Doç. Dr. Birol Ertan
Siyaset Bilimci / Yazar
Demokratik ülkelerde genel seçimler, ülkenin gelecek yıllarda hangi parti ya da partiler tarafından yönetileceğini belirlemesi açısından yaşamsal bir öneme sahiptir. Bu nedenle, demokratik ülkelerde siyasi partilerin temel amacı, seçimler yoluyla iktidara gelmek olarak belirleniyor. Elbette, temsili demokratik düzenin her ülkede ciddi sorunlar yaşadığını biliyoruz. Ancak, her ne sorun yaşanıyor olursa olsun, temsili demokratik düzenden daha iyi bir siyasi rejim bulunmadığı, otoriter ve totaliter rejimlerde iktidarın el değiştirme biçimlerinin kabul edilebilir olmadığı da ortadadır.
Türkiye, 2015 yılında yeni bir genel seçim ile gelecek dört yılın iktidarını belirleyecek. Bu seçimler, Türkiye açısından çok önemlidir. Çünkü, Türk siyasal yaşamında son on yılın en güçlü lider figürü olan Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturması ile iktidar partisi liderinde bir değişim yaşandı ve 2015 seçimlerinde AK Parti, Başbakan Ahmet Davutoğlu liderliğinde seçime girecek. Ülkemizin geo-stratejik konumu için 2015 sonrasında gerek bölgemiz ve gerekse de çok büyük değişimlerin olacağı kuşkusuzdur. Bu nedenle, 2015 seçiminin getireceği iktidar, Türkiye’nin gelecek on yıllardaki şeklini de belirleyecektir.
Seçimler, birçok ülkede seçim dönemi başlamadan sona ermiş sayılır. Böyle düşünülmesi, halkın beklentileri ve tercihlerinin kısa dönemlerde değişmemesi olduğu kadar, ülkenin hangi atmosferde seçime gittiğinin az çok belirli olması ile yakından ilintilidir. Türkiye’de gerek terör ve güvenlik konularında, gerekse de ekonomik açıdan Haziran 2015 genel seçimlerine (seçimlerin 3 ay erkene çekilmesi de gündemdedir) kadar sürpriz bir gelişme yaşanmayacağı anlaşılıyor. Elbette bu durum, bir tahminden öteye geçemiyor. Dünyada ve ülkede yaşanacak ani gelişmelerin siyasi dengeleri değiştirmesi de söz konusu olabilir. Ne var ki, küçük değişimlerin siyasi arenada ciddi bir güç kayması yaşatamayacağı da görünmektedir.
Büyük sürprizler ortaya çıkmazsa, 2015 genel seçimlerinde hangi partilerin ne ölçüde oy alacakları, hangi partilerin seçim barajını geçebilecekleri az çok bellidir. Her ne kadar yeni partiler birbiri ardına kurulmaya devam etse de Türkiye Partisi görünümünde seçime katılacak ve bütün kesimlere kucak açmış bir siyasi parti halinde örgütlenmek için 6-7 aylık kısa dönemlerin yeterli olmadığı bilinmektedir.
2015 genel seçimleri için tahminimiz, genel tablonun pek değişmeyeceği yönündedir. Yeni kurulan partilerden Anadolu Partisi, eğer tüm Türkiye’ye yönelik ciddi bir program geliştirmez ve yalnızca CHP oylarına talip olarak kısır bir döngü içine girerse, kendisiyle birlikte CHP’yi de başarısızlığa sürükleyerek AK Parti iktidarını perçinlemekten başka bir işleve sahip olamayacaktır.
Meclis içi muhalefet partileri arasında CHP ve MHP’nin bu liderlik anlayışları ile bir adım ileri gitmeleri söz konusu değildir. Klasik yöntemlerle, halktan kopuk, elitist, belirli bir tabana oynayıp Türkiye Partisi olamayan siyaset anlayışları ve Ankara/TBMM merkezli siyaset yapma biçimleriyle CHP ve MHP, seçim barajını geçip muhalefet sıralarında oturmaya yeniden adaydırlar. Bir bölge partisi olmaktan öteye geçemeyen HDP ise seçim barajını aşacak bir noktada olmadığı için ya seçimlere CHP ile bir ittifak arayışı içinde girecek ya da bunun gerçekleşmemesi durumunda bağımsız adaylarla Parlamentodaki 4. güç olarak yerini alacaktır.
Seçimlerden birinci parti olarak çıkması neredeyse kesin olan AK Parti, yeni lideri ile nasıl bir performans gösterecek hep birlikte göreceğiz. Ancak kesin olan bir şey var ki, Davutoğlu liderliğindeki AK Parti, seçimlere tek başına iktidar hedefiyle giren tek siyasi parti olmaya devam ediyor. Siyasi arenada büyük bir sürpriz oluşmadığı ve ülkenin ekonomik yapısında ani bir kırılma yaşanmadığı sürece, AK Parti’nin 2105 seçimlerinde iktidarı tek başına göğüsleyeceği neredeyse kesindir.
Parti aidiyeti olan okuyucularımızın bu değerlendirmelere yönelik eleştirilerini hoşgörü ile karşılıyorum. Fakat, görünen köy kılavuz istemez. Türk siyasal hayatında CHP ve MHP gibi küresel ve bölgesel gelişmelere gözlerini kapamış muhalefet partileri oldukça, seçim sonuçlarının sürprizlere gebe olmasını beklemek çok akılcı olmayacaktır.
Sözün özü, Türkiye’yi 2015 seçimlerinde yeniden bir AK Parti iktidarı bekliyor. Bekleyelim ve görelim.