İzzet DÖNMEZ
Sosyal medyada videolarını görmüşsünüzdür.
Bir yargılama sırasında Alaattin Çakıcı, kürsüleri ‘’Bu devlet bana borçlu’’ diyerek yumrukluyor ve bağırıyor.
Bu video`yu defalarca izledim.
Çakıcı; "Bu devlet bana borçlu" sözü üzerine, mahkeme hakiminin nutku tutuluyor ve cevap veremiyor.
Ağır Ceza Hakiminin "Devletle aranda ne oldu da, bu borç doğdu" diye sormasını beklerdim.
Bu soru sorulmadı.
Tevatürleri bir kenara koyalım.
Hiçbirimiz, Alaattin Çakıcı ile Devlet arasında nasıl bir borç-alacak ilişkisi doğdu? bilmiyoruz.
Bilen var mı?
Sanmıyorum.
Konunun 1. derecede muhatapları hariç, kimse bilmiyor.
Bilinenlerin tamamı şehir efsanesi.
Keza Abdullah Çatlı ile ilgili kim neyi biliyor ki?
1980-2020, aradan tam 40 yıl geçti.
Tam 40 yıldır ben dahi aynı cümleyi kuruyorum
40 yıldır "Bu devlet bana borçlu" diyorum
Bu devlete tam 40 yıldır kin ve öfke duyuyorum.
Bu kin ve öfke, içimden hiç gitmedi.
Meydanlara çıkıp da "Bu devlet bana borçlu" demiyorum.
Bunları kendi kendime söylüyorum.
Elbette ki; devletin kurumsal kimliğine değil kinim ve öfkem.
Gençliğimin çalınıp, heder edildiği yıllarda, devleti yönetme sorumluluğu taşıyanlaradır.
Şimdi gelelim esas konumuza.
Birkaç gündür sosyal medya yıkılıyor.
Hükümet tarafından Viyana Büyükelçiliğine atanan eski AB Parlamentosu üyesi Ozan Ceyhun`la ilgili iddia nedir?
‘’Ozan Ceyhun, İstanbul`daki Adana Öğrenci Yurduna bomba atarak, Mustafa Erol adlı bir ülkücü öğrencinin ölümüne sebep olmuş’’
İddia bu.
Ne enteresandır ki; iddiayı ortaya atanlar, öğrencinin adında bile müttefik değiller.
Bir grup "Mustafa Erol" diyor, diğer grup "Mustafa Eroğlu" diyor.
Ağırlıktaki görüş Mustafa Eroğlu olduğu için, bizde bu adı kabul edelim.
Öncelikle Mustafa Eroğlu`na rahmet diliyorum.
Aradan tamı tamına 43 yıl geçmiş.
Ozan Ceyhun, gerçekten bu olaya karıştığı için mi yurtdışına kaçtı?
Yoksa, sahip olduğu siyasi görüşe darbecilerin kovuşturma yapacağından korktuğu için mi gitti?
Bunu bilmiyoruz.
12 Eylül`den sonra bende yurtdışına çıktım.
Darbe bu, ne yapacağı belli mi olur?
Darbecide hukuk mu aranır?
Ozan Ceyhun, gerçekten o tarihte Adana Yurduna bomba atmışsa, Mustafa Eroğlu adlı ülkücünün şehit düşmesine neden olmuşsa, bunu benim kabul etmem mümkün değildir.
Bu işin zaman aşımı olmaz.
Ozan Ceyhun`un vicdanıma sığması mümkün değildir.
Velev ki; işlediği suçun cezasını çekmiş olsa dahi, iddianın birde karşı tarafı var.
Olayın geçtiği tarihte Ozan Ceyhun daha 16 yaşında.
Reşit bile değil.
Yargılanmış ve beraat etmiş
Birileri, zaman aşımı diyor.
Mahkeme kayıtlarından bunu çıkarmak mümkün.
Ozan Ceyhun`un ülkücü Mustafa Eroğlu`nun şehit edilmesinde bomba attığına dair iddialar soyut.
Ortada bir mahkeme kararı yok.
Ayrıca 12 Eylül yargılamalarının nasıl yapıldığını çok iyi biliyoruz.
Ozan Ceyhun, yıllardır Türkiye`de.
7 Haziran 2015 ve 1 Kasım 2015 Genel Seçimlerinde Ak Parti`den İzmir`de Milletvekili adayı oldu.
Kimseden ses ve seda çıkmadı.
2015 seçimlerinden sonrada sayın Cumhurbaşkanına danışmanlık yapıyor.
Yine kimseden ses çıkmadı.
Cumhurbaşkanlığı Danışmanlığı, Büyükelçilikten daha basit bir görev mi?
Milletvekilliği, Büyükelçilikten daha mı basit bir görev?
O vakitler niçin konuşmadınız?
Şimdi, İP`ini, SAP`ını koparmış bir güruh, buradan MHP`ye ve onun Genel Başkanı sayın Devlet Bahçeli`ye vuruyor.
Bir kere adres yanlış.
MHP, bu hükümetin ortağı değil.
Atamayı müşterek hükümet yapmıyor.
Atamayı işbaşındaki hükümet yapıyor.
Namluyu oraya çevirmen gerek.
Ayrıca, iddiada çok su götürür.
Peki, size ne demeli?
24 Haziran`dan bu yana PKK ile doğrudan doğruya ittifak yaptınız.
Hiç vicdanınız sızlamıyor mu?
O PKK ki; 1984 yılından bu yana tam 10 bin güvenlik görevlimizi şehit etti.
Halende devam ediyor.
İzmir`de şerefsiz savcı Nurettin Soyer`in oğluna oy verdiniz.
İzmir`de İP`in 317 bin oyu vardı.
317 bin kişi, hizaya geçti, kuyruğa dizildi.
Ülkücü katili Nurettin Soyer yavşağının oğluna oy verdi.
Tam 317 bin kişi.
Efendim, suç baba`dan oğula geçmezmiş.
Sahi öylemiymiş?
Bülent Arınç`ın fetöcü damadının suçu , kayınpedere geçiyor.
İstanbul Büyükşehir Başkanı Kadir Topbaş`ın fetöcü damadının suçu, kayınpedere geçiyor.
Şaban Dişli`nin fetöcü kardeşinin suçu, ağabey`e geçiyor.
Tunç Soyer masum.
Hiçte samimi ve dürüst değilsiniz.
31 Mart`ta bal gibi fetö ile ve PKK ile işbirliği yaptınız.
HDP/PKK, İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Mersin, Adana, Hatay gibi Büyükşehirlerde aday çıkarmadı.
Kandil ve PKK, buralarda seçmenine CHP adaylarına destek verilmesini istedi
Sizde CHP adaylarına oy verdiniz.
Bu yaptığınız seçim ittifakı olmuyor mu?
SİZ 10 bin mehmetçiğimizin, polisimizin, öğretmenimizin, güvenlik korucumuzun katilleri ile ittifak yapacaksınız ve yüzünüz kızarmayacak, utanma ve arlanma duygunuz dumura uğramış olacak.
Tamamen soyut bir iddia ile MHP`yi ve hükümeti köşeye sıkıştıracaksınız.
Biliyor musunuz, bu tam bir fetö taktiğidir.
Ortağınızdan çok iyi akıllar alıyorsunuz.
HDP/PKK eş genel başkanı Pervin Buldan çağrı yapıyor bakın, "Gizli gizli yürüttüğümüz şu ittifakı, gelin açık edelim" diyor.
Bana göre kadın haklı.
İttifaka Abdullah Gül, Ali Babacan, Ahmet Davidoğlu`da dahil oldu.
Korkacak ne var ki?
Çıkın artık meydana.