İŞTE BURAYA NOT DÜŞÜYORUM.

İzzet Dönmez Yazdı..

Çok büyük bir sürpriz olmaz ise, yeni Anayasa bu Meclis`ten geçer.

İki ay sonra da referandum var.

Peki, referandumda ne olur?

Onu şimdiden kestirmek çok zor.

Kağıt üzerinde Ak Parti ile MHP`nin oy toplamı, sandıktan çok rahat çıkılacağı yönünde.

Ancak, bu varsayım, sadece kağıt üzerinde.

1960`lardan beri siyaseti izlerim.

Böyle bir duruma hiç rastlamadım.

MHP`nin tavanı farklı yoldan gidiyor, taban farklı yoldan gidiyor.

MHP tabanının nerdeyse % 80`i, % 90`ı referanduma karşı.

Parti içi muhalefet doğal olarak karşı.

Onlar "Hayır`a" çalışacaklar.

Son günlerde gördüğüm kadarı ile parti içinde aktif görev yapanların bile tavrı olumlu değil.

Onlarda şöyle bir düşünce hakim.

"Başkanlık sistemi gelecekse, parti siyaseti yapmanın ne anlamı kalıyor ki?

Partinizin oyunu artırsanız, oyları yüzde 50 artırsanız, neye yarayacak ki?

Parlamento`da daha fazla vekiliniz olur, hepsi bu.

İktidar Başkan`ın elinde olacak, tabanda siyaset yapmanın ne anlamı kaldı ki?"

MHP tabanında genel kanaat aynen bu şekilde.

Gelelim Ak Parti tabanına.

Ak Parti tabanında da öyle aman aman bir referandum heyecanı yok.

Sandık milletin önüne konsa da "Evet" için yollara düşsek heyecanı hiç yok.

Geçmiş referandumları hatırlıyorum da, öyle bir heyecanın zerresi yok.

Bir kere, "Başkanlık Sistemi" Ak Partilinin de kafasına tam oturmuş değil.

Çoğu partili "Bu kadar dert varken, sırası mıydı?" modunda.

Özellikle Ak Partili ticaret erbabının keyfi hiç yerinde değil.

15 Temmuz`dan beri, piyasalar müthiş durgun.

Kimsede yatırım heyecanı kalmamış.

Maliyetler hızla yükselirken, kazançlar sürekli dibe doğru iniyor.

Hergün gelen şehit cenazeleri, Anadolu`da ki illerde keyifleri büsbütün kaçırmış durumda.

Yarına yönelik sağlam bir umutta yok.

Bir şeyin de altını kalın çizgilerle çizeyim.

Fetö`den tutuklananların çok büyük çoğunluğu Ak Partililerin yakını.

Tutuklanan onbinlerce Fetö şüphelisinin yüzbinlerce, belki de, milyonlarca Ak Partili yakını var.

Her tutuklananın yakını, Ak Partililerin kapısını aşındırıyor.

Ak Partililer çaresiz.

Aşağı tükürse sakal, yukarı tükürse, bıyık.

Benim dahi başımda böyle sıkıntılar var.

Şunu çok net olarak ifade edeyim ki; Ak Parti`nin referandumda kendisine yetecek % 50+1 oyu kesinlikle yok.

Kimse 1 Kasımda alınan % 49.5 oya güvenmesin.

O oy, siyasi konjoktür gereği Ak Parti`ye gitmiştir.

Kurulduğu günden beri, Ak Parti`nin hiçbir zaman % 50+1 oyu olmamıştır.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde alınan % 52 oyda kimseyi yanıltmasın.

Karşında kim vardı?

Ekmeleddin İhsanoğlu, Selahattin Demirtaş.

Yahu ben aday olsam, bunları devirirdim.

Aslında % 52 oy, beni de, Tayyip Erdoğan`ı da şaşırtmıştır.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, Merkez Sağ`da bir liderin kafadan % 60 oy alması gerekirdi.

Eğer CHP ve MHP, aday tespitinde hata yapmasalardı, belki de durum çok daha ilginç olabilirdi.

Hülasa olarak, diyeceğim odur ki; referandumdan önce, MHP tabanı mutlaka ikna edilmeli.

Hem sandığa gitmesi, hemde "Evet" oyu vermesi sağlanmalı.

Bu da o kadar kolay bir iş değil.

MHP tabanı, eğitim düzeyi yüksek bir seçmendir.

Kolay ikna olmaz.

Çok somut şeyler görmek ister.

MHP Genel Merkez yönetiminin tabanda bir karşılığı kalmamıştır.

Acı gerçek budur.

Siyasi iktidar bugünleri hiç düşünmedi.

MHP`nin doğal tabanı olan Türk Eğitim Sen, Türk Sağlık Sen gibi sendikaların mensuplarını kasap et doğrar gibi doğradı.

Atamalarda ehliyet ve liyakata hiç önem vermedi.

Bütün ağırlığı başta Fetöcüler olmak üzere, başka dini cemaat ve tarikatlara verdi.

Gözümüzün önünde oldu herşey.

Gerçi 15 Temmuz`dan sonra bir nebze geri adım atıldı.

Bu yetmez.

MHP tabanı hala öfke kusuyor.

Referandumda buradan ekmek çıkmaz.

Şu anda gözüken, MHP tabanının kahir ekseriyewti "Hayır`a" odaklanmış durumda.

CHP`den bile fazla diyebilirim.

Hepsinin olması mümkün değil, hiç olmazsa, tabanın bir kısmı "Evet`e" ikna edilmeli.

Bunun içinde çok radikal adımlar atılmalı.

Ne demek istediğimi, siyaseti iyi bilenler, çok iyi bilir.

Benden söylemesi.