Yazı yazacağım, ama gelgelelim gündem çok yoğun hangisini yazayım, karar veremiyorum. Ayrıca millet onlarla ilgili haberleri yorumları kendi yorumunu da katarak kaç gündür okuyor, izliyor.
Bu arada bir dostum imdadıma yetişti; telefonla haber verdi; "N-TV'nin Alman Gazetecilerle ilgili haberini internette okumadıysan gir oku" diye.
Girip baktım önemli bir konu "BND'nin yani Alman "Federal İstihbarat Teşkilati"nın "aylığa bağladığı muhabir gazeteciler".
Böyle önemli bir konuyu herhalde bizimkiler de alıp Türk okurlarına aktarmışlardır diyerek, sayılı gazetelerimizin internetteki sayfalarına girip "Avrupa haberleri"nden "Dünya haberleri" ne kadar baktım; yok.
Ne dün, ne bugün.
Demek ki "kayda değer" bulmamış bizim medyanın redaktörleri.
Hani halkımız bilse ne yazar, bilmese ne olur gibisinden önmesiz(!)
Her zaman diyorum ya bizim medya AB'nin baş ülkelerinin başsansürcüsü gibi.
Ama onlar Türkiyedeki en ufak bir olumsuzluğu alıp okuyucularına aktarıyorlarmış.
Olsun onlar yapar, beratlıdırlar.
Tıpkı "insan hakları" gibi; onlar bizi sorguya çeker ama bizim haddimize mi düşmüş.
Allah sizi inandırsın medyamızın başına şimdiki gibi uzaktan kumanda değil de doğrudan batılı bir yönetici getirsek bizimkilerden daha az sansür uygular Avrupa'dan haberlere..
Neyse sonuçta bana da medyamızın haber yerine koymadığı bu "değersiz" haberle uğraşmak kaldı.
Haberi veren Alman N-TV (Haberler-TV) haberi "Fokus" dergisinden almış.
Haber daha taze, TV dün (09.12.06) yayınladı, dergi de sanıyorum yarın piyasaya çıkacak olan Fokus .
Haberin ayrıntıları da şöyle ; Sosyal Demokrat Parti'nin iktidarı döneminde Başbakan Gerhard Schröder'e bağlı Federal İstihbarat Örgütü- "BND" dış ülkelerde Alman TV, Radyo ve gazetelerinin bir bölümü serbest muhabir olan 20 gazeteciyi BND için angaje etmiş.
Muhabirlik yaptıkları ülkelerden BND'ye gerekli olan bilgileri toplamaları karşılığında kendilerine 150-1000 Euro arası "bedel" ödenmiş.
Haberde bu ödeneğin kod numarası falan da veriliyor.
Hatta bu muhabirlerden birinin doğu Avrupa ülkelerinden birinde bir "basın bürosu" açarak bu "ispiyonculuk/casusluk" görevini daha iyi yerine getirebilmesi için "Federal İstihbarat Örgütü" tarafından maddi yardım bile yapılmış...
......
Evet haber aşağı yukarı böyle.
Haber de bu "doğu Avrupa ülkesi"nin adı verilmemiş, yakında o da çıkar,
allah bilir o günkü aday bugünkü ortak olan bir ülkedir..
Hele Avrupa dışındaki ülkeler de bir açıklansın bakalım bunların içinde Türkiye de var mı.
Şimdi aklımıza gelen bir kaç noktayı bizim tüm siyasal medyasal AB'koliklere soralım:
Bu habere neden yer vermediniz ?
Bugün sayfalarınıza alıp okuyucularınıza sunduğunuz ;
"Prense Diana'yı ABD'nin dinlemiş" olmasından da önemsiz miydi ?
"Bosna Hersek'li manken Delila Softic, Miss Fashion TV Grand Finali'nde birinci seçilmesi" kadar da değeri yok muydu?
"Hollandalı enişte Joost Lagendijk'in Nevin'e aldığı ilk romantik hediye, bir bisiklet" haberi daha mı önemliydi ?
Verdiğiniz tek siyasi haber Polonyadaki siyasal skandalla ilgili haber.
Ama onun da ana teması iktidarın ortaklarından olan bu partilerin Milliyetçi partiler olması ve bunların yöneticilerinden bazılarının karıştığı seks skandalları ve yine bunlardan birinin "üst düzey bir politikacısının yardımcısı birinin "Nazi selamı" vermesi.
Verilen mesaj belli. Milliyetçilik, nazilik ve seks, üçü bir arada.
Ama AB'nin güçlü ülkesi ve Doğan Medya'nın Aksel Springer ortaklığı ile iyice integre olduğu Almanya tabu.
Tabii Almanya'daki iktidar ortağı Sosyal Demokratlar da...
....................
Öte yandan;
hani günümüzde varsa yoksa yuvarlaklaşma vardı "ulusal çıkarlar" ölmüştü :
hani bu AB'de böyle başka ülkeleri denetlemek için ispiyonlamak gibi şeyler olmazdı;
hani Sosyal Demokratlar insan haklarına da, başka ülkelere de saygılıydılar;
hani batının gazetecisi erdemliydi, ilkeliydi, böyle şeylere tenezzül etmezdi.
vs. vs. vs.
..................................
Ben sizi önce Allah'a sonra Türk milletine emanet ediyorum arkadaş !
Aydoğan Kekevi/Aralık 2006/Almanya