Haberin yayım tarihi
2010-08-13
Haberin bulunduğu kategoriler

Belçika’da Siyasi Akrobasi...

Uzun ince bir yolculuktur, kimlik arayışı... Hele Belçika'da heryerden daha uzun, daha ince... Dünyaya insan olarak geldiğin yetmiyormuş gibi, doğduğun yere göre huy sahibi olman, belli bir hukuk anlayışını savunman, biri dili konuşman, demokrasi anlayışını canla başla savunman gerekir! Belçikalı olman yetmez. Flamancılık  yaparak üstünlük taslaman gerekir. Her isteyen Flaman olamaz ve ülkenin Kuzeyinde oturmanın ödenmesi gereken bir bedeli vardır.



Dünyanın bu cennet köşesinde yaşayabilmek amacıyla her yıl yaklaşık 14.000 aday başvuruyor. Adaylar hemen uzmanlar tarafından inburgering/uyumlulaştırma eğitimi kurslarına  tabi tutuluyorlar. Sisteme uymayanlar « yoldan çıkmış » addeliliyor. Bu uygulamanın Flaman Bölgesine 2010 yılı maliyeti 48,6 milyon avro. (Valon Bölgesinde aynı iş için harcanan para 5,4 milyon avro). İki ayrı bölge, iki ayrı zihniyet, iki ayrı yaklaşım... Flamanya sabırsız, huzursuz ve dediğim dedik. Federal Hükümetin göç politikalarını hem yeterli bulmuyor, hem de çok gevşek olarak değerlendiriyor. Hayal ettiği ulus devleti kurmak için uyumlu ve adam gibi vatandaş yetiştirme yetkisinin özerk hale getirilmesini, yani halen Federal olan bir yetkinin Bölgelere aktarılmasını dayatıyor.  Yani benim yabancılarımı bana bırakın havasını çalıyor Flaman milliyetçileri...

Kuzey ile Güney uyuşmazlıkları okyanusunda göç olgusu sadece bir damla. Güneyde oturan Valonlar ve Fransızca konuşanlar Federal Hükümetin elinde kalan ufak tefek yetkileri savunma amacıyla uzlaşma arayadursun, Flamanlar bir sonraki aşamaya, yani üniter Belçika'nın parçalanmasına odaklanmış durumdalar.

13 Haziran 2010 seçimlerinde yeni bir tablo ortaya çıktı. Mevcut Anayasaya göre üç Bölgeli Belçika Federal Devletinde kuzey ile güneyin siyaseten ayrıştıkları ve hiçbir konuda anlaşamadıkları gün gibi aşikar. Görüşler 180° zıt. Kraliyet Sarayından başlmak üzere herkes şaşkın. Kimse ne istediğini tam olarak bilmiyor, tribünlere oynuyor ve karşı tarafın hata yapacağı anı bekliyor. Mutlaka karşılıklı tavizler verilmesi gereken bir ortamda, hiç kimse ilk taviz veren taraf gibi algılanmak istemiyor. Bizim vergilerimizle siyaset pokeri oynanıyor. Ve bunun adı demokrasi. Di Rupo dost mu-düşman mı olduğu belli olmayan iki bölgeden yedi siyasi partinin başkanları ile birbirinden gizli ve dışarı su sızmayan toplantılar yaparak onları hiç değilse geçici olarak uzlaştırmaya çalıştırıyor. Ortaya öyle bir uzlaşı çıkmalı ki herkes kendi bölgesinin halkına hava atmaya devam edebilsin ! Ah oy, sen nelere kadirsin ! Durum kelimenin tam manasıyla « bıçaksırtı » veya « iki ucu b.klu değnek »...


Geçen hafta başında Flaman sosyalist SP.A partisi başkanı Caroline Gennez « Bulmak zorunda olduğumuz uzlaşılar işlemek zorunda»
derken önemli bir noktaya işaret ediyordu.  Doğru da demesi kolay. Beş dakikada Beşiktaş formülü burada geçerli değil. Özellikle Brüksel dosyası daha çok uzun süre kafa ağrıtacak türden. Flamanların Brüksel'i bırakmaya hiç niyetleri yok ! Flamanlar Brüksel konusunda ikili ortak yönetim istiyorlar. Yani Brüksel'in Anayasanın öngördüğü şekilde kendi başına, müstakil ve özerk bir bölge olmasına izin vermiyorlar. Fransızca konuşanlar yetkilerin bölgelere devredilmesini savunurken Flamanlar sözkonusu yetkilerin toplumlara (Flamanlar veya Fransızca konuşanlar) verilmesinden yana. Brüksel Bölgesinin sorunlarını çözmek için ihtiyaç duyduğu kaynak transferi Flamanlar tarafından engelleniyor. Kaynak yetersizliği nedeniyle çözülemeyen sorunlar yüzünden artış gösteren olumsuzlaklardan yabancıları sorumlu tutarak yabancı düşmanı ve ırki siyasetlerine malzeme üremesine çanak tutuyorlar. Bu anlamda, Brüksel'deki olumsuzlukları daha çok Flaman Bölgesi siyasetçilerinin istismar etmesi son derece manidar. Brüksel hapşırınca Flamanya grip oluyor...



Ülke tam bir açmazda. Boşanmak isteyen çifte, çocuğun nafakası ve velayeti engel. Yani çift sevmediği ve tam aksine istismar ettiği çocuk yüzünden boşanamıyor. Çünkü Brüksel adındaki çocuk çok değerli kocaman bir delikanlı. Ve aslında çocuğun bir an önce huzura kavuşması anne-babayı da son derece rahatlatacak.  N-VA'nın hayal ettiği ikiki ortak yönetim hapını Fransızca konuşanlara yutturmak imkansız ! Olacak şey değil. Ufak tefek istinsnalar hariç hepsi sağa kaymış bir Flamanya ile sosyal demokrat solun egemen olduğu Valonya arasında hiçbir konuda fikir birliği sağlanamıyor. Her konuda iki ayrı politik görüş sergileniyor.  Brüksel'de herkes tarafını seçsin oyun havasını çalmaya başladı Flaman çalgıcılar... Yakında büyük gürültü koparsa kimse şaşırmasın ! İnşallah yakın bir gelecekte Brükselliler ikinci bir kimlik seçmek zorunda bırakılmazlar. Dünyaya rezil oluruz valla... İtalyan asılı bir Başbakanın yönettiği Federal (veya Konfederal) Belçika'da, Türk kökenli iki Brükselli Belçikalıdan biri Flaman, diğeri de Frankofon kanadı seçerse, iki Türk Brüksel'de karşı karşıya gelebilir. Düşünebiliyor musunuz ?

Hayal gücüm geniştir, ama beni tanıyanlar uçuk bir insan olmadığımı bilirler. Uçma, kes sesini, gürültü yapma, adamlar ciddi ciddi müzakere ediyorlar diyenler olabilir. Olabilir. Ben gidişatı iyi görmüyorum ve bunu açık açık söylüyorum. Durum tam bir muallakta. Diyeceksiniz ki siyasette herşey mümkün. Belki gün gelir, Flamanlar Brüksel'den vaz geçebilirler. Tabii canım niye olmasın ? Halbuki ben, Brüksel'de yaşayan herkesi seviyorum ve çözümün yöneticisi de bulunduğum iki dilli Pro Bruxsel partisinin önderiği programdan geçtiğine inanıyorum.
Ütopyacı mıyım neyim, anlayamadım gitti...



Akrobat ya düşüp rezil olacak, yada başarıp alkış alacak...



Yakup Yurt (c)


Umurbey, 13.08.2010


yurtyakup@gmail.com

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.