Dün akşam televizyon haberlerinde bir halkoylaması sonucu verildi.
% 52'lik yüksek bir katılımın olduğu oylama sonucunda "demokrat ve uygar" İsviçre halkının % 57'si "minareye" hayır dedi.
Bu sonuç üzerine İsviçre Anayasasının Devlet ile dinler arası ilişkileri düzenleyen 72.nci maddesinin değiştirilmesi gerekiyor.
Minare yasağı Anayasa'ya şöyle bir giriş yapabilir : "ayrı inanç toplulukları arasındaki barışın korunması amacıyla…"
***
42 yıldır Batı Avrupa'nın Belçika ülkesinde yaşayan, radikal islamdan çok uzak ve mazbut bir müslüman olarak çok samimi olarak ifade edeyim ki küfretmemek için kendimi zor tutuyorum.
Popülist aşırı sağcı İsviçreliler zafer çığlıkları atarken ben Brüksel'in mütevazı bir müslüman mahallesinde kahrımdan ölüyorum.
İntikam duygularına kapılmamak için içimden gelen infial ve infilak duygularını bastırıyorum.
Bab-ı Ali Sarayından büyükdedem Fatih Sultan Mehmed efendiye daha o tarihlerde sergilediği çağdaş, modern, ilerici, demokrat ve hümanist tavrı için hayır duaları okuyorum…
Ve de kızıyorum istemeyerek sebep olduğu Rönesans kıvılcımını Kuzey İtalya'ya sırattığı için.
Rönesans, yani Fransızca "renaissance", yani "yeniden doğuş".
Orta Çağ karanlığından çıkış ve Aydınlanma sürecinin başlaması.
Günümüzde ise Batılı olan (İsviçre dahil) herkes medeni, Doğulu olan tüm müslümanlar (Batıda yaşayan bendeniz de dahil) tu kaka…
***
Halkoylaması öncesi yapılan en iyimser tahminlere göre % 30 "Minareye Hayır" oyu çıkacağı düşünülüyordu.
Neredeyse yüzde 100'lük bir yanılgı (veya yanılma) payı ile iki misli fazla çıktı.
Demokrasinin bereketi mi, yoksa demokrasinin "gaflet, dalaleti ve hatta hıyaneti" mi desek ?
Adolf Hitler de sandıktan çıkmamış mıydı sonuçta !
İslam düşmanlığı, islamofobi, başörtüsü, minare, falan filan derken Batı Avrupa demokrasileri ne kadar hoşgörüsüz, ne kadar hazımsız, ne denli acımasız asimilasyonist olduklarını sergilemeye başladılar.
Sebep hep aynı : Ekonomik kriz, işsizlik, fakirlik, yoksulluk, gelir dağılımındaki dengesizlik !
Taktik hep aynı : Suç garibanlara, yabancılara, ötekilere yükleme.
Sonuç hep aynı : Faşizmi engellemek adına faşist fırsatçılara taviz veren demokratik rejimler…
***
Hiç beklenmedik ( !) bu sonuçla karşılaşan İsviçre Federal İçişleri Bakanlığına ait internet sitesinde alelacele bir bildiri yayınlandı dün öğleden sonra.
Bildiri şu görüşlere yer vermiş : "Halkın kararına saygılıyız. Bundan böyle İsviçre'de yeni minare inşa edilmesi yasaktır. Bu karar mevcut olan dört minare ile ilgili değildir. Cami inşa etmek mümkün olmaya devam etmektedir. İsviçre müslümanları bugüne kadar olduğu gibi, bireysel olarak veya başkalarıyla grup halinde, dinlerini uygulayabilirler" deniliyor…
Hem kendi dillerinde, hem de ilk kez Arapça olarak !
Hiç böyle bir karar beklemeyen Federal makamlar şimdi ortaya çıkacak hasarı asgariye indirgeme çabasındalar.
İsviçre Federal İçişleri Bakanına göre "Yok efendim bu karar İslama karşı değilmiş, ama minare inşasına karşıymış, bazı halk gruplarının aşırı islamcılara olan tepkisinden kaynaklanıyormuş, bazı kaygıların ciddiye alınması uygun olurmuş ta muş ta muş…"
Yok ya… siz gidin Abu Dabi'de çikolata satın veya gökdelen inşa edin…
Nasıl olsa müslümanlarda petrol de bol, para da…
Paraları da mışıl mışıl uyuyor İsviçre bankalarında !
***
İsviçreli müslüman Tarık Ramazan'ın değerlendirmesine göre İsviçreliler "İslam ile islamizmi" birbirine karıştırmışlar.
Cenevre'de yaşayan ve Oxford'da ders veren Tarık Ramadan'a göre İsviçre halkı "hem müslüman hem de İsviçreli olunabileneceğini henüz anlamıyor."
Yeşiller Partisi konuyu Strasburg Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşıyacak.
Zira din ve vicdan özgürlüğü ihlali söz konusu olan.
***
Danimarka karikatürleri, İsviçre minareleri derken korkmaya başladım gerçekten !
İslam üzerinden kendi kimliğini sorgulayan Avrupa'da bize hukuk kuralları dahilinde, barış ve huzur içinde yaşama ve var olma hakkı tanınacak mı ?
Avrupa'nın demokrat müslümanları seslerini ne zaman duyuracaklar ?
***
İsviçre kartpostal güzeli bir ülke !
Karlı Alp Dağlarıyla, kendine özgü bankacılık sistemiyle, beyaz İsviçre bir aklama ülkesi.
İsviçre nüfusunun sadece % 4 ü müslüman ve bunların da sadece % 10 u ibadetini düzenli yerine getiriyor.
Bu bile minarelerin füze başlığı gibi algılanmasına yetiyor ve İsviçrelilerin uykusunu kaçırıyorsa buna ancak pes denir !
Avrupa Birliği genişleyedursun, Avrupa Birliği'nde huzur daralıyor, haberiniz olsun !
***
Avrupa medyasını suçluyorum.
Dürüst olmamakla, gerçeği kısmen yazmakla (kendi işlerine gelen tarafı) ve hepsinden önemlisi İslam dini ile ve göçmenlerle ilgili korkuları beslemekle.
Müslüman aydınları suçluyorum.
Kendisini dar kültürel ve dinsel kalıplara hapsederek besleyici bir bilgilendirme diyaloğu kurmayı başaramamış olmakla…
Gereksiz, anlamsız ve yersiz bir takım komplekslerden kendilerini arındırmamış olmakla.
Mevlana felsefesini özümsemiş olarak "Ya göründüğün gibi ol, ya olduğun gibi görün" veciz sözünü yaşatan bir kimlik sergileyememekle.
Yaklaşan Noël yortusunu fırsat bilerek ilk iş (eylem) olarak İsviçre çikolatasından "inşa" edilmiş minare formunda irice bir pastayı bir basın konferansıyla birlikte İsviçre Federal İçişleri Bakanı Eveline Widmer-Schlumpf hanımefendiye takdime etmeyi öneriyorum…
İlk parçasını en ırkçı meslektaşına ikram etmesi kaydıyla !
Yakup YURT © Belexpresse.be
Brüksel, 30.11.2009