İzzet DÖNMEZ
Hani hepimizin çevresinde bazı tipler vardır, söze hemen şöyle başlarlar; "Ekmek mushaf çarpsın ki", "Çocuklarımın ölüsünü öpeyim ki", "Vallahide, Tallahide", "Üçten dokuza şart olsun ki" gibi.
Herkes bilir ki; söz böyle başladı ise, devamı kesin yalandır.
Kişi vardır, cümleyi kurar, noktayı koyar, konu biter.
Herkes ona inanır, "Söylediyse, doğrudur" der.
Öteki tiplere, Anası, Babası dahi inanmaz.
Çoluğu çocuğu dahi ona inanmaz.
Yalan, öyle kötü bir huydur ki; doğru dediklerini dahi siler götürür.
Bugün öğleden önce televizyonu açtım, karşımda Muharrem İnce.
"Herhalde" dedim, kurultay için imza sayısını bildirecek.
Heyecanla ekrana yanaştım, bir kaç kere kameramanlara "Tamam mı arkadaşlar?" diye sordu.
Biraz öksürdü, heyecanım daha da arttı.
Muharrem İnce, başladı konuşmaya "Arkadaşlar, bugün noter`e gittim, taahhüt verdim, şayet Genel Başkan seçilirsem, şayet Cumhurbaşkanı adayı olurda, seçilemezsem, parti`yi 45 gün içersinde olağanüstü kongre`ye götüreceğim, bunun için Noter`de taahhüt verdim".
Haydaaa, ne işin vardı çaydaaa.
Dam üstünde saksağan, vur beline kazmayı.
Muharrem bey, Muharrem bey, bu sözü, kameralar karşısına geçipte, vermiş olsanız, yetmez mi?
Niçin Noter`e gidiyorsunuz?
Sebebini çok iyi biliyorsunuz Muharrem bey, bu saat`ten sonra sende siyasi bir kadavrasın, sende bittin.
Çok samimi söylüyorum ki; CHP`ye oy veren milyonlara üzülüyorum.
Genel Seçimler`den önce, çıktın Fox Tv kanalına, hiç gereği yokken, mecburda değilken, bir söz söyledin, kendini bağladın.
Programda; "Bu seçimlerde, ister kazanayım, ister kaybedeyim, bir daha Kemal Kılıçdaroğlu`nun karşısına asla Genel Başkan adayı olarak çıkmayacağım" dedin.
Program Moderatörü şaşkınlıkla yüzüne baktı, sen, kesin bir ifade ile "Asla" dedin.
Seçim kampanyası sırasında başka bir sürü yalan söyledin.
Onları tolere edebiliriz, siyasetin gereği sayarak.
Mesela, "Tayyip Erdoğan, Pensilvanya`ya gitti, Fethullah Gülen ile görüştü, bunu beraber gittiği kişi söyledi" dedin.
Sana; "Dediğini ispat et, o kişi kim, adını ver" dendi, sen ise; "O kişinin adını seçimlerden sonra vereceğim" dedin.
Sözünü ve tükürüğünü yaladın gittin,
Ayrıca bir diğer önemli gaf ise; "Amerikalılar beni aradı, Fethullah Gülen usülüne göre istenmemiş, şayet usüle uygun istenseymiş, Amerikalılar verecek idiydi"şeklinde açıklaamaların oldu.
Eyyy Muharrem İnce; burada bittin işte!
İsterse, CHP`nin 1200 küsur delegesi seni imza ile Genel Başkan adayı gösterse, hiçbirşey ifade etmez.
Bu saatten sonra, CHP Genel Başkanı olsan, Kemal Kılıçdaroğlu`nun aldığı % 25 oyu asla alamazsın.
Bak niye alamazsın, sana bi anlatayım;
CHP`nin aslında % 25 oyu hiç yok.
Hatırlayın; Deniz Baykal, CHP lideriyken, 2002`de CHP % 19 oy aldı, 2007`de ise % 21 oy.
Bu oylar hiç % 25`e çıkmadı.
CHP oyları ne zaman % 25`lere çıktı?
Kemal Kılıçdaroğlu Genel Başkan olduktan sonra.
Şu anda CHP`de iki tip seçmen var.
1. grup seçmen, Ulusalcı, Kemalist geleneksel Türk seçmen.
Diğeri Kemal Kılıçdaroğlu`nun seçmeni.
Hem etnik ve hemde mezhepçi seçmen, Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibi CHP`nin başından gittiği an, bu seçmen CHP`ye günahını vermez.
Genel Başkanı`ndan mahalle delegesine kadar.
Bu seçmen CHP`den kopar ve gider.
Denemesi bedava, kongreyi yapın, sen Genel Başkan ol, gör Hanya`yı, Konya`yı.
CHP`de kendilerine bir ikbal göremeyen bu kitle, parti`den anında kopar.
Sen bu açığı kapatman için nereden oy alacaksın?
Gelip, bbenden alacaksın Muharrem bey.
Ben, sana oy vermedikçe, sittin sene iktidar yüzü göremezsin.
Dün bu hesapta bolca Acelle yayla şenlikleri video görüntüleri paylaştım.
Birde resim paylaştım, 50-60 bin kişi`nin katıldığı şenlikte bir fotoğraf vardı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan`ın fotoğrafı, o şenliğe katılan binlerce genç, benim yazılarımı hergün okuyor.
O fotoğraf, oraya benim yazılarım okunduktan sonra asılıyor.
Muharrem bey, ‘’Benim oyum’’ derken, kastettiğim budur.
Bizler, toplumda köşe taşı insanlarız.
Toplumlar, kitleler, bize bakarak hiza alırlar.
Bizler toplumun köşe taşıyız, Nirengi noktasıyız.
Kitlelerle aramızda noter`den yazılı sözleşme yoktur.
Sözümüz senettir, bu toplum, bize inanır.
Çünkü, topluma hiç yalan söylemedik.
Yarın siyasi kanaatimiz değiştiği an, umulan dağlar, gümbür gümbür yıkılır.
Sayın Muharrem İnce bey, gönlümüzü size meylettirecek güveni oluşturmadınız.
Parmak sayısı kadar günde, verdiğiniz sözden caydınız.
Bu satırları, çok heveslenerek değil, çok üzülerek, yazıyorum.
CHP`ye oy veren milyonlara, iktidar umudu verecek birisi lider olmalı.
Kemal Kılıçdaroğlu gitmeli de, CHP`nin başına, benimde aklımı karıştıracak birisi gelmeli.
Muharrem bey, siz "o" değilsiniz.
Üzgünüm.