Son günlerde sıkça rastladığımız olaylardan biri `alacaklıdan mal kaçırma` olayıdır.
Borçlu ile üçüncü kişiler arasında alacaklıdan mal kaçırmaya yönelik işlemler yapılmakta.
Alacaklı borçlunun taşınır veya taşınmaz mallarını devrettiğini bildiği halde, hukuken yapacağı bir şey yok varsayımıyla hiçbir girişimde bulunmamakta.
Bu böyle değil işte!
Yargıtay`ın bu konuda verdiği örnek teşkil edecek önemli kararları var.
Bir örnek vermek gerekirse, bizzat vekili olarak tanık olduğum bir davadan bahsedeceğim.
Borçlu ile eşi ``anlaşmalı`` olarak boşanmış ve borçlu taşınır ve taşınmaz mallarını eşine devretmiş.
Eşi de daha sonra otomobili ve evi borçluya kiraya vermiş gibi göstermiş.
Buradaki apaçık olan mal kaçırma amacını tespit ederek gerekli işlemleri başlattık.
Taşınmaz, eşe hibe suretiyle devredilmişti.
Davayı hem kocaya, hem de karısına zorunlu dava arkadaşlığı şeklinde açtık.
Bedeli borçlu tarafından ödendiği halde, eşi adına tesis olunan taşınmaz, koşulları oluştuğundan, `Tasarrufun İptali Davası` açarak devir işlemlerini iptal ettirdik.
Alacaklısını zarar sokmak kastıyla mevcudunu eksiltmek sıkça başvurulan bir yoldur.
Ancak sıkı takip edilen hukuki bir süreçle bu ortaya çıkarılır ve alacaklının aleyhinde olan durum lehe dönüşebilir.
Tasarrufun İptali Davası borçlu veya 3. kişinin ikametgahının bulunduğu Asliye Hukuk Mahkemesi`nde açılır.
Av.Özlem Ağca
00.90.3122447535