Fatih Özyar Yazdı...

Hollanda`da ekonomik kriz almış başını gidiyor. Geçim sıkıntısı vatandaşa göz açtırmıyor. Evlerde ödenemeyen çekler dolap raflarında beklerken bu seçmen neden sandık başına gitsin? Peki ya seçtikleri siyasetçilere ne demeli? Bırakın seçmenine hal hatır sormayı, seçildikten sonra seçmeninin verdiği selamı bile almıyorsan, o zaman seçmeni yargılayamazsın. Ondan sonra da seçmeni suçlayacaksın. Yok arkadaş, bu seçmen enayi değil artık. Ya kendinize çeki düzen vereceksiniz, ya da bu diyarı terk edeceksiniz. Bu yüzde 25`lik oran, aslında Hollanda siyasisine bir uyarıdır!!!

Şimdi kısaca bir özetleyerek bir değerlendirme yapalım:

18 Mart`ta Hollanda`da yapılan Eyalet Meclis Seçimleri`nde resmi sonuçlar dün açıklandı. Ben de değerlendirme yapmak için bu resmi sonuçların açıklanmasını bekliyordum zaten. Yanılmadım yine haklı çıktım.

Hollanda`da oy kullanma hakkına sahip olan 250 bin Türk kökenli Hollanda vatandaşı var. 12 farklı eyalet yapılan seçimlerde farklı partilerden olmak üzere aday sayımız 60`tı. Bu 60 adayımızdan seçilenlerin sayısı ise 8`de kaldı.

60 adayımızdan en çok oyu alan Huri Şahin`di. Huri Şahin`e Türk kökenli seçmenin verdiği oy sayısının 5 bin olduğunu düşünüyorum. Bununla birlikte diğer 59 adayın da tercihli oy sayısını topladığımda toplam sayı 60 bine çıkıyor. Özetlersek 250 bin Türk kökenli seçmenden 60 bini sandık başına gitti görünüyor. Oran olarak ise yüzde 25`i geçmiyor!

Eyalet Meclis Seçimleri`nde Türk kökenli seçmenin oy kullanma oranının bu kadar düşük olması, bir çok soruyu ve konuyu da beraberinde getirmiş oldu. Ortaya çıkan sonuca baktığımızda sorumlu sorumlu olarak ta Hollanda siyasetini görüyorum.

Bu seçimlerde sandık başına giden Türk kökenli seçmenlerin yüzde 95`i oylarını sol partilere verdi. Sol partiler içersinde kazananlar Demokratlar 66 (D66), Sosyalist Parti (SP) ve Yeşil Sol (GL) olurken, kaybeden ise 50 yıldır Türklerin umudu olan İşçi Partisi (PvdA) oldu. Artık yavaş yavaş Türk seçmeni İşçi Partisi`nden desteğini çekmeye başladı. Çünkü, İşçi Partisi seçmenine umduğunu veremedi, hayal kırıklığı yaşattı. Yaşatmaya da devam ediyor. Eğer kendine çeki düzen vermez ise de ileride sandığa gömülür ve bir daha da o sandıktan çıkamaz hale gelir!!

Bu yaptığım analiz aslında Türk kökenli seçmenin sesidir. Geçim sıkıntısı almış başını gidiyor. Vatandaşı boğar duruma getirdi. Aylık gelirler, giderleri karşılamıyor. Gözlerini açar açmaz posta kutusunda kendisini yeni bir çek bekliyor. Aile fertlerinin sağlık sigorta parasını mı ödesin, evin kirasını mı? Ya okulda okuyan çocuklarının okul parasına ne demeli!

Vallahi inanın vatandaş hasta olduğu halde ev doktoruna bile gitmiyor evde ölümü bekliyor. Niye mi? Parasızlıktan; adam hesaplıyor! 18 yaşından büyük 5 kişilik bir ailede aylık olarak kişi başı ortalama 120 Euro sağlık sigorta primi ve bunun yanında bir de yıllık olarak 375 Euro katkı payı ödüyor. Bunu aylık olarak 5 kişi üzerinden hesapladığınızda toplam 756 Euro ödüyor. Bu para sadece aylık olarak ödediği sağlık sigortası içindir. Eeee daha bekleyen bir çok şey var. Mesela kira parası, su parası, elektrik parası, gaz arası, telefon, arabanın vergisi, yakıt derken almış başını gidiyor.

Neyse fazla uzatmayım. Hiç kimse fark etmedi mi, etmiyor mu bilemem.

Ama ben bu vesile ile VATANDAŞ CAN ÇEKİŞİYOR onu söyliyeyim istedim!