İzzet DÖNMEZ
Herkes ve hepimiz biliyoruz ki; Orta yerde Ak Parti diye bir parti yoktur.
Varsa bile, yoktur.
20 milyonu aşkın insan, 17 yıldır ısrar ve inatla sandığa gidip, Recep Tayyip Erdoğan`a oy veriyorsa, onun samimiyetine inandığı için oy veriyor.
Evet, bir fani olarak, Tayyip Erdoğan`ında yığınla kusurları, hataları, yanlışları vardır elbet.
Ona oy veren milyonlarda biliyor bunları.
Buna rağmen ondan vazgeçmiyor.
Niçindir biliyor musunuz?
Tayyip Erdoğan, doğru yaptıklarında da samimidir.
Sonucu yanlış çıkan icraatlarında da samimidir.
İki yüzlü asla değildir.
Milleti aldatmaya yönelik icraat yapmaz.
Siyasi lider, herşeyi bilmez, her konuya vakıf olamaz, her konuya yetişemez.
Siyasi liderlerin siyasi yol arkadaşları olur, sivil danışmanları olur, bürokrat yol arkadaşları olur.
Başarı, onlarla birlikte yakalanır.
Ya da başarısızlıkta, sorumluluk müşterektir.
Tayyip Erdoğan`ın en büyük bahtsızlığı, parti`yi kurduğu günden bu yana, ne yeteri kadar ehil siyasi yol arkadaşı edinebildi, ne de yeteri kadar danışman edinebildi.
Ne de bürokraside sağlam bir kadro kurabildi.
15 Temmuz`u bir hatırlayın.
15 Temmuz gecesi, düşünün Türkiye Cumhuriyeti Devleti`nin halini.
Hani avcı barınakları vardır, derme çatma bir yapıdır.
Fazla kar yağdığında hemencecik çöker.
15 Temmuz gecesi devlet böyle çöktü.
Adamlar, aylarca, belki de yıllarca darbe hazırlığı yapmış, kimsenin haberi yok.
MİT Müsteşarı ve Müsteşarlık kadrosu, kabak gibi yatmış, uyumuş.
O gece yaşanan rezalete bakın; bütün Kuvvet Komutanları, bostan tarlasından bostan toplar gibi toplanıp, Hava Üssüne tıkılıyor.
Genelkurmay Başkanı dahi buna dahil.
Cumhurbaşkanı, darbeyi eniştesinden öğreniyor.
Devlet, bu kadar acziyet içinde.
Demek ki; hiçkimse görevini yapmamış.
İş işten geçtikten sonra, İçişleri Bakanı açıklama yapıyor.
"81 İl`in 74 İl Emniyet Müdürü Fetöcü".
"Oha" demek geliyor içimden.
Muhterem, bunların atamasını yapan, Şaziye yengem mi?
Tayyip Erdoğan`ın Ak Parti`yi beraber kurdukları yol arkadaşlarına bir bakın.
Bir tanesi şimdi pişmiş kelle gibi sırıtarak, CHP sıralarında oturuyor.
Diğeri karargah kurmuş, pusuda bekliyor, düşünüyor, "Ne yapsam da bir çelme takıp, şu Tayyibi bir devirsem".
Bir tane sulak var, akşamı sabahı birbirine denk değil.
Çevresinde danışacağı bir tane adam yok.
Alın işte şu yerel seçimler ittifak sürecini.
Sayın Cumhurbaşkanı`nın yanındaki ekip, ittifak sürecini yüzlerine, gözlerine bulaştırdılar.
Parti`yi rezil ettiler, kepaze ettiler, oyuncak haline getirdiler.
Sesimi sayın Cumhurbaşkanına ulaştıramıyorum.
Vallahi maaş dahi istemem, verilecek görevi meccane yaparım.
Paraya pula ihtiyacımda yok.
Al beni yanına danışman olarak, gör bak görev nasıl yapılıyor.
Etrafındaki yalaka taifesini aşıp, sayın Cumhurbaşkanına ulaşmak ne mümkün.
Daha geçen yıl, hatta 24 Haziran seçimlerinden önce, yerel seçimler konuşulmaya başladı.
CHP, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde tutturamadı.
31 Mart Yerel Seçimleri, hem CHP için, hem sayın Kılıçdaroğlu için, var olmak, yok olmak meselesi.
CHP`nin hem Meral Akşener ile, hem HDP ile ittifak yapacağı besbelli.
CHP`nin oyu düşmüş % 22`lere.
CHP, biliyor ki bu haliyle İzmir`i dahi kazanması şüpheli.
Elbette ki; ittifak yapacaklar, nitekim yaptılar da.
24 Haziran`da senin oyunda düşmüş % 40`lara.
Bu ittifaka karşı nasıl metropol şehirleri kazanacaksın?
Adamların müşterek oyları, İstanbul ve Ankara`da % 47`leri buluyor.
Sonra niçin sadece 30 Büyükşehir`de ittifak yapıyorsun?
Arkadaş; yeni sistemde, yani Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde MHP senin kader ortağın artık.
Bunu sen istedin, bu kararı sen aldın.
İster Genel Seçim olsun, ister Cumhurbaşkanlığı seçimi olsun, ister yerel seçim olsun, MHP ile Katolik nikahı kıymak zorundasın.
MHP`de buna mecbur, Ak Parti`de buna mecbur, CHP`de HDP`ye mecbur.
Bu saatten sonra CHP, HDP`siz siyaset yapamaz.
Geçmişteki valizlerinizi, geçmişten kalan bagajlarınızı atın çöpe.
Yeni bir Türkiye var artık.
2007`de Cumhurbaşkanlığı kilidini MHP açmadı mı?
Başörtüsü sorununu ebedi olarak MHP ile çözmediniz mi?
Birçok referandum, MHP`lilerin oyu ile kazanılmadı mı?
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, MHP`nin desteği ile referandumdan geçmedi mi?
24 Haziran`da Cumhurbaşkanlığı MHP`lilerin oyu ile kazanılmadı mı?
Diğer 49 il`de de niçin işin başında ittifak yapılmadı.
Kifayetsiz muhteris Hazreti Yazıcı`ya gereksiz yere bu kadar itibar niçin?
Hele partinin Yerel Siyasi Örgütleri evlere şenlik.
Çapsız, kifayetsiz, her biri kibir abidesi olmuş adamlar.
Bunları millet sırtında daha ne kadar taşır?
Gün`ün 24 saatinin en az 20 saatini çalışma ile geçiren adama acıyorum sadece.
Bu parti, onu hak etmiyor, gerçekten hak etmiyor.
Önümüzdeki dönemde klavyenin tuşlarına vurdukça, göreceksiniz hepsini paçavraya çevireceğim.
Sadece Reis`e acıyorum.
Bu kadar teneke adam, nasıl bir arada cem olabiliyor?
Bir akıl, bunları bilerek mi topluyor?
Ülkemiz, bu kardar da mı adam fukarası?
Bugün sayın Nezir Aydın`la bunları konuştuk.
Eskiden bir tek kriterimiz vardı.
"Ehliyet ve liyakat".
Şimdi tek kriter geçer akçe olmuş.
"Ehliyetsizlik ve liyakatsızlık".
En dipten, en tavana kadar.
Oturup, konuşulacak bir tane adam bulunmaz mı?
Yahu bir tane olmaz mı?
Siyaset buna müstehak mı?
Şu anda en yukarılarda gözüken adamın dahi her yeri oynuyor.
Sayın Cumhurbaşkanı bunlara müstehak mı?
İçim acıyor vesselam.
Böyle giderse tren kalkıp, başka mahfillere yürüyecek.
İçim sadece ve sadece Reis`e acıyacak.