kulak vermelerini öneririm.
Bütün siyasi partilerin bir çekirdek seçmeni vardır.
Birde konjonktürel seçmeni vardır.
O seçmenin oyu yüzer gezer oydur.
Bütün siyasi partilerde bu yüzer gezer seçmen vardır.
Konjonktür uyarsa, bu seçmen oyu sana verir,
Uymazsa öteki partiye oy verir.
7 Haziran ile 1 Kasımda ki MHP`de oy kaymasının nedeni budur.
7 Haziran`da Ak Parti`de ki oy kayması MHP`de ki oy kaymasının tam üç katıdır.
Ancak, Ak Parti bu süreci çok iyi yönetti.
Bir kaç ay içinde kendini toparladı.
Daha fazla oy kaybedeceği beklenirken, kaybettiği oyları geri topladığı gibi, daha da yukarılara tırmandı.
Buradan dersler çıkarmak gerek.
Sizlere geçmişten bir kaç örnek vereyim.
1969 Genel Seçimlerinden sonra, iktidarda ki Adalet Partisinde büyük kırılmalar yaşandı.
İktidar şımarığı Başbakan Süleyman Demirel, partisi içindeki muhafazakar ve milliyetçileri biçti attı.
Kabinesini, çoğunlukla parti içinde ki mason ve liberallerden oluşturdu.
Muhafazakar Necmettin Erbakan`ın milletvekili adaylığını veto etti.
Milliyetçi isimleri kabineye almadı.
Necmettin Erbakan, daha sonra parti kurdu.
Milliyetçiler, Meclis Başkanı Ferruh Bozbeyli öncülüğünde ayrı parti kurdu.
Tek başına iktidar olan Adalet Partisi darmadağın oldu.
Anavatan Partisi kurucu lideri merhum Özal, Cumhurbaşkanı olup, Çankaya`ya çıkarken, yerine Meclis Başkanı Yıldırım Akbulut`u görevlendirdi.
Özal, Akbulut`la uzlaşamayınca, liberal Mesut Yılmaz`ı açıktan destekledi ve kurduğu partisine Genel Başkan seçtirdi.
Mesut Yılmaz`ın Genel Başkanlığı ile Anavatan Partisi`nin genleri ile oynanmış oldu.
Anavatan Partisi, her ne kadar 4 eğilimin birleşkesi ise de, çekirdek kadro, Milli Görüş geleneğinden gelen insanlardı.
Bizzat Özal`ın kendisi Milli Görüş kökenliydi.
Mehmet Keçeciler, Hüsnü Doğan, Ekrem Pakdemirli gibi partinin kara kutusu isimler hep Milli Görüş kökenliydi.
Parti`nin çekirdek seçmen kadrosu, milliyetçi-muhafazakar ana kitleden oluşuyordu.
Özal`a milyonlarca Anadolu insanı "alnı secdeye giden adam" diye oy vermişti.
Mesut Yılmaz`ın Genel Başkan olması ile parti rotasını değiştirdi ve yok olup gitti.
Yine aynı senaryo Doğru Yol Partisinde oldu.
Demirel, Cumhurbaşkanı olunca, bazı güç odaklarının inanılmaz desteği ve manüplasyonları ile Tansu Çiller Genel Başkan oldu.
Sayın Tansu Çiller, Doğru Yol Partisinde mebus oluncaya kadar, hayatında bir defa dahi olsun bir sağ partiye oy vermemiştir.
.Çiller, klasik bir CHP`li ailenin üyesidir.
Demirel onu şehirli seçmene bir mesaj olsun diye partiye almıştır.
Doğru Yol Partisi, klasik muhafazakar Anadolu insanından gücünü alır.
Çiller ile örtüşen hiç bir tarafı yoktur.
Tam bir devşirme Genel Başkan olan Çiller de Doğru Yol Partisini tüketmiş, Yeniköy`de ki yalısına dönmüştür.
Mesut Yılmaz ve Tansu Çiller`in malum partilere lider olması neye benzer bilir misiniz?
Aynı süreç Ak Parti`de de yaşandı.
Recep Tayyip Erdoğan, 2007 Genel Seçimleri arifesinde başta Ertuğrul Günay ve başka bazı sol isimleri partiye aldı.
CHP`de Genel Sekreterlik ve Genel Başkan adayı da olan Ertuğrul Günay, Ak Parti`de milletvekilliğinden sonra Bakanda yapıldı.
Son kullanma süresi geçince de Tayyip Erdoğan, onu çevresinden uzaklaştırdı.
Şimdi şöyle düşünelim.
Ak Parti`nin kurucu-çekirdek kadrosu tamamen Milli Görüş kökenli.
Çünkü çekirdek seçmende öyle.
Ertuğrul Günay, Ak Parti`de Bakanda oldu.
Konjonktür gereği Ertuğrul Günay`dan Ak Parti`ye Genel Başkan olur muydu?
Olsa bile, Ak Parti diye bir şey kalır mıydı?
Buradan nereye geleceğim?
Nereye geleceğimi arif olanlar hemen anladı.
Birileri MHP`de var gücü ile sayın Meral Akşener`i pompalıyor.
Hemde nasıl bir pompalama!
MHP, ölmüş, bitmiş, tükenmiş.
Tek kurtarıcı Meral Akşener.
Varsa Meral, yoksa Meral.
Sayın Meral Akşener, tıpkı Ak Parti`de Ertuğrul Günay gibi.
MHP`de devşirme bir isim.
Efendim gençliğinde Ülkücülere yakın bir isimmiş.
Ya öyle mi?
MHP orada durur iken.
Lideri dahil ülkücüler zindanda iken.
O nerde siyaset yapıyordu?
Doğru Yol Partisinde.
O, Doğru Yol Partisinde milletvekili ve bakan oldu.
O dönem karşısında MHP var mıydı?
Vardı.
Muhtemeldir ki; seçim çalışmaları sırasında "MHP`nin ne kadar kötü bir parti olduğunu, Doğru Yol Partisi`nin ne kadar mübarek bir parti olduğunu seçmenlere defalarca anlatmıştır.
Daha sonra sayın Meral Akşener`in ANAVATAN Partisi macerası var mı?
Var.
Yine daha sonra Ak Parti Kuruculuğuna soyundu mu?
Elbette ki;
Mübarek sanki Mario Gomes.
Sanki profesyonel santrafor.
Siyasetin midesi bu kadar geniş mi yani?
Siyasette hiç ilke yok mu yani?
Partisinin en zor günlerinde başka denizlere yelken açmayanların hiçbir önceliği yok mu yani?
Evine götüreceği ekmeğinin parasını partisi ve davası için harcayanlara verilecek bir paye yok mu yani?
Partisi barajın altında kalınca, pılıyı-pırtıyı toplayıp, partiyi terk edip, giden Tansu Çiller`in sağ kolu değil miydi, Meral Akşener?
Onun talebesi değil miydi?
Bir partiye, bir davaya mensubiyet, illa Genel Başkan olunca mı oluyor?
Doğru Yol Partisi bugün binde birlerin bile altında oy alıyor.
Çiller, dava adamı olaydı, genel Başkan olmasa dahi, gelir, partisinin toplantılarına katılır, seçmenine bir moral verirdi.
Partisinin önünden dahi geçmeye tenezzül etmedi.
Size yemin ile, size şart ile diyorum ki; ola ki; MHP onun döneminde baraj altında kaldı, tıpkı ablası Tansu Çiller gibi, pılıyı, pırtıyı toplar gider.
Kişinin geçmişi ne ise, geleceği de odur.
Geride Devlet Bahçeli`ler, Koray Aydın`lar kalır.
Acı gerçek budur.
Unutmayın,1 Kadım konjonktürel bir sonuçtur.
Siyasi partilerin kaderini birazda siyasi konjonktür belirler.
Saadet Partisi, Milli Görüş partisidir.
Her zaman oyu MHP`den fazladır.
Şu andaki oyu binde 75`den ibarettir.
Genel Başkanları da Mustafa Kamalak`tır.
Herkes, binde 75 oy ile yerli yerinde duruyor.
Kimsenin sesi çıkmıyor.
Herkes vaktini bekliyor.
Hiç tereddüdüm yoktur ki; Saadet`inde günü gelecektir.
MHP`de yerinde duramayan kimler?
Meral Akşener`in ardına takılanlar kimler?
Bunlar isim isim tanıyorum.
Yıllarca Anavatan Partisinde, Doğruyol Partisinde rantlanan, ihaleleri kapanlar, o dükkanlar kapanınca, MHP`nin dükkanına kapağı atanlar, soluğu MHP`de alanların rahatsızlığı var.
Hiç şüphe ve tereddüdünüz olmasın ki; hele Ak Parti bir sendelemeye görsün, gemiyi anında iktidar rantçıları terk eder.
Şimdi Ak Parti`deki nevzuhur müteahhit takımı anında dümen kırar.
MHP`de ki bunlar, Ak Parti`deki taifenin anne-baba bir öz kardeşleridir.
BÜYÜK KONGRE DELEGESİ KARDEŞİM!
BİR BAK HELE.
MERAL AKŞENER`İN HEMEN ARKASINDA YÜRÜYENLER, TİP OLARAK AK PARTİLİ MÜTEAHHİTLERE BENZİYOR MU?
BİR BAK HELE.
EĞER BİR BENZERLİK GÖRÜYORSAN, BENİM SÖZLERİME İTİBAR ET.
BENZERLİK YOK İSE; BU YAZIMA DA; BUNDAN SONRAKİ YAZILARIMA DA HİÇ İTİBAR ETME
SEN KENDİ YOLUNDA GİT!