İzzet Dönmez Yazdı

10 Mayıs 2010 yılında bir kaset komplosu ile devrilen Deniz Baykal`ın siyasi popülaritesi zirvedeydi.

Bütün kamuoyu araştırmalarında Baykal liderliğindeki CHP`nin oyları % 28`lerde gözüküyordu.

Baykal, yeni tüzük kurultayı ile partiyi dikensiz gül bahçesine çevirmişti.

Deniz Baykal çok dişli bir siyasetçiydi.

Feleğin çemberinden geçerek gelmişti.

Bülent Ecevit`le birlikte, İsmet İnönü gibi bir efsaneyi devirmişlerdi.

Bülent Ecevit`i partiden uzaklaştırmış, Erdal İnönü`yü pes ettirmişti.

Siyasette meydan Deniz Baykal`ındı artık.

Ecevit ve Erdal İnönü dönemindeki gibi partiyi bir Kürt ve Alevi partisi olmaktan kesin olarak kurtarmıştı.

Etnikçi ve mezhepçi siyaset yapanlara CHP`de yer yoktu.

Yeni tüzükle CHP`de 2. adam da yoktu.

İnsan bu, insanların bazı şeylere zaafı oluyor.

Baykal`ın da sekreteri Nesrin Baytok`a zaafı varmış.

İnsan bu, asla yadırgamam.

Nesrin Hanım, Baykal`ın aklını almış.

Aslında Nesrin Baytok olayı hiç irdelenmedi.

Çok iyi irdelenirse, onunda bir proje olma olasılığı var.

Baykal`a kaset tuzağı, onun siyaseten zirvede olduğu yıl kuruldu.

Yine bir başka tuzakla Baykal istifa ettirildi.

İşin acı veren yanı ise, İstiklal Savaşı Gazi`sinin oğlu olan Deniz Baykal`ın yerine çok açık Siyasi Kürtçü Kemal Kılıçdaroğlu getirildi.

Bağ-Kur ve SSK Genel Müdürlüğü dönemlerinde, her iki kurumu da Alevi-Ateist ve Siyasi Kürtçü militanlarla doldurduğunu cihan-ı alem biliyor.

Hiçbir alt yapısı olmadan, hiçbir siyasi deneyimi olmayan Kemal Kılıçdaroğlu CHP`nin başına paraşütle getirildi.

Şimdi CHP`nin haline bakın.

CHP`nin yüz küsur milletvekilinin en az yarısı proje.

CHP ile zerre alakası olmayan adamlar.

Kılıçdaroğlu`nun danışmanları Fetö`den hapiste.

Bir Genel Başkan Yardımcısı Fetö ihanetinden 25 yıl hapis yemiş.

Diğer Genel Başkan Yardımcısı, daha evvelinden Mustafa Kemal Atatürk`e "Kefere Kemal" demiş.

Öteki Genel Başkan Yardımcısı evlere şenlik.

Herif diyor ki "Devlet bu İHA`larla PKK`ya operasyon yapmasın".

Ey CHP`liler, buna sesinizi çıkarmıyorsunuz ya, sizin kanınız kurusun.

Sizin soyunuz tükensin.

Utanın, utanın.

CHP`nin öteki Genel Başkan Yardımcıları da birer alem.

Hariciye kökenli birisi çıktı ve dedi ki "Barajı aşsın diye ben HDP`ye oy verdim".

Kemal Kılıçdaroğlu, güya Ankara`dan İstanbul`a "Adalet" yürüyüşü yaptı.

Kolunda kimler vardı?

Boğaz Köprüsünde halka mitralyözle ateş eden teğmen`in babası.

İstanbul`a kadar kolkol`a yürüdüler.

Başka kimler vardı?

Fetöcü ablalar.

Mübarek sarılmışlardı Dersim`li Kemal`in koluna.

Başka, PKK`nın sözde legal kanadı vardı.

TİKKO, DHKPC, MLKP, hainin her çeşidi, her rengi Kılıçdaroğlu`nun kolundaydı.

Çanakkale`yi gördünüz işte.

CHP`liler şehitlerin kemikleri üzerinde şarap içtiler.

Ulan senin ne işin var şehidin olduğu yerde?

Sen, şehide, şehadete inanıyor musun?

CHP`nin hali bu işte.

CHP`de proje işliyor.

Ancaaak, ele geçirilmiş CHP ile bu ülkeye tek başına diz çöktürülemiyor.

Bir stepne lazım, CHP tamam, PKK tamam, Fetö tamam.

Yetmiyor işte.

MHP`yi kumpasın içine almaya çalıştılar.

Devlet Bahçeli, elinin tersiyle itti o ihaneti.

Bu sefer çullandılar Bahçeli`nin üzerine, yalanın ve iftiranın bini bi para.

HDP/PKK ile hükümet kurmadı diye, Bahçeli`ye atılmadık çamur kalmadı.

Tamam işte, stepne bulundu, yedek lastik hazır.

Meral de dünden hazır.

MHP, her siyasi parti gibi, kongre takvimini belirlemiş ve açıklamış.

Şu tarihlerde ilçe ve il kongrelerimi, şu tarihte de büyük kongremi yapacağım demiş.

Bekle kardeşim kongre tarihini, vakti saati gelince aday ol ve kazan.

Ama birilerinin acelesi var.

Uzun adam "İnlerine gireceğiz" demiş ve girmeye başlamış ya, acele ile MHP`de olağanüstü kongre yapılacak.

Bahçeli devrilecek, MHP, ihanete hazır hale getirilecek.

Çünkü, Ağustos ayı geliyor, listeler hazırlandı, ordu da büyük temizlik var.

Diğer kurumlarda da ciddi temizlikler yapıldı.

Valizi kapan, yurtdışına kaçmaya başladı.

Bunları yazıyorum diye, bana kızan dostlara tek cümle sorum var.

"Meral lehine karar veren mahkeme hakim ve savcılarının tamamı şu anda Fetö`den tutuklu.

Hemde bylock`ları ile birlikte".

Sizin için bu bir anlam ifade etmiyor mu?

Sadece bu yetmez mi kardeşlerim?

Gün gelecek, yine yüz yüze bakacağız.

Gün gelecek, yine göz göze bakacağız.

Eğer şuraya döşendiğim satırlardan dolayı, sizlere mahçup olur isem, hepinizden tek tek özür dileyeceğim.

Gün gelende, bakalım sizler nideceksiniz?