GÜNDOĞDU YILDIRIM
Yaz mevsiminde gündelikçiler iş bulma sıkıntısı çekmezler. Hele yazın ortasında hangi işin peşine gideceklerinin kararsızlığını yaşarlar. Bu günlerde de köşe yazarları, konunun uzmanları, siyasiler hangi tercihi yapacaklarının şaşkınlığı içinde; o kanaldan o kanala koşuşturmakta, işin adeta zevkini çıkartmaktalar.
Pirim yapmak, bir dahaki programa çıkabilmek, vitrin adamı olmak; medyada kalıcı hale gelmek gibi ileri adımlarda düşünüldüğünde, ekran karşısında ciddi bir performans sergilemenin ne kadar önemli olduğunu siz düşünün.
İşte bu yüzden dünyanın en zor mesleklerden birisinin yazarlık olduğunu düşünenlerdenim. Sırat köprüsü gibi… geçmesi çok zor. Geçtikten sonra tekrar kaynar kazana düşmek gibi bir tehlikesi var. Köşende, ekranda veya başka bir ortamda istenen performansı sergilemediğin an bittin demek. İstemediğin, kabul etmediğin, içinden gelmeyen, kafanın basmadığı senaryolara bile evet demek, savunur gözükmek ne kadar zor olsa gerek.
Atış serbest!
Kimsenin derdi değil, kişilik hakları, masumiyet, özel hayatın gizliliği, yeter ki, konuşulacak bir konu olsun.
Her açtığım kanalda üç beş adam "aslında insan hakları, özel hayat, özel hayatın gizliliği, çok çirkin bir olay vb." gibi beylik sözlerle destur deyip dalıyor konuya. Fırsat bulmuş ya döküp döküş türüyor, verip veriştiriyor ne varsa.
Ülkede gelinen nokta içler açısı doğrusu. Seviye yerlerde, o kelli felli adamlar; saygı, sevgi, kültür, düzey, hoşgörü kavramlarından çok uzak.
Teknoloji, bilim ilerlerken insanlık gerilemekte, toplum hızla "toplumsal kirlenme" yaşamakta, kimsenin de umurunda değil doğrusu.
"Toplumsal kirlilik" ülkemizin sorunu, bizlerin sorunudur. Nasıl temiz doğayı ve çevreyi savunuyor, insanların duyarlı olmasını istiyorsak ,toplumsal anlamda temiz ve şeffaf toplumu savunmak ve kurmak zorunluluktur.
İnsanların sıfatının ne olduğu önemli değil, herkesin doğru bilgi arayışında olması gerek.
İsmin önüne konulan unvanlar o kişiye "atış serbest, vur abalıya" hakkını vermez.
Sokaktaki vatandaş dahi bu duyarlılıkla davranmak zorundadır.
Farklı fikirler yaşamın olmazsa olmazlarıdır. Kanıtlar, savlar ortaya konulup; doğru bilgiyle, akıl ve mantık temelinde konuşulduğu, tartışıldığı zaman farklılıklar güzeldir. Güzellikler böyle yaratılır.
En çok konuşulan, tartışılan, duyarlılık gösterilen bir konu aslında o toplumun en çok kanayan yarasıdır. Bu kanayan yara özellikle medya tarafından iyice kanatılmaktadır.
Bu temelde sorunu irdelemek daha mantıklı bir davranış olurdu. Kişileri aforoz etmek yerine, evet bu sorun toplumsal bir sorun demek; olayı toplumsallaştırıp bunun üzerine bir tartışma yürütmek daha mantıklı bir yoldu.
Demokrasi, insan hakları, kişisel haklar herkes için var olmalıdır.
Toplumlar kolay değişmiyor.
Toplumsal değişim; karıncanın yol alışından daha yavaş ve güç ilerler. Takvim sayfalarının bir bir düşmesi, toplumsal ilerlemeler için yetmez. Yıllar ve mücadele ister.
Toplumu ve toplumun değerlerini bu kadar yozlaştırmaya kimsenin hakkı yoktur. Hele hele, aydın sıfatı ile bunu yapmak; bu topluma yapılabilecek en büyük kötülüktür.