Flamanya'nın güzel Gent kentinde Avrupa finans aleminde Fortis'in kaderi belirlenirken, aynı gün Ortaçağ'dan kalma şirin üniversite kenti, bilim yuvası Leuven'de çok önemli başka bir toplantı yapılıyor. Avrupa'nın 46 ülkesinin Milli Eğitim Bakanları bir araya gelerek Bologna sürecini değerlendirip canlandırmaya çalışacaklar.
Bilindiği gibi 07 Haziran günü Avrupa Parlamentosu ve Bölge Parlamentoları yenileme seçimleri yapılacak. Seçim kampanyaları başladı. Fakat tartışma ve atışmalarda Avrupa kavramı var mı yok mu belli değil. Tam bir paradoks ! Sanki eğitim Avrupa'nın konusu değilmiş, sanki Avrupa'nın geleceğini eğitim belirlemeyecekmiş gibi davranılmasını anlamakta zorlanıyorum gerçekten… Korkarım böyle giderse, Avrupa Birliği kağıt üzerinde kalmaya mahkum kuru bir kavram olarak kalacak. Daha çok uzun yıllar ekonomik birlik olarak kalacak. Avrupa'nın bir an önce bu kimlik krizinden çıkması şart.
Avrupa'nın ortak geleceğini inşa edecek olanlar Avrupalı gençler. Yani 27 Avrupa ülkesinde okul sıralarının paylaşan pırıl pırıl genç dimağlar. Önemli olan yerel özellikleri koruyarak ortak hayaller kurabilmek, umutları paylaşabilmek ; aynı ufuklara aynı niyetle bakabilmek…Bu ise ancak ve ancak birbirini daha iyi tanıyarak, daha çok sevgi ve saygı duyarak mümkün. Kelimelere aynı anlamları yükleyerek aynı dili konuşmakla mümkün. Bu iş tercüme ile olmaz. Tercüme sadece başlangıçta kolaylık sağlar. Gerekli olan niyet birliği, yöntem birliği, amaç birliğidir. Başarmak için uluslararası rekabet ortamında en az rakipleriniz kadar iyi ve başarılı olmak zorundasınız. Ve başarıya giden yol eğitimden geçer !
Durum anlaşıldı. 10 yıl önce Bologna'da kararlar alındı ve uygulandı. Yüksek Öğretim ve Üniversiter eğitim sistemi Bakalorya-Mastır-Doktora olarak üç aşamalı hale getirildi. Bunun yanında Erasmus uygulamasıyla öğrencilerin başka ülkelerin okullarına gitmeleri ve yabancı dil öğrenmeleri ve bunun yanında farklı zihniyetlerle tanışmaları sağlandı. Olumlu birçok adım atıldı. Fakat yeterli değil.
Belçika'da çok kaliteli yüksek okul, üniversite ve bilimsel araştırma laboratuarları var. Sadece Frankofon dünyada üç kaliteli ve önemli üniversiteye sahibiz. ULB-UCL-ULG üniversiteleri koordniasyona giderek daha etkili bir sinerji yaratamazlar mı ? Dünya fikir aleminin elitine dahil olabilmenin başka bir yolu var mı ?
Gelecek insanların elinde olan bir kavram. Kendi geleceğimizi kendimiz hazırlıyoruz. Ne ekersek onu biçeceğiz. Yaşamak cesaretli olmayı ve kaderciliği reddetmeyi gerektirir. Vizyon ve sorumluluk sahibi insanların, özellikle de siyasi parti adaylarının, bu konuları tartışması ve seçmene çıkış yolları önermesi gerekmez mi ?
Allah akıl vermiş ama kullanmadıktan sonra neye yarar, söyler misiniz ?
Yakup Yurt
Pro Bruxsel partisi 5.sıra bölge milletvekili adayı
Brüksel, 28 Nisan 2009
yakup.yurt@skynet.be