15 Şubat 1999. A.Öcalan, Kenya'da yakalanarak Türkiye'ye getirildi.
Aradan tam on yıl geçti ve her yıl 15 Şubat'ta, PKK'nın talimatı ve DTP'nin organizesiyle, özellikle Güneydoğu'daki bazı il ve ilçeler ile bazı büyük şehirlerde gösteriler düzenlendi.
PKK televizyonu ROJ TV vasıtasıyla, son yirmi gün içerisinde hemen hemen her gün, 15 Şubat'tan bahsedilerek, Kürt halkının sokaklara dökülmesi, kepenklerin kapatılması ve eylemlerin yapılması talimatları verildi.
Bu sefer ki 15 Şubat, diğerlerinden biraz daha farklı ve önemliydi. Çünkü, bu 15 Şubat, örgüt ve DTP için neredeyse bir "var oluş" mücadelesi olarak değerlendirilen 29 Mart yerel seçimlerinin provası niteliğindeydi.
Amaç; önce halkı sokağa dökmek, sonra güvenlik kuvvetleriyle karşı karşıya getirmek, bilahare özellikle zarar görmesini sağlamak ve sonuç olarak bu durumdan nemalanmak idi.
Nemalanmanın iki yönü var.
Birincisi; çatışma görüntülerinden faydalanarak, Türkiye kamuoyu ile özellikle dış kamuoyu nezdinde, "orantısız güç kullanıldığı" iddiası gündeme getirilerek "mağduru" oynamak.
İkincisi ve daha önemlisi ise; halk ile Devlet arasındaki "köprünün" yıkılarak, "kin tohumlarının" ekilmesini sağlamak.
Dikkat ederseniz, televizyon görüntülerinden de anlaşılacağı üzere, eylemlere katılan kitlenin çok büyük bir bölümü 8 ila 16 yaş grubu içerisinde, yani, ya çocuklar ya da henüz yeni genç olmaktalar.
Hatırlayın, daha dün 15-16 yaşlarında ve henüz çocuk sayılabilecek 3-5 genç adayı, yine bir başka DTP gösterisinde polislere ve araçlarına taş attıkları gerekçesiyle yakalanarak cezaevine konuldular. Haklarında 8-10 yıl isteniyor.
Bundan ders alması gereken kim?
Öncelikle aileleri ve sorumluluğun büyüğü onlarda olan DTP'liler.
Neden, şimdiye kadar bir defa olsun, çocukların katılmaması yönünde uyarılarda bulunmadınız/bulunmuyorsunuz?
Neden, günahsız bu yavrucakları, geçmişte hepimizin oynadığı "hırsız-polis" oyunundan kopartarak ve "terörist-polis" oyununuza alet ederek terörize ediyorsunuz?
Yoksa işinize mi geliyor!!!
Neden, ön saflarda hep onlar, siz ise gerilerdesiniz veya perde arkasındasınız ya da ünlü restoran ve kebapçılardasınız!!!
NTV televizyonunun 5N 1K adlı programında, bu zavallı, sahipsiz ve kadersiz çocuklarla ilgili bir program yayımlandı.
Cezaevlerine konan bu çocukların, ailelerine gönderdikleri mektuplar yayımlandı. Çocukların tümü ilk mektuplarında; "neye uğradıklarını şaşırdıklarından, bunu bir oyun gibi gördüklerinden, ancak kendilerini bir anda cezaevinde bulduklarından, pişman olduklarından ve morallerinin çok bozuk olduğundan" bahsederlerken, son mektuplarında ise; aynen örgütün beklentisinde ve amacında olduğu gibi, "özgürlükten, mücadeleden, başkaldırıdan, kinden ve nefretten" bahsetmeye başlamışlar.
PKK'nın bir üst düzey sorumlusu, ROJ TV'den aynen şu açıklamayı yapıyor; "Kürt halkını, başkan Apo'nun özgürlüğü adına düzenledikleri eylemler için tebrik ediyorum. Kürt halkı, eylemlerine devam ettiği sürece Apo özgürleşecektir".
O'nlar için mühim olan, varsa yoksa Serok Apo'nun özgürlüğü!!!
8-10 yaşındaki çocukların, 16-17 yaşındaki gençlerin ne önemi var ki!!! Bu çocuklar, cezaevine girdikçe, hayatlarıyla oynandıkça, aileleri yıkıldıkça, acılar yaşadıkça Apo özgürleşir!!!
Doğru ya; "Bugün'ün çocukları, yarın'ın büyükleri, teröristleri" olacaklar!!!
Sabahattin Talu
sabahattintalu@gmail.com