Haberin yayım tarihi
2010-12-21
Haberin bulunduğu kategoriler

BOMBALARIN ARDINDAN

Türkiye'de demokrasi, demokrasi diye her köşeden kararlı sesler yankılanırken, hafta sonu yaşananların, umutları bir anda suya düşürdüğü görülüyor. Bombalı eylemlerin, demokratik açılımı sekteye uğratmak için mi yapıldığı, yoksa PKK'nın eylemsizlik kararının bitişini mi işaret ettiği gibi hususlar kafalarda soru işaretleri yaratırken, olayların bir ucunun, iki dil tartışmalarıyla bir anda gündemi altüst etmek için uğraşan PKK'nın siyasi sözcüsü BDP'ye dayanması, özellikle partiye oy verenleri bir kez daha hayal kırıklığına uğratıyor.

Bir grayder operatörü tarafından 18 Aralık 2010 tarihinde Erzincan-Erzurum Karayolu 35.km'de bulunan Fırat- 2 (Karasu-2) Köprüsü'ndeki yol yapım çalışmalarında yer alan iş makinesinin kepçesine mahiyeti belirlenemeyen bazı kabloların takıldığının ihbar edilmesinin ardından yapılan incelemelerde, mutfak tüpü içine yerleştirilmiş tahrip gücü yüksek el yapımı bir bombanın ele geçirildiği bildiriliyor. Yaklaşık iki hafta önce bölgeye gömülen, C 4 patlayıcıyla oluşturulan, ateşleme anahtarı bulunmayan ve aktif halde olmayan bombanın,  köprüyü tamamen havaya uçurabilecek güce sahip olduğu söylenirken, bombanın, daha önceki eylemlerle de benzerliğinden dolayı terör örgütü PKK tarafından konulmuş olabileceği üzerinde duruluyor.

Diyarbakır'da ise 19 Aralık 2000 tarihinde cezaevlerine yönelik düzenlenen "Hayata Dönüş Operasyonu"nun yıl dönümünü bahane eden  ve Diyarbakır E Tipi Cezaevi önüne kadar yürümek isteyen ve polise taş, molotofkokteyli ve havai fişeklerle saldıran BDP'li grubun parti binasına kaçması ile birlikte olayların daha da hızlandığı hatta binadan güvenlik güçlerine molotof kokteyli atılarak olayların iyice tırmandırıldığı belirtiliyor. BDP'lilerin her zamanki tavırlarında bir değişiklik sezilmeyen söz konusu olayda, Selahattin Demirtaş'ın olay yerine gelmesine rağmen gruba herhangi bir müdahalede bulunmayıp, eylemi daha da destekleyip kışkırtıcı hale getirmesi, demokratik siyasetin üzücü yanını teşkil ediyor. 

Hafta sonu başka bir bomba haberi de İzmir'den geliyor. Cumhuriyet Bulvarı'nda bir kafe önüne bırakılan valizi gören vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine gelen ekiplerin imha etmesiyle birlikte içinden asker giysilerinin çıktığı vurgulanıyor.

Bu olaylar kim ya da kimler tarafından ne amaçla kimlere yönelik yapıldıysa hepimiz herhangi bir ölüm olayının yaşanmadığı için şükrediyoruz. Terörün her türlüsünün asla kabul görmediği ve şiddetin her fırsatta reddedildiği bir ortamda, Türkiye'de yaşanan bomba olayları, demokrasiye gölge düşürüyor. Çağdışı olarak nitelendirilebilecek eylemlerin, gözdağı vermek, tehdit etmek için yapılsalar bile, kardeşlik ortamını zedeleyemeyeceği, araya nifak sokmak isteyenlerin emellerine ulaşamayacakları değerlendiriliyor. Halkı temsil etmek için seçilen siyasi parti üyelerinin, terör eylemlerine destek vermeleri ise, demokratik siyasete yakışmıyor. 

Helin Demir

helindem@mynet.com  
 

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.