İzzet Dönmez Yazdı.
Çok partili siyasi hayatımız partiler mezarlığı ile dolu.
Değerli arkadaşım İshak Yener Birgül, benim mesaj kutuma mesaj atmış; "Hocam, bu sefer yolcusunuz, Millet`e çok eziyet ettiniz, çooook".
Sevgili İshak`ın bana böyle çok mesajı var.
1 Kasım seçimleri arifesinde de böyle bir mesajı vardı.
"Bu sefer kesin gidiyorsunuz. 2 Kasım sabahı yoksunuz" demişti.
Aslında çok daha başka şey yazdı da, onu yazamam.
Bende, kendisine "Ak Parti % 45 ile tek başına iktidar" demiştim.
Millet Ak Parti`ye % 49.5 verdi de beni bile şaşırttı.
Şöyle bir hafızamı yokladım; bu ülkede kimler parti kurmadı, nice adı yaldızlı isimler siyaset sahnesine çıkmadı ki!
Mareşal Fevzi Çakmak, Millet Partisini kurdu.
O Fevzi Çakmak ki; Atatürk`ten sonraki tek mareşalimiz.
Toplumda kişi olarak, kendisini çok seviyordu.
Hala Fevzi paşanın mu millet nezdinde itibarı yüksektir.
Ama bu halk, Mareşal Fevzi Çakmak`a değil, Adnan Menderes`e oy verdi.
Menderes, genç bir toprak ağası idi
Osman Bölükbaşı, genç kuşaklar Bölükbaşını tanımazlar, benim yaş kuşağım iyi tanır.
Rahmetli Bölükbaşı müthiş bir hatipti.
Menderes kadar, İnönü kadar meydanalara kalabalık toplardı.
İş sandığa geldi mi, Sadece memnleketi Kırşehir ona oy verirdi.
Hatta seçim meydanlarında, kendisini dinlemeye gelenlere "Ey benim başağı bol, danesi az vatandaşlarım" dediği söylenirdi.
Yani, gelenlere "Kuru kalabalık" dermiş.
Rahmetli Kandıralı Turan Güneş, Demokrat Parti`den ayrılarak, Hürriyet Partisini kurdu.
Seçime girmeye bile soluğu yetmedi, gitti, İsmet Paşa`nın partisine girdi.
Yeni kuşaklar Ferruh Bozbeyli`yi bile tanımazlar.
Adalet Partisi`nin tek başına iktidar olduğu yılların ünlü Meclis Başkanı.
Aslen Kahramanmaraşlı olan Ferruh Bozbeyli, sağda ki muhafazakar, milliyetçi kitlenin idolü idi.
Hukuk Fakültesinde öğrenci iken, milliyetçi, muhafazakar kitlenin liderliğini yapmış bir isimdi.
Süleyman Demirel, Adalet Partisi içindeki milliyetçi, muhafazakar isimleri tırpanlayınca, Ferruh Bozbeyli, yanına Saadettin Bilgiç, Faruk Sükan gibiisimleri alarak, Demokratik Parti`yi kurdu.
Parti`nin manevi lideri de 3. Cumhurbaşkanı rahmetli Celal Bayar idi.
90 yaşındaki Bayar, bu parti için Anadolu`yu karış karış gezdi.
Yeni parti çok sükse yapmıştı.
1973 Genel Seçimlerinde Adalet Partisini iktidardan ettiler de, başka bir şey olmadı.
45 milletvekili çıkaran Demokratik Parti, 4 yılda dağıldı,
Ferruh Bozbeyli`de siyaseti terk etti, bütün yol arkadaşları, yeniden Adalet Partisine dönüverdi.
Gelelim yakın zamanlara.
Cem Boyner ülke`nin çok ünlü zenginlerinden.
Cem Boyner, öyle şeyler söyledi ki; beni bile etkiledi.
Mesela Kürt sorunu ile ilgili çok radikal çıkışları oldu.
Hala onları dile getiren lider yok.
Siyaset para ile yapılır, parada onda var.
İnanın, beni partisine çağıraydı, ben dahi onunla siyaseti düşünürdüm.
Cem Boyner`in bir seçimlik ömrü oldu, kaynadı, gitti.
Rahmetli İsmail Cem İpekçi İsmail Cem, son 40 yılda, Sosyal Demokrat kanadın yıldız isimlerinden biriydi.
Sosyal Demokrasi`nin kitabını bile yazmışlığı vardır.
Rahmetli Bülent Ecevit, onu 30`lu yaşlarında TRT Genel Müdürü yapmıştı.
Partisi iktidara gelince, onu Dışişleri Bakanı yaptı.
İsmail Cem İpekci`nin yıldızı daha da parladı.
Ecevit`in yerine şişirilmeye başlandı.
İsmail Cem, "İpekçi" soyadını hiç kullanmak istemezdi.
Niçin?
Çünkü İpekçizade`ler, Selanik dönmesi idi.
Yani aile Sabetayist idi.
İsmail Cem İpekçi, Ecevit`ten koltuğu alamayınca, ayrıldı, parti kurdu.
Sonuç, Kese kağıdı.
Samimi konuşursak eğer popülaritede Meral Akşener`e 5 basardı.
Çünkü Merkez Medya, Selanik dönmelerinin elinde olduğu için müthiş bir şişirme kampanyası yapıldı.
Balon çıktı, Cem Uzan.
Uzan ailesi, aslen Sakaryalı, Boşnak göçmeni.
Cem Uzan`ın babası Kemal Uzan, iş hayatına sıfırdan başlamış, Türkiye`nin en zengin iş adamlarından birisi olmuştu.
Kemal Uzan, çalışma hayatına, Adapazarı-Haydarpaşa arasında simit satarak başlamış, Süleyman Demirel`e yakınlığı ile çok büyük ihaleler almış, çok büyük paralar kazanmış.
Daha Ak Parti iktidara gelmeden, Uzan ailesi Devlet`le kavgaya girişti.
Hiç gereği yok iken, Medya sektörüne girdi.
Aydın Doğan ve Dinç Bilgin ile girdiği kavgayı feci şekilde kaybetti.
2002 yılında Ak Parti ile seçim yarışına girdi, Partisi % 7.5 civarında oy aldı.
Eğer Cem Uzan, % 10 seçim barajını aşaydı, bugün çok farklı bir Türkiye olurdu.
Anladığım kadarı ile birileri Uzan`a çok yanlış akıllar verdi.
Aile olarak, yaptıkları ticari faaliyetlerde, çok akçalı yanlışları olmuş.
Bazılarına bende tanığım.
Sahip oldukları GSM şirketi`nin kontürlerini açıktan, faturasız satıyorlardı.
Onların paraları, Pamukovada ki malikhanelerindeki havuz`un altında çıktı.
Aslında, Uzan ailesi, Ak Parti`ye kuruluşta yüklü bir teberru da bulunupta, işlerine bakaydılar, şu anda Koç`u da, Sabancı`yı da sollamışlardı.
Kader işte.
Bir yolunun bulunup, Uzan ailesinin geri dönmesini tercih ederim.
Tabii ki; Geçmişten de ders alarak.
Ben öyle inanıyorum ki; Cem Uzan`ın toplumda hala karşılığı vardır.
Hatta Meral Akşener`den bile daha fazla.
Siyasi parti kurmak çok kolay 7 tane kurucu buldun mu, bir kuruluş dilekçesi ver İçişleri Bakanlığına, işlem tamamdır.
Meral Akşener`in partisi ile birlikte, Parti sayımız 87 olmuş.
Şaka gibi değil mi?
Eskiden Çark Caddesinde kırtasiye dükkanım vardı.
Bundan yaklaşık 40 sene önce, Çark Caddesinde ilk dükkan açanlardanım.
O vakitler, Çark Caddesinde dükkan sayısı, bir belin parmaklarını geçmez.
Çark Caddesi, bahçeli, iki katlı ahşap evlerle dolu idi.
1980 yılından sonra, müteahhitler dadandı Çark Caddesine.
Orta`ya bir sürü dükkan çıktı, dükkanlara da bir sürü kişi işyeri açtı.
Dükkanlar açılıyor da, iki ay sonra, üç ay sonra kapanıyor.
Ticaret, öyle zor bir iş ki, yapan bilir.
Çark Caddesinde yeni bir işyeri açıldı mı, ona süre biçiyorduk, 3 ay, 6 ay.
Hiç şaşmıyordu, Dediğimiz sürede işyeri kapanıyordu.
Şimdi "Ne demek istiyorsun İzzet hoca?", ‘’daha açık konuş, lafı nereye getirmek istiyorsun?" dendiğini biliyorum.
Lafı elbette ki Meral Akşener`e getireceğim.
Ancak, şunu demeyeceğim; "Meral, dükkanı 6 ayda kapatır", ya da "Meral, malı alır, götürür".
Çünkü, ağabeyi rahmetli Nihat Gürer`den dolayı, Meral Hanımı 40 yıldır tanırım.
Aile Selanik göçmenidir.
Benim rahmetli kayınpederim ve kayınvalidem de Selanik göçmeni idi.
Yani Meral Hanım`ın enişteleri sayılırım.
Diyeceğim o ki; Meral Hanım, çok inatçıdır, postu kolay deldirmez.