Demir Gökgöl kimdir sorusuna cevap vermek kolay görünen zorlardandır.
Öncelikle insan gibi bir insandır.
Dünyayı kucaklayan evrensel bir sanat adamıdır.
Demir Gökgöl 1937 İstanbul doğumlu. Viyana'da tiyatro eğitimini (Tiyatro Tarihi ve Dramatürji - 1959-1964) bitirdikten sonra İstanbul'a döndü. Bir süre TRT'de çalıştı. 1968 yılında Almanya'ya göçtü. Bu süre içinde sanatsal herhangi bir çalışma yapmadı. 1985 yılında rejisör Tevfik Başer'le tanıştı. Bu tanışma "40 m² Deutschland-1986", "40 Metre Kare Almanya" filmiyle sinemayla taşıdı. Bundan sonra birçok sinema ya da televizyon filminde -küçük ya da büyük- roller aldı. 1992 yılında, rejisörlüğünü İran asıllı, Mansour Gadharka'nın yaptığı filmde, Renan Demirkan'la birlikte "Auge um Auge" filminde oynadı. (Havuz Dergisi)
1996'da müziklerini Fuat Saka'nın yaptığı, "Arhaveli İsmail" albümünü çıkardı. İkinci albümü gene Nazım Hikmet Ran şiirlerinden derlenen "Yaşamaya Dair" oldu.
Berlin Film Festivali'nde Fatih Akın'ın yönetmenliğini ve rejisörlüğünü yaptığı *ödüllü film,"Duvara Karşı - 2004" "Gegen Die Wand" filminde de rol alan Gökgöl, Hamburg şehrinde yaşamakta.
Yaşlı gibi görünen, ak sakallı bir genç.
Çünkü kalbi sanat için çarpıyor.
Eşsiz bir sesi var, harika güzel şiir okuyor.
Ve hepsinden önemlisi sürekli gülümsüyor...
Kendisini çok fazla tanımıyorum ama tanımaya gerek görmeden seviyorum onu!
Hani Fransızca dilinde "Le coeur a ses raisons que la raison ne connait pas" diyen bir tabir vardır.
"Kalbin öyle gerekçeleri vardır ki onları mantık tanımaz" anlamına gelir.
Sahi sevmenin mantığı var mıdır sizce?
Onu ilk kez 25 Ekim 2003'te, Almanya'nın Darmstadt kentinin Literaturhouse'una şiir dinletisinde gördüm, dinledim ve sevdim.
Aynı kentte yaşayan şair Nida Öz'ün düzenlediği şiir dinletili bir ödül törenine katıldım.
Ödül alamadım ama güzel insanlarla aynı sahneyi paylaştım ve birkaç şiir de ben okudum...
Ben ona Demir abi derim, o da bana kardeşim der.
Onun değişmeyen iki sloganı var : Yaşasın sanat, yaşasın edebiyat!
Dergi.Havuz.de internet dergisinde çıkan Nida Öz ile yaptığı bir söyleşide "Yaşımdan dolayı, oynayabileceğim roller oldukça kısıtlı. Ancak akıldan çıkmayacak olumlu bir karakteri canlandırmayı çok isterdim; ancak bu konuda pek umutlu değilim. Gene de böyle bir şansım olursa Mevlana'yı ya da Einstein'i canlandırmak isterdim." diyor.
Aynı söyleşide "Ah, sevgili Nida Öz kardeşim, sen de biliyorsun ki şiir söylemek, sevgili, ölümsüz Türk ozanlarını Alman izleyenleri de dahil, tüm izleyenlere tanıtmak son yıllardaki tek uğraşım oldu. *Son üç yıldır Darmstadt'a gelerek seninle ve diğer değerli sanatsever arkadaşlarla birlikte çalıştık."
Kendisi daha sonra kendisinden telefonda ricam üzerine Belçika Atatürkçü Düşünce Derneği'nde düzenlenen bir şiir gecesine de katıldı.
Katılanların gönüllerini fethetti.
Dün kendisinden "Sevgili Yakup, ben de senden haber aldığım için çok sevindim. Nasılsın, dostlar nasıl? Ben çok berbat bir 2009 yılı geçirdim; hala da öyle ya! Üstüne iyilik sağlık tam bir yıl önce gırtlak kanserine yakalandım. Kemoterapisi, ışınlandırması filan anamızı ağlattılar, az kaldı gidiyorduk... Gerçi şu anda, sesim hariç iyileşmiş durumdayım. Maalesef eskisi gibi, şiir, roman okuma durumları yok artık yaşamımda. Bakalım bekliyoruz, sesismde bir düzelme olacak mı? Öpüyorum seni. Kardeşin Demir." diyen bir Facebook mesajı aldım.
Efkarlandım...
Hüzün bastı...
Korkmuyorum anasını satayım; tünelin sonuna yaklaştığımıza göre aydınlığa az kaldı demektir.
Ama yine de "tabut çivisi" tabir edilen sigarayı bir an önce bıraksan iyi olacak...
Bu da sana küçük kardeşinden bir tavsiye canım abicim...
Yakup Yurt (c)
Brüksel, 06 Ocak 2011
İnan anamizi aglattilar, az kaldi gidiyorduk... Gerci su anda, sesim haric, iyilesmis durumdayim. Maalesef artik eskisi gibi, siir, roman okuma durumlari yok artik yasamimda.ilan anamizi aglattilar, az kaldi gidiyorduk... Gerci su anda, sesim haric, iyilesmis durumdayim. Maalesef artik eskisi gibi, siir, roman okuma durumlari yok artik yasamimda.ilan anamizi aglattilar, az kaldi gidiyorduk... Gerci su anda, sesim haric, iyilesmis durumdayim. Maalesef artik eskisi gibi, siir, roman okuma durumlari yok artik yasamimda. Bakalim bekliyoruz sesimde bir düzelme olacakmi. Melun kanserden kurtuldum ama hala girtlagim, bogazim agrimakta. Ilac, milac.... Her neyse. Insallah sizlerden olumlu haberler airim.
Öpüyorum seni.
Kardesin Demir